Sanat eğitimi için her yaştan çocuk ve yetişkini Strada Meydan’daki yeni okulumuza bekliyoruz
Merhaba Nurhan Hanım, öncelikle okurlarımız için kendinizi tanıtabilir misiniz?
Merhaba, ben Nurhan Deniz Dolgun. 17 yıl önce kurduğum İzmit ve Sakarya Sanat Merkezlerinin genel müdürüyüm. Asılında hukuk mezunuyum ama mesleğim olan avukatlığı hiçbir zaman yapmadım. Hukuk fakültesinde tanıştığım eşimle, biri üniversite son sınıfta, diğeri ilkokulda olan iki oğlumuz var. İşimi çok sevdiğimi ve tutkuyla bağlı olduğumu söyleyebilirim. İşe ilk başladığım zamanki heyecanım hiç bitmedi hatta artarak devam ediyor.
İzmit Sanat Merkezi, 17 yıldır İzmit’te hizmet veriyor. Başiskele’ye taşınma kararını nasıl aldınız? Bu değişiklik süreci sizin için nasıl geçti?
Bu dönüştürücü karar zor oldu oldu. İzmit’teki okulumuz ilk açıldığı günden bu yana Yahya Kaptan’daydı. Dolayısıyla tüm alışkanlıklarımızı değiştirerek böyle bir değişim yapmak dönüm noktası oldu. Bu lokasyona geçişimizin mimarı bir anlamda Tolga Tamer’dir. Tolga benim arkadaşım ve ısrarla “hadi bir gel bak” diye defalarca aradı.
Başiskele çok uzak diyerek çok ciddiye almadım. Bir gün ısrarlarlarına dayanamayarak Strada Meydan inşaatına geldim. Lokasyon hiç de uzak değildi. Ayrıca Başiskele de sayılmaz; Kullar çıkışında, merkeze 5 km mesafede, dolayısıyla çok yakın olduğunu fark ettim. Eskiden bulunduğumuz okulumuzun da konumu çok güzeldi ancak Yahya Kaptan’ın çok hızlı gelişmesi kalabalığı da beraberinde getirdiği için trafik ve otopark problemi hayli artmıştı. En büyük sebep bu olsa da asıl sebep burayı gördükten sonra, okul içeriği olarak farklı projeler yapabilmek ve öğrenci kapasitemizi arttırabilmek için daha geniş bir yer imkânı sunması oldu. Bu süreçte sıfırdan dört duvar teslim aldığımız mekânı beş ay gibi bir sürede tamamen eğitime hazır hale getirdik. Evet çok yorulduk ama fazlasıyla buna değdi.
Strada Meydan gibi bir lokasyonda sanat merkezi açmanın avantaj ve dezavantajları nedir? Bu karar sanatseverler ve öğrencileriniz için ne ifade ediyor?
Bizim için en önemli konuların başında güvenlik geliyor. Öğrencilerimiz okuldan çıkar çıkmaz bize geldikleri için aç olabiliyorlar ya da ders çıkışında arkadaşlarıyla buluşmaları oluyor. Tüm bu ihtiyaçları bizden uzaklaşmadan, Strada Medyan AVM içinde karşılayabiliyorlar. Aynı şekilde velilerimiz de öğrenciler dersteyken alışveriş ve sosyalleşme gibi ihtiyaçlarını aynı alan içerisindeki market ve kafelerde rahatlıkla karşılayabiliyorlar.
Okulumuzu buraya taşıma kararımızla birlikte, trafikten dolayı Yahya Kaptan’a gelmekte zorluk yaşayan ama sanatla buluşmak isteyenler için de kolaylık oldu çünkü her okulun yaşadığı otopark problemi de ortadan kaldırmış oldu.
Sanat eğitimine olan ilginin Kocaeli genelinde nasıl bir gelişim gösterdiğini gözlemliyorsunuz? Taşınma kararınız bu talebe nasıl yanıt veriyor?
Kesinlikle olumlu ilerlediğini söyleyebilirim çünkü nesiller değiştikçe sanata ilgi daha da artıyor. Okulu taşıdığımız bu bölgede çok fazla okul ve site bulunuyor. Ve çevremizden olumlu dönüşler geliyor. Herkesin sanata daha kolay ulaşabilir olması bizi tabii ki çok mutlu ediyor.
Sanat merkezinizde bale, dans, piyano, keman, bateri, solfej, çocuk korosu gibi birçok eğitim programı bulunuyor. Bu eğitimler arasında en çok ilgi gören hangisi?
Kız çocukları için bale hep ön planda. Müzikte ise her yaş ve branşa talep oldukça fazla. Solfej bizim çok önemsediğimiz ve her müzik öğrencilerimize verdiğimiz bir eğitim. Ama koromuz isteğe bağlı. Seçmelerini de yeni tamamladık ve beklediğimizden fazla bir taleple karşılaştık.
Çocuk korosu programınız oldukça dikkat çekici. Bu programın çocuklar üzerindeki etkilerini ve geri dönüşlerini bizimle paylaşır mısınız?
Müzik bölümünde çocuklar birebir enstrüman eğitimi aldığı için bir grupla birlikte olma eğitimini solfejle tamamlayabiliyorlardı. Ancak koro, takım çalışması ve birliktelik anlamında çok fazla kazanım sağlıyor. Öğrenciler kendi seslerini tanıyıp kendi sınırlarını öğrenebiliyorlar. Aynı zamanda öğrencilerimizle birlikte gideceğimiz yarışmalar da onların gelişimine katkı sağlıyor. Önceki dönemlerde koromuzla birçok yarışmayı kazanmıştık. Yeni başarılara imza atmak için sabırsızlanıyoruz.
Yeni yerleşkenizde düzenlemeyi düşündüğünüz özel etkinlikler var mı? Bu tür organizasyonlar sanat merkezinin vizyonuna nasıl katkı sağlıyor?
Okulumuzun içinde koridor konserleri ile etkinliklere başladık. Aralık ayında Başiskele Türkiye Yüzyılı Gençlik Merkezi’nde yılbaşı konserimiz oldu. Dönem içinde başka gösteri ve konserler de planlıyoruz. Yeni okulumuz da vizyonumuza daha fazla heyecan katmış oldu çünkü projelerimizi geniş salonlarda, yeni insanlarla buluşturmayı planlıyoruz.
Kocaeli’nin tiyatro ve konserlere ilgisi her zaman çok olmuştur. Öte yandan, ilimizde bulunan kongre ve kültür merkezleri ne kadar büyük olursa olsun kulisleri yok denecek kadar küçük. Bu da bizler gibi sanat merkezlerinin bu salonlarda gösteri düzenlemesini zorlaştırıyor. Aynı zamanda resmi prosedürler de bazen bizlere engel olabiliyor. Bu nedenle daha kalabalık olduğumuz Bale ve Dans resitallerimizi İstanbul’daki büyük sahnelerde gerçekleştiriyoruz. 2025’teki sene sonu gösterimizi Tan Sağtürk Akademi ile birlikte İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapacağız. Bu da öğrencilerimiz için unutulmaz bir anı ve deneyimdir.
Teknoloji ve dijitalleşmenin sanat eğitimine etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Piyano veya bateri gibi enstrüman eğitimlerinde dijital araçlardan yararlanıyor musunuz?
Teknoloji ne kadar ilerlese de dijital olarak verilen eğitimlerde duygu pek geçmiyor. Sanatın öğrencilere verdiği duygusal dokunmayı maalesef henüz hiçbir yapay zeka sağlayamaz ☺ Ancak eğitim alanında dans müzikleri, gösteri görselleri, teknolojik aletler, ses sistemleri gibi sahne arkası her alanda son teknolojiden faydalanıyoruz.
Yeni lokasyonunuzda sizden sanat eğitimi almak isteyenlere mesajınız var mı?
Yeni çevremizdeki herkesi tanışmaya bekliyoruz. Sanatın birçok dalı var ve hayatın koşturmasında herkesin sanata ayırabileceği vakit çok özel oluyor. Bunu deneyimlemek isteyen herkese özel olan çok fazla branşta, her yaşa uygun eğitim veriyoruz. Çocuklar için bale, dans, yaratıcı drama, müzik, koro; yetişkinler için de tüm batı müziği enstrümanları, modern dans, yetişkin bale, zumba, oryantal, sirtaki, zeybek, salsa, tango, hamak yoga gibi alanlarda eğitimiz mevcut. Bu dersleri denemek ve tanışmak için kapılarımız her zaman açık.
Alanında uzman eğitmenleri bünyenize katarken nelere dikkat ediyorsunuz?
Hepsi kendi alanında uzman bale ve dans eğitmenlerimiz konservatuar mezunu olmakla beraber yurt dışındaki “bale eğitmen eğitimleri”ni de tamamladılar. Müzik eğitmenlerimiz de aynı şekilde konservatuar mezunu ve alanlarında yüksek lisanslarını tamamlayan değerli ve kalabalık bir kadro.
En gurur verici olay ise bizim okulumuzdan mezun olan bale öğrencilerimizin “usta öğretici” olarak bünyemizde çalışmaya başladıklarını görmek olmuştur. Bunlardan biri de Selin Elbir. Selin bizim ilk mezunlarımızdan. Mezuniyetinden sonra Klasik Bale’de stajını tamamladı. Ardından asistan öğretmenlik yaptı. Çalışkanlığı, zarafeti ve güvenilirliği ile benim için çok değerli oldu. Öyle ki onsuz bir İSM düşünemiyorum☺ Hem bale öğretmenliğinde hem de yönetici olarak daha büyük başarılara bu genç yaşında imza atmaya başladı.
Selin Elbir
“Baleye Tan Sağtürk ve Nurhan Deniz Dolgun ile tanışarak başladım”
Bale, dans ve müzik gibi sanat disiplinlerinin yaşama katkıları neler? Bale eğitiminizin gelişiminiz üzerindeki etkilerini kendinizde nasıl gözlemlediniz?
En başta öz güven diyebilirim; kendini ifade edebilme ve tanıyabilme yetileri kolay kazanılabilen şeyler değil. İnsanın potansiyelini her zaman en yükseğe çıkartma isteğinin temellerini attığımız için hayatta var olduğumuz diğer her alanlarda en iyisi olma ve yaptığımız her işten keyif alabilmeyi öğrenmiş olduk. Arkadaş çevresi ve sosyal yaşamımda bunların çok büyük önemi var. Aynı sınıfta olduğunuz kişilerle yıllarca berabersiniz ve eğitim bitince bu dostluklar bitmiyor.
Bu sanat yolunuz nasıl başladı? Kimlerden ilham aldınız?
Sanatla tanışmam çok küçük yaşta annemin yol göstermesiyle piyanoya başlayarak oldu. İyi bir piyano öğretmeni arayışındayken İzmit Sanat Merkezi (İSM)’nin açıldığını duyduk. Tanışmaya gittiğimizde çok sevdiğimiz Tan Sağtürk ile karşılaşmıştık ve beni dersine davet etmişti. Tabii ki kimse böyle bir teklifi geri çeviremez. Koşa koşa gittim. Ders sonrası Tan Hoca ve Nurhan Hanım annemle görüşerek baleye başlamam gerektiğini söylemiş. Böyle bir geri bildirim alınca sanatın çok uzun ve zahmetli bir yol olduğunu annemle konuşarak kararımızı verdik. Bale çok zorlu bir yol. Çok kez bırakmak istedim ama her düştüğümde Nurhan Hanım elimden tutup kaldırıp yola devam ettirdi. Hâlâ her düştüğümde beni ayağa kaldırmaya devam ediyor.
Bu yönde ilerleme fikri nasıl oluştu ve nasıl devam edecek?
Baleden mezun olduktan sonra, üniversiteye gitmeden önce küçük sınıflarla staj yapıyordum. O zamanlar fark ettim ki benim bu mesleği yapmam lazım. Üniversiteyle aynı zamanda hem anaokullarında hem de oyun okullarında bale eğitmenliği yapıyordum. Daha sonra İSM için Nurhan Hanım bir sınıf teklif etti. Bu süreçte İSM’den hiç kopmamıştım çünkü orada Master Class derslerine girmeye devam ediyordum. Bu teklifi anında kabul edip burada eğitmenliğe başlamış oldum.
Okulun her işinde çok aktif bulundum. Bunu zorla yapamazsınız; tamamen saf sevgiyle olabilecek bir şey. Her etkinlikte, her gösteride işim olmasa bile birçok şeyle ilgilenirdim çünkü inanılmaz keyif alıyordum. Sanatla ve sanatçı insanlarla iç içe olmak çok büyük keyif. Bir sene içinde Nurhan Hanım idari kısma da geçer miyim diye sordu. Onu da hemen kabul ettim. Zaman geçti, öğrendim, ilerledim ve artık yönetici oldum. Şimdiye kadar hep ne istediğimi bilerek gittim ama beni ilerleten, yetiştiren, yoluma ışık olan Nurhan Hanımla birlikteyken eminim her şey ve her yeni yol hayallerimin de ötesinde, çok daha güzel devam eder.
Önümüzdeki yıllar için İzmit Sanat Merkezi’nin hedefleri nelerdir? Kocaeli halkı için başka sürprizler veya projeler planlıyor musunuz?
Elbette takvimimiz yoğun. En içten dışa doğru öğrencilerimiz, idari kadromuz, eğitmen kadromuz ve velilerimiz için planladığımız eğitimler var. Kurum içi eğitimlere en yakın zamanda başlayacağız. Kocaeli için yaş fark etmeksizin her alanda eğitim vermek için planlarımızı yapıyoruz. Şimdi yaz okulumuz için geliştirmeler yapmaktayız. Bazı projelerimiz de sürpriz olsun.
Sevgili Tan Sağtürk hocamız Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü olması öncesi ve sonrasında sanat için çok büyük emek veriyor. Türkiye’de imkânsız denen her noktaya ulaşması, baleyi ve sanatı dokunabildiği kadar çocuğa ve yetişkine aşılamaya çalışması sanatı ülkemizde çok farklı bir boyuta getirdi. Tan hocamız sayesinde şehrimizde ve yakın şehirlerimizde sanata olan ilgi de arttı. Biz de okul olarak bu ihtiyacı karşılayabilmek için canla başla çalışmaya hazırız.
Kocaeli’deki diğer sanat merkezlerinden farkınızı nasıl tanımlarsınız? İzmit Sanat Merkezi’ni özel kılan nedir?
“Verdiğimiz eğitimin kalitesi” diye klasik konuşmak istemiyorum. Bu okuldaki eğitimin zaten içinden gelen biri olarak kalitemizin tartışılmaz olduğuna inanıyorum. Bir aile olarak duygusal bağ kurmamız da başarı için son derece önemliydi ve biz bunu da başardık. Aramıza katılan her öğrencimiz ve velimiz ailemizin parçası oluyor.
Bir diğer önemli farkımız ise düzenlediğimiz aktiviteler. Öğrencilerimizle yılda iki kez yurt dışına çıkıyoruz. Bu ülkelerde bale ve dans atölyelerine katılıp ülkelerin köklü kültür ve sanat iklimini deneyimliyoruz. Aynı zamanda tarihi ve turistik mekânlarını da geziyoruz. Çok sık gittiğimiz ülke olarak Bulgaristan, rotamıza yeni giren Viyana ve planlanan bir sürü ülke daha var. Eğitimde sürekliliğimizi yurt dışına taşımak öğrencilerimiz ve eğitmenlerimiz için bulunmaz bir fırsat. Artık yurt dışından bizlere davet gelmekte ve yarışmalara çağrılmaktayız. Bunların hepsi için öğrencilerimize ekstra eğitim vermeye başladık.
Gezilerimizin öğrencilere katkısı saymakla bitmiyor; hem velileri hem de öğretmen olarak bizler öğrencilerimizde ciddi ilerleme gözlemliyoruz. Bu gezilerde sorumluluk almayı, kendi işlerini kendileri halletmeyi öğreniyorlar. Elbette biz de yanlarında oluyoruz, belli etmeden elimizi üstlerinde tutuyoruz. Başka bir ülkede başka kültürden öğrencilerle çalışmak ve başka eğitmenlerden eğitim almak vizyonlarına büyük katkı sağlıyor.
Öğrencilerin gözünden İzmit Sanat Merkezi
Ada Uğur - Sence balenin en kolay ve en zor yanı nedir?
Severek bale yaptığım için çok zor olmasına rağmen bana kolay geliyor. Bu her zorluğu aşmamı da sağlıyor.
Melis Göksungur - Sahnede olduğunu zihninde canlandırdığında neler hissediyorsun?
Heyecanlanıyorum ama çok mutlu oluyorum. İzleyenler dansı bilmediği için hata yapmaktan korkmuyorum kendime güveniyorum.
Yaman Dolgun - İzmit Sanat Merkezi’ni üç kelime ile anlatacak olsan bunlar ne olurdu?
Sanat, mutluluk ve gururu burada hissediyorum. Bir tane de ben ekleyeyim; o da huzur.
Ali Kuzey Akgün - İzmit Sanat Merkezi’nde olmak sana ne hissettiriyor?
Buraya geldiğimde duygularımda değişiklik oluyor, sevinç doluyorum. Burada olmak hiç bitmesin isterdim.
Yorumlar (0)