Sevgili okurlar, bugün sizlerle, son zamanlarda ülkemizde ve dünya genelinde artan orman yangınlarının yaşamımıza ve geleceğimize olan etkilerini paylaşmak istiyorum. Bu felaketler, sadece ağaçları yakmakla kalmıyor, aynı zamanda bütün bir ekosistemi, bizleri, gelecek nesilleri ve yaşamın güzelliklerini de kapsayan derin ve düşündürücü sonuçlar doğuruyor. Bizler, bu durumun farkına vararak ve acil eylemlerle geleceğimize dair umutlarımızı canlı tutabiliriz.

Ormanlar, dünyamızın en değerli varlıklarından biri, dünyamızın nefes almasını sağlayan akciğerleridir. Ancak, son yıllarda artan sıcaklıklar, kuraklık ve rüzgarın etkisiyle orman yangınları büyük bir tehdit haline gelmiştir. Bu yangınların neden olduğu tahribat, sadece ağaçların yanmasıyla sınırlı değildir. Ekosistem dengesi alt üst olurken, binlerce canlı türü yaşam alanlarını kaybediyor ve nesli tehlikede olan türlerin sayısı artıyor. Yangınlar, yeşil örtünün yerine siyah bir yara açıyor. Binlerce yıl boyunca oluşan doğal döngüler, ağaçların, bitkilerin ve hayvanların kaybıyla bozuluyor. Bu kaybın güzelliklerle sınırlı olmadığını, aynı zamanda ekosistemin dengesiyle de ilgili olduğunu unutmamalıyız.

Ormanlar, doğanın güzelliklerini yansıtan yeşil alanlar olarak düşünülebilir. Ancak yangınlar, bu güzellikleri kül ve dumanla değiştirir. Hem insanlara hem de doğaya ilham veren manzaralar, alevlerin önünde silinir gider. Bu yangınlar, aynı zamanda iklim değişikliği sorununun bir yansımasıdır. Atmosfere salınan büyük miktardaki karbondioksit, sera etkisini artırarak dünya iklimini bozar. İklim değişikliği de beraberinde daha sık ve şiddetli yangınları getirirken, iklim koşullarının tahribata daha da katkıda bulunması kısır bir döngüyü tetikler. Bu felaketlerin ardında yatan önemli bir gerçek de, sürdürülebilir olmayan insan faaliyetlerinin etkileri. Orman alanlarının plansızca kullanımı, ormansızlaşma ve tarım alanlarının artması gibi etkenler, yangın riskini artırıyor. Bu nedenle, çevre bilinci oluşturmak, sürdürülebilir tarım ve ormancılık uygulamalarını desteklemek, gelecek nesillerin daha iyi bir dünya mirası bırakması açısından kritik öneme sahip.

Orman yangınlarının ardındaki gerçekleri gördüğümüzde, sadece bugünü değil, geleceği de düşünmek zorunda olduğumuzu anlarız. Birlikte hareket etmek,ağaç dikmek, sürdürülebilirlik için çalışmak ve çevre bilinci aşılamak, geleceğimize sahip çıkmak için atabileceğimiz adımlardandır. Geleceğimiz, bugünkü kararlarımızın bir sonucudur. Orman yangınlarının yarattığı acı tecrübeler, bize çevreye duyarlı, sürdürülebilir ve paylaşımcı bir yaklaşımın ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. Gelecek nesillerin de tıpkı bizim gibi doğanın güzelliklerinden ve zenginliklerinden yararlanma hakkı olduğunu unutmayalım.

Unutmayalım ki sağlık ve güzellik, sadece kişisel bakımla değil, yaşadığımız dünya ile de ilişkilidir. Temiz hava solumak, doğanın güzelliklerini görmek, gelecek nesiller için sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre bırakmak, hepimizin sorumluluğunda. Eczacı olarak ifade etmek gerekirse, sağlığımızı korumak ve güzellikle ilgilenmek elbette önemlidir, ancak bunlar sadece kendi bedenimize değil, aynı zamanda yaşadığımız dünyaya duyduğumuz sorumluluğun bir parçasıdır.

Sevgili okurlar, şu an elimizde olanı tüketirken geleceği düşünme sorumluluğunu taşıdığımızı unutmayalım.  Orman yangınları sadece ormanları yakmakla kalmaz, aynı zamanda insanları, hayvanları, sağlığı, güzelliği ve geleceği de etkiler. Geleceği düşünerek, sürdürülebilirlik ilkesine uygun yaşam biçimlerini benimsemek ve çevre koruma çabalarına katkı sağlamak hepimizin görevidir. Hep birlikte çevremizi koruyalım, dünyayı gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir yer haline getirelim. Sağlıklı ve güzel bir gelecek için, hem kendimize hem de dünyamıza iyi bakalım.

 

Sevgiyle kalın,

Uzm. Ecz. Cihangir AKMAN