BİR HAYALİNİZ VARSA OLUR, BİR HAYAT DOKUNUR MU DOKUNUR…

Hülya Bozyel Şahin

 

Sanat, kitap, şiir ve bitkilere adanmış bir hayat. Paşadağ Başiskele’de kendilerine ait bahçeyi lavanta bahçesine çeviren ve lavantanın kokusuyla huzur bulup çevresine huzur dağıtan Hülya Bozyel Şahin’in hikâyesini okumaya hazır mısınız ?

Bu tutku ve pozitif enerji sizi sarmalayacak ????

 

Merhaba Hülya Hanım, okurlarımıza kendinizden bahseder misiniz?

 

Merhaba sevgili Time Kocaeli okurları…  Ben Hülya Bozyel Şahin. 1966 İstanbul Üsküdar doğumluyum. İşletme mezunuyum. Özel bir şirkette 27 yıl çalıştıktan sonra 2011’de emekli oldum. Her emeklinin genellikle yaptığı gibi, önce evimde kısa bir zaman geçirip sonrasında farklı uğraşlar ve keyifli anlar için kurslara attım kendimi.

Resim, minyatür, el sanatları, keçe, seramik gibi kurslara gittim. Ruhum için yoga öğrendim. Bir de, Türk Sanat Müziğini sevdiğimden Ataşehir’de, TRT İstanbul Radyosu koro şeflerinden Atilla Gündüz‘ün korosuna katıldım. Zaman içerisinde saydığım kursları tek tek eleyip eksiltmeye başladım.

Yazma tutkumun dışında; resim, yoga ve Türk Sanat Müziği vazgeçemediklerim arasındaydı.

Resim alanında, korona virüs salgını başlayana dek toplam 8 yıl boyunca iki çok değerli hocadan dersler aldım. Önce Füsun Tütüncüoğlu’ndan sonra Prof. Dr. Teymur Rzayev‘den (Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar ve Resim Bölümü Kurucusu) temel sanat eğitimi, kara kalem, pastel, kuru boya, akrilik resimler, heykel, ebru, ipek boyama gibi çeşitli yaratıcı çalışmalar ve özellikle sulu boya portre teknikleri eğitimi aldım.

Kalemi, fırçayı ve sulu boyayı çok sevdiğimden, çalışmalarıma tek olarak devam ediyorum. Özel sipariş sulu boya portreler yapıyorum. Ataşehir Atilla Gündüz Türk Sanat Müziği korosunun logosu, yakın zamanda yaptığım çalışmalarım arasındadır.

Bu arada yazdığım ve uğraştığım şiirlerimi de toparlayarak;

“ARTIK ŞİİR OLMALI ve ÇAĞLAYAN ŞİİRSE” adında iki tane şiir kitabı çıkarttım. Şiirlerimde doğadan esinlenerek yazdıklarım çoktur. İnsana dair sitemkar şiirler, bolca sevgi ve mutluluk temalarını da işledim. Milli duygular, bayramlar özel günler için de şiirler yazdım.

Altı ay gibi bir zaman içinde ise romanım “KIRMIZI MARTI ” geldi. Sıcacık dostlukları, arkadaşlıkları macera dolu yaşamları konu aldığım kitabımda, mucizelerin hayatımızda her an var olduğunu hatırlattım. Hatta kanıtını bu heyecanlı ve sürükleyici romanın içine bıraktım. Yazmayı seviyorum ve kalemimdeki mürekkep bitene kadar da yazacağım.

 

Gelelim lavantalara, neden lavanta?

Doğa aşığı biri olarak çiçekleri hep seviyorum ama lavantayı ayrı tutarım. Lavantalar zariftir, dayanıklıdır hoş kokar ve sessizce büyürler. Gülden sonra frekansı en yüksek çiçek lavantalardır. Belki beni bu çekmiştir bilmiyorum.

Bahçemiz Başiskele’de. Orası eşimin doğduğu ve büyüdüğü yer. İstanbul’a da yakın. Bahçemize meyve ağaçları dikerken çiçekler de olsun istedik. Çok sık gidilmediğinden sorun çıkarmadan büyüyecek çiçek ve ağaçlar aradık. Elma, erik, kiraz, vişne, ceviz diktik; yanlarına da 60 kadar lavanta.

Salgın sürecinde evde beklerken, tıbbi aramotik bitki yetiştirici eğitimi aldım. Çok sevdiğim doğa, çiçekler ve bitkiler üzerine yoğunlaştım. Lavantalar ise bahçede büyümeye başlamıştı bile. Doğayı, burayı, toprağı, belki de onu sevdiğimi anladı, bilmiyorum…Daha ilk senesinde bile çiçek vermişlerdi.

Isparta’nın muhteşem lavanta tarlalarını bilirsiniz... Lavanta yağı da meşhurdur. Ben de Isparta Kuyucak’tan Kocaeli Başiskele’ye bahçemize Intermedia cinsi lavantalar getirttim.

Eşimle Kasım ayında tek tek diktik onları, yabani otların gelmemesi için bazı teknikler uyguladık. Hep elimiz üzerinde temizliğini yaptık. Gübre ve suyunu verdik. Benim için her aşaması emek, her aşaması ayrı zevk olan lavantalar büyüdüler ve bu sene Isparta’dan gelenlerin 2. hasadı.

 

Bahçeniz ilgi gördü mü?

 

Buralarda bu işi yapan yok, gelen geçen merak içinde bakıyor. Hatta sorup öğreniyorlar. Aslında, bu güzel bitkileri görüp de sevmemek, kokusunu hissedip de yok saymak mümkün mü?

Değil elbet…

 

“Burada, ne işe yarar ki lavantalar? - Çok kazandırıyor mu bari? - Bu çalıları neden diktin? “diye soranlar vardı.

 

Onlara; “huzuru anlat” diyorum. Huzur sadece alacağın parada mı? Paran var, peki mutlu musun hayatında?”

Emek, günümüz insanına çok zor, hazırı tüketmekse çok kolay geliyor. Oysa güzel şeyler hep emekle elde edilir. Anlatıyorum her seferinde onlara. Hatta dostluklar bile kuruluyor lavantalar aracılığıyla.

 

Lavantalarım yağ çıkarmak için henüz çok azlar. Olsun, birbirimizi tanıyor, öğreniyoruz. Ben şikayetçi değilim ki…

Haziran sonu lavantalarım çiçeklenir, başta arıların, sonra kelebeklerin uğrak yeridir.

O, top top  çiçekler sanırsın mor bir denizdir, görülmeye değerdir.

Onların böyle daldan dala, çiçekten çiçeğe uçması, çevredeki ağaçların, sebzelerin meyve vermesi için tozlaşmaya yardım ettikleri için çok mühim bir görevleri var. Karşı arsanın ucuna biri kovan yerleştirmiş sanırım bahçemdeki lavantalar çoktan keşfedilmiş.

Hasat vakti geldiğinde, muhteşem koku ve görüntüye sahip lavantalarımı; kesmeye elim hiç gitmez, biraz beklerim. Beklerim ve bekletirim… Çünkü çiçekler yoksa arıların ve kelebeklerin de gelmeyeceğini bilirim. Hüzünlenir içim.

 

Bu zamanda bol bol fotoğraf ve video çekerim. Güneşin her aşamasında lavantaları görüntülerim. Fotoğraf çektirenler olur, benim çekmeyi teklif ettiklerim olur.

Canlı çiçeklerden taçlar yaparım. Sepetler örerim. Çiçeğini kahveme koyup içer, ikram da ederim. Kısacası harika bir şölendir lavantalar.

Temmuzun ikinci haftasında mecbur tarlaya girip hasat ederiz. Sonra özenle tek tek demetleriz. Kurutma odasına kurumasını bekleriz. Haftalar geçer, çiçekler kurur ve dallarından sıyırıp elekten geçiririz.

Instagram’da lavantalarımı aşama aşama anlattığım videolarım canlı paylaştığım sayfam var.

Hülyam Lavanta koydum adını ve marka oluşturdum. Aynı zamanda satışını da yapmaktayım bu sayfadan.

Sizlere ilk ürünüm, tasarımı bana ait lavantalı göz yastığından bahsetmek istiyorum. Çünkü bu ürün kullanıcılara sakinlik ve huzuru veriyor. Kişiye özel. Nasıl mı? Burada her şey doğal. İçine belli oranlarda konulan malzemelerden tutun da (kristal tuz, keten tohumu, pirinç ve lavanta çiçekleri) üzerine diktiğim kumaşa kadar (pamuklu). Her aşaması el elemeğim ve sevgimle oluşturuluyor.

Böyle özel bir ürün için, kullanım broşürü de hazırladık. Faydalarını da anlattık. Lavantaların şifa vermesi için çıktığım bu yolda harika geri dönüşler alıyorum. Bu da beni farklı tasarımlar yapmak için motive ediyor. Hülyam Lavanta ürünleri, doğalın peşinde olanlara hem kendileri hem de sevdikleri için harika seçenekler sunuyor.

Lavantalı göz yastığı, lavanta yastığı, lavanta kapı süsü, lavanta tacı, örme lavanta dalları , lavanta buketleri, dekoratif ürünler, suluboya lavanta kartları, el örgüsü yaka süsleri, el işi etamin lavanta keseleri, lavanta motifli şişeler , dökme lavantalar, lavanta çiçekleri gibi...

Hülyam Lavanta’nın gerek logo tasarımı, gerek lavantalı göz yastıklarımın detaylı broşür çalışması oğlum Görkem Şahin’e ait ve onun emeğidir. Eşimle bahçedeki çalışmalar onun da emeğidir. Biz sürekli bahçemizde kalamıyoruz fakat buradaki akrabalar benim gözüm kulağım ve elim gibi.

Hülyam Lavanta sevgi ile büyüyor. Büyüyoruz. Bu işte birilerine örnek olabiliyorsak ne mutlu bize diyebiliyoruz.

Birlik olmak mühimdir ve bu da başarıyı getirir.

 

Hülyam Lavanta

Sevgimle…

 

 

 

***

 

ARTIK ŞİİR OLMALI  kitabımdan 

 

Yürek hissetti 

Dil konuştu 

ARTIK ŞİİR OLDU

Yaşamak 

Belki susmaktı.

Bir anda var 

Bir anda yok olmaktı..

 

 

 

ÇAĞLAYAN ŞİİRSE kitabımdan 

 

Bir damla vardı

Nehre aktı 

Hızlıca, coşkuyla 

Delice…

İçindeydi artık 

Her şey 

Hayalleri de…

 

KIRMIZI MARTI romanımdan 

 

Gider misiniz bilmiyorum ben gittim bir martı peşine,

Şimdi koca bir dünya serilmişken önüme, 

Umrumda değil sormuyorum; ne kadar yaşarım diye,

İnsanlar ölürmüş hayalleri tükenirse.

 

instagram/hulyam_lavanta

instagram/holta66