Moda dünyasında uzun yıllara dayanan tecrübesiyle, ortaya çıkardığı eşsiz tasarımlarıyla, renkli kişiliğiyle tanıdığımız Tanju Babacan’ı bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Bu yıl mesleğimde 30. yılıma giriyorum ve bir meslekle doğulduğuna inananlardanım. Zira heyecanıma baktığım zaman, mesleğe başladığım günle bugün arasında hiçbir fark göremiyorum. Sadece “Bugünkü aklım olsaydı…” diyebilirim, birçoğumuzun dediği gibi. 30 yılda dün ve bugünü kıyaslarsam o zamanın gençleri olan bizler mi yoksa bu zamanın gençleri mi şanslı buna hala karar veremiyorum. Ve bugün markamın fark edilir çizgisini, bu yolculuktaki Tanju’nun hiçbir doğrusundan taviz vermeden yürüdüğü keyifli bir yansıması olarak görüyorum. Bu markayı ve adımı; sadece 3- 5 metre kumaştan oluşan elbiseler kadar algılanmasından ziyade duruşu ve yaşam felsefesiyle de her daim verici olan ilkeli bir insan olarak hala daha öğrenerek ve öğreterek tamamlamaktayım.

Moda sektörü oldukça büyük bir endüstri oluşturuyor. Sizin gibi deneyimli bir modacıdan sektöre dair genel fikirlerini alabilir miyiz? Türkiye’de moda sektörünü nasıl değerlendirirsiniz?
Bu kadar talep haline dönüşmüş bir mesleğin hatta moda haline dönüşmüş üniversite bölümünün başta ailede, sonra eğitimde ve sonra sektörde çok büyük açıklarını görmek, beni son derece üzüyor. Ruhunda olmayan bir meslek yolculuğunda kaybolup giden gençlik yıllarının yanı sıra, ilişkiler ve imkanlar dahilinde hak eden başka öğrencilerin yerlerini işgal edenleri, eğitimde birkaç sınıf dolusu araç, gereç ve makinayla çocuklara, öğrencilere vizyon aşılanabilindiğini düşünüp sonrasında zaten iç savaşları ve büyük eksikleri olan sektörde yer edinemeyen ve kaybolup giden bir gençlik kalabalığı oluşturanları söylemeden geçemeyeceğim. Diğer anlamda bugün pek tabii ki birçok ülkeyle kıyaslanırsak dünyada var olan hareketler içerisindeyiz ancak çok ülkeye göre sadece fasonculuk statüsünde kalabiliyoruz.

Yine de söylediklerim olumsuz olarak algılanmasın zira gelecekte Türkiye’nin dünya modasında tasarımcı ismi ve Türk markalarıyla var olacağına inanıyorum.

Bugüne kadar A’dan Z’ye birçok farklı tarzda ve bedende, birbirinden oldukça farklı karakterde ve inançta müşterileriniz oldu. Sizce kadınların giyime dair ortak noktaları nelerdir? Hiçbir kadının vazgeçemeyeceği model, renk ya da kumaş var mıdır?
Bana göre kadınların ortak noktasını belirlemek için çok da düşünmeye gerek yok. Kadın olmaları zaten ayrıcalıklarıdır. Kadın neyi sever? Kadın güzeli sever, kadın dokunuşu sever, kumaşla teni arasındaki derin duyguyu sever, fresh ve clean görünmeyi sever.

Kadınlar kendi aralarında renkler konusunda da ayrılırlar ancak bu tercihten ziyade varoluşlarında kendindeki rengi fark etmekle oluşan bir ayrışımdır bu. 30 yıllık mesleğimde “Size bu renk gider…” dediğim bir hanımefendinin şaşkınlığında, onun kendi rengini hala keşfedememiş oluşunu çok kez görürüm. Çünkü sizde var olmayan bir renk hiç kimse tarafından size yakıştırılamaz. Sadece her tenin değil her kadının bir rengi vardır, yeter ki rengini keşfet.

Düğün, kına, nişan sezonu açıldı. Biraz da 2021 yaz sezonundan konuşalım mı?  Bu sene abiyelerde ne gibi modeller moda?
Uçuşan ipekler, azda çokluğu anlatan net elbiselerin yanında bir o kadar göz alıcı, ışıltılı, pırıl pırıl elbiselerle de zevke göre karşılaşabiliyoruz.

Trend olan renkler neler? 
Ben bu sene yaz koleksiyonumda narçiçeği, mavi, yeşil, siyah ve beyaza yer verdim. Ancak taş renklerinin ve toprak tonlarının hiç bitmeyen seremonisi de gecelerde devam ediyor.

Son zamanlarda sadeliğin ön planda olduğu, çabasız şık görünme anlayışı ön planda… Bu görünümü ortaya çıkartmak isteyen okurlarımıza verebileceğiniz tavsiyeler nelerdir?
Mücevherlerini ve bijuterilerini biraz daha öne çıkararak çok düz kesim bir elbiseyi dahi gecenin göz kamaştıran elbiseleri haline dönüştürebilirler.

Bedensizliğin bir akım olduğu şu dönemde büyük beden hanımlarımızın hangi tür abiyelere yönelmeleri sizce daha uygun olur?
Bedenlerinde dar kıyafet seçiyorlarsa, üstlerinde mutlaka bir oversize bir cup tercih etmelerini tavsiye ederim.

Son yıllarda düğünler, kınalar kadar önem kazanmış yeni bir eğlence anlayışı gelişti; bekarlığa veda ve after partileri… Gelinlerimize ve misafirlerine bu gibi davetlerdeki tercihlerine yönelik tüyolarınız neler olabilir?
En önemli tüyom; artık düğünün, davetin ağdalı protokol saatleri bitmiştir hatta gözlemlediğim kadarıyla yaşlılar da ufak ufak gençler eğlensin diye davetten ayrılmaya başlarlar. Dolayısıyla eğlencenin ve coşkunun tavan yapacağı ve düğün bitişine hızla yaklaşıldığı bu saat dilimlerinde rahatlıklarına çok önem vermelerini tavsiye ederim. Başta ayakkabıları olmak üzere her şeyde konforu ön planda tutabilirler zira o dakikadan sonra giyiminizden ziyade akıllarda kalacak olan “Çok eğlendik.” diyeceğiniz bir düğünü tamamlıyor olduğunuz.

Pandeminin giyim üzerinde gözle görülen bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz? Sizler için bu süreç nasıl ilerliyor?
Pandeminin giyim üzerindeki etkilerini görmemek elde değil. Bir kere çok daha az alışveriş yaptık, mecburiyet sıralamalarımız farklılaştı. Az davetli sayılı düğünlerimizde biraz daha gösterişten uzak, daha yalın şıklıkları tercih ettik; birinci derece düğün sahipleri tuvalet giymekten dahi imtina ettiler çoğu zaman.

Tanju Bey, son olarak bir soru daha sormak istiyoruz. Bugüne kadar birçok farklı koleksiyona imza attınız, hem hazır giyimde hem de haute couture olarak yüzlerce tasarım otaya koydunuz. Sizin için ayrı yeri olan bir çalışmanız var mıdır?
Haz olmadan iş olmaz. Bugüne kadar yaptığım her projede imza atmayı kabul ediyor isem; bu Türkiye’ye mâl olmuş bir starın dev sahne organizasyonuyla, evladının mürüvvet gününe hazırlanan bir anneyle veya bir ömür boyu “Evet!” diyen bir genç kızın arasında bir heyecan farkı söz konusu olamaz.