Vücudumuzda üretilmeyen tek temel mineral, magnezyumdur. Tek kaynağı da topraktır. Toprağımızın zaman içerisinde mineraller açısından fakirleştiğini düşünürsek, vücutta yeteri kadar magnezyum var mı diye bir soru sorabiliriz.
Magnezyum, 300 den fazla enzim işlevi için gerekli olan bir mineraldir. Vücuttaki magnezyumun sadece binde üçü kanda bulunur. Vücudun diğer dokularında da, özellikle kaslarda %27, kemiklerde de %52 oranında bulunur. Uyku problemleri ve kasılmaların en büyük nedeni de magnezyum yetersizliğidir. Magnezyum eksikliğinde; D vitamini etkisini gösteremeyeceği için, kalsiyumun kemiklerde yeterince işlenememesi ve buna bağlı olarak kemik erimesi görülür. Magnezyum, beyinde duygu durum bozukluğunun düzenlenmesi açısından da çok önemlidir. Migren, baş ağrısı, regl döneminde görülen migren atakları, anksiyete ve uyku bozukluğunda etkili bir mineraldir. Magnezyum, kasların gevşemesine, kan damarlarında relaksasyon etkisi yaratarak, hipertansiyon tedavisinde destekleyici olarak rol oynar. Ayrıca kabızlıkta da etkilidir.
Magnezyum, kadınlar için de çok önemli bir mineraldir. Kemiklerin güçlenmesi, adet sancılarının azalması, gebelik dönemindeki krampların önlenmesi ve gebeliğe bağlı şeker hastalığı ile hipertansiyonun önlenmesinde de destekleyicidir. Magnezyum, kas için gerekli olan ATP enerjisinin üretiminde görevli enzimlerin çalışması için de gereklidir. Kaslarda güçsüzlük, yorgunluk ve bitkinlik oluşmasını önler. Çağımızın hastalığı olan fibromiyalji; yaygın ağrı, hafıza güçlüğü, yorgunluk, uyku problemleri, anksiyete ve baş ağrısı belirtilerinin eşlik ettiği bir sendromdur. Burada da magnezyumun olumlu etkilerini görüyoruz.
Magnezyum, insülin direnci ve şeker hastalığının önlenmesinde de çok önemli bir rol oynar.
Günlük magnezyum ihtiyacı, 320-420 miligram arasında değişir. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, kuru yemişler, baklagiller, deniz ürünleri, bitter çikolatada bulunur. Ayrıca, besin destek amaçlı olarak da alınabilir. Bazı ilaçların yan etkileri sonucu magnezyum eksikliği görülebildiği gibi, aşırı alkol tüketimi ve şeker hastalığı da magnezyum eksikliğine yol açar. Şeker ve kafein gibi besinlerin çokça tüketimi, asitli içecekler, işlenmiş gıdaların tüketimi de, magnezyum eksikliğinde rol oynar. Özellikle yaşlılarda magnezyum eksikliğini daha sık görmekteyiz. Görüldüğü gibi magnezyum, hayati fonksiyonların düzenlenmesinde önemli bir mineraldir. Belirli aralıklarla magnezyum değerlerimize baktırmayı ihmal etmeyelim.
Hangi hastalıkta, hangi magnezyum formunu kullanalım?
Beyin kaynaklı etkiler (uyku, migren, anksiyete) için, n-asetil taurinat; hem beyin hem de kas etkisi için, bisglisinat formu kullanılabilir. Enerji için magnezyumun malat formu ile kaslarda enerji artışı ve kas güçlendirici etki gözlemlenir. Bu magnezyum formu, enerji artışı sağladığı için sabah, diğer formları da akşam almak gerekir.
Hepinize sağlıklı, güzelliklerle dolu yeni bir yıl dilerim.
Yorumlar (0)