Ben bunu hep şöyle yorumlarım: Mevsim değiştiğinde, insan da değişir. Ama herkes bunu fark etmez.
İşte böyle zamanlarda bedenimiz de ses etmeye başlar. Halsizlik olur, saçlar avuç avuç dökülür, cilt pul pul olur, çocuklar hasta olmaya başlar. Gelenler bir bakıyor ki "yorgunum ama neden bilmiyorum", "gece uyanıyorum, uyuyamıyorum", "herkes hasta, sıra bana ne zaman gelecek" gibi cümlelerle dolu eczane.
İşte tam da bu yüzden, yılın bu dönemini ‘kendimize dönme’ zamanı olarak görüyorum. Çocuklara okul çantası hazırlarken, evimize yeni takvimler alırken, bir yandan da içimize bakalım. Nasılsın? Gerçekten nasılsın?

Bu dönemde bağışıklık sistemimize biraz destek şart. Hele ki koşturmaca artmışken… Takviyelerden konuşacak olursak: C vitamini, çinko, D vitamini, probiyotikler… Bunlar artık klasik ama hâlâ çok kıymetli. Ama lütfen, ezbere değil. Eczacınıza danışarak, doğru zamanda, doğru formda.
Ve unutmayalım: Vitaminler kadar kıymetli başka şeyler de var.
Mesela uyku.
Mesela sakinlik.
Mesela iyi bir müzik, birkaç sayfa kitap.
Bunlar da bağışıklık sistemini güçlendirir, hem de ruhun bağışıklığını.
Bu mevsimde en çok karşılaştığımız konulardan biri de saç dökülmesi. Kadınlar da, erkekler de geliyor. Özellikle kadın danışanlarımız panik oluyor. Ama şunu bilmek lazım: Mevsimsel dökülmeler normaldir. Geçici olabilir ama eksik varsa kalıcı da olur. Basit bir kan testiyle kontrol edip takviyeye başlamak iyi bir fikir olabilir. İçeriği doğru olan, saç kökünü besleyen destekler var artık. Ama tabii yine danışarak…
Bir de cilt var… Kuruluk, hassasiyet, egzama… Bunlar artar. Özellikle nemlendiriciye yatırım yapmanın tam zamanı. ‘Nem’ deyip geçmeyin; cildin savunma hattıdır. İyi bir nemlendirici, en az bir ilaç kadar koruyucu olabilir.

Ama sadece beden mi yoruluyor?
Ruh da yorgun.
Bir şeyler içimizi kemiriyor bazen.
Belki geçen yaz tatil yapamadık, belki faturalar, belki haberler, belki yalnızlık…
O yüzden size bir önerim var. Vitaminleri tamamladıktan sonra, bir de kendinizle vakit geçirin. Camdan dışarı bakın. Yağmur yağarken çayınızı alın, sadece sessizce izleyin. Bir yürüyüş yapın. Bir şiir okuyun. Bir çocuğun gülüşüne dikkat edin.
Çünkü sadece beden değil, vicdan da korunmalı.
Sadece cildimiz değil, kalbimiz de nemsiz kalmamalı.
Sadece bağışıklık değil, umut da güçlendirilmeli.
Ve evet…
Bu ara herkes bir şeyler satmaya çalışıyor, farkındayım.
Ama bazı şeyler para verip alamayacağımız kadar değerli.
Bilinç, farkındalık, iç huzur…
Bunları satın alamazsınız ama küçük küçük inşa edebilirsiniz.
Velhasıl dostlar, mevsim dönüyor. Dünya kendi ritminde dönüyor.
Biz de biraz yavaşlayalım, biraz bakalım, biraz soralım:
“Ben şu anda nasılım?”
Kendinize iyi bakın. Gördüğünüz ilk yaprağın düşüşünü ıskalamayın.

Yorumlar (0)