YAZAR: GİZEM SEVİLMİŞ

Gelişen teknoloji tasarlanan iç mekânların özel programlar sayesinde görselleştirilmesine yardımcı oluyor, sanal gerçeklik programları sayesinde tasarlanan iç mekânlar, projelendirme süresince daha uygulama başlamamışken bitmiş hali ile ev sahipleri ile paylaşılabiliyor. Siz de kullanmak isterseniz ipad üzerinden çalışan Interioreast uygulamasını AppStore üzerinden indirebilirsiniz:

Hızla değişen moda ve gün geçtikçe gelişen teknolojinin etkisi tüm hayatımızı etkilediği gibi iç mekân algısını da biçimlendiriyor. Belirli renk, malzeme ve uygulamalar dönem dönem yaygınlaşıyor ve o zamanın trendini oluşturuyor. Kimi zaman farklı dönemlerin trendleri yeniden popülerleşip farklı teknolojilerle geliştirilip farklı stillerle bambaşka bir şekilde hayatımıza giriyor. 

Elbette ki bahsedebileceğimiz, ülkelere hatta yörelere göre farklı biçimlenmiş ve farklı algılar yaratmış sayısız iç mimari stil var. Ancak bu yazımda son yılların iç mimari trendlerini yaratmış 7 stili ve hayatımızdaki yerini inceleyeceğiz.  Siz de hangi iç mimari stilden hoşlandığınızı bilmiyorsanız aşağıda bahsettiğimiz stillerde mutlaka kendinizden bir şeyler bulacaksınız.

MODERN STİL

Modern iç mekân tasarımına dair en önemli oluşumlar 1900’lerin ortalarında yaşandı. Modern stilin çizgileri, doğal formlar ve teknolojinin gelişmesiyle keşfedilip yeni yaygınlaşan plastik ve alüminyum gibi malzemeler ile birleşerek modern stilin temelini oluşturdu.  Modern stilde iç mekânlar ilk bakışta sade formaların oluşturduğu net bir görüntüye sahiptir. Bu görüntünün altında özel hesaplanmış detaylar, özel işlenmiş malzemeler vardır. Kısaca görüntü ne kadar sade, net ve kusursuzsa altyapı o kadar karmaşık ve detaylı demektir.  Modern stili yakalamak için dikkat edilmesi malzeme işlenişi ve malzeme birleşim kalitesidir. Bunların bir arada olamadığı modern stiller, modern stilin yapı taşlarını oluşturan etkileyici ve net bir görünüm sağlamayacaktır. 

ENDÜSTRİYEL STİL

Özellikle son yıllarda ticari mekânların yoğunlukla tercih etmiş olduğu endüstriyel stil kendini çelik ve işlenmemiş ahşap kullanımı ve inşaat hissi yaratan tuğla ve beton kullanımı ile ortaya koyar.  Endüstriyel stilin kendine has çizgisinde aydınlatmanın rolü büyüktür. Çıplak ampül tercih edilen metal kafes sistemlerin kullanıldığı büyük ölçekli aydınlatmalar bu stilin vazgeçilmez parçalarıdır.  Endüstriyel iç mimari stilde tamamlayıcı malzemelerden en önemlisi deri kullanımıdır. Özellikle kabaralı ve kapitone ile benzersiz ikonik bir parça haline gelen Chesterfield koltuklar endüstriyel mekânlar için vazgeçilmez bir parçadır.  Endüstriyel stilde modern stilin aksine bir mükemmeliyetçi çaba yoktur. Endüstriye hissi oluşturmak için malzemenin kendi özelliklerinin doğal haliyle kullanıldığı ve aydınlatma ile ön plana çıkarıldığı bir tasarım tercih edilmelidir. 

MARİN STİLİ

Sahile yakın her iç mekânda ister istemez doğa, özellikle de deniz kendi etkisini gösterir. İşte bu yüzden sahil bölgelerinde doğa ile bütünleşmiş her evde biraz marin stili vardır. Denizin mavisi, toprak tonları ve denizaltı dünyasının çılgın renkleri!  Altyapısının beyaz ya da açık krem renginden oluştuğu bu iç mekânlarda mavi ve tonları ana renk, tüm doğallığı ile kullanılan ahşap ise ana malzemedir.  Bu tür mekânlara esas hareketliliği sağlayan ise kullanılan aksesuar ve tekstil malzemeleridir.

Ana tekstil malzemesi keten ve delikli kumaşlar olsa da bu tarz iç mekânlarda turuncu, mavi, kırmızı ve sarı gibi cesur renklerden oluşan içeriği denizaltı canlıları, meyve ve sebzelerden hatta tekneler ve malzemelerinden oluşan yoğun desenli tekstil ürünleri bu stilin vazgeçilmezidir.  Daha serbest bir anlayışı benimseyen bu stili yakalamak için malzemelerin tüm doğallığı ile kullanmaktan korkmayın. Genel çerçevede ferahlığı ve sadeliği benimseyen bu stilde fazla kalabalığa yer yok. Ancak içinizdeki o yaz heyecanını aksesuarlarda ve detaylarda, özellikle de tekstil ürünlerinde cesurca ortaya koymak serbest.

İSKANDİNAV STİLİ

Son yılların popüler stillerinden biri olan İskandinav tarzının hala üzerimizdeki etkisi sürmekte. Fonksiyonelliğin ve sadeliğin ön planda olduğu bu tarzda griler ve beyaz pastel renklerle buluşuyor, geometrik desenlerle destekleniyor. İskandinav stilinin kendini ortaya koyduğu en önemli tasarım elemanı aydınlatmaları. Parlak bronz ve geometrik şekillerde tercih edilen büyük ölçekli aydınlatmalar adeta bu stilin imzası.  Bu stilde oran ve orantı çok önemli. 

Kullanılan her malzemenin ya da ürünün iç mekânda bir rolü olmalı. Tüm bu ciddiyetin yanında İskandinav stilinde kullanılan geometrik desenler ve pastel renkler bu stile eğlenceli bir yaklaşım sağlıyor.  İskandinav stilini yakalamak için iç mekânınızı büyük beyaz bir tuval gibi düşünün. Kullanılan tüm ürünler yerleşimleri ve boyutları itibari ile belirli bir dengede olmalı. Genelde gri gibi monokrom bir anlayışı benimserken detaylarda geometrik desenlere ve pastel tonlara yer verebilirsiniz. En önemlisi büyük, parlak ve bronz bir aydınlatma seçin. 

BOHEM STİLİ

Bohem ne kadar bir stilden öte bir çok insan için bir hayat tarzı olsa da bu tarz iç mekânlara girdiğinizde o ruhu hissetmemeniz mümkün değil. Özgür bir ruhun uzantısı bohem stili iç mekânlarda olabildiğince renk ve desen bir arada! Özellikle kırmızı ve morun ağırlıkta olduğu bu iç mekânlarda figüratif desenler geometri ile birleşip bambaşka bir etki yaratıyor.  Sıcak bir ortamı olan bohem mekânlar çabasız ve serbest bir hissi benimsiyor. Kullanıcılarına rahatlığı ve spiritüelliği yayan bu iç mekânlar hem kullanılan farklı ölçekli ürünler, hem uygulamalar hem de desenler ile kalabalık olarak betimlenebilir. 

Bohem gibi çabasız bir stili yaratmak aslında oldukça çaba gerektirir. Farklı desenler, benzersiz ürünler ve vibrant renklerin bir arada kullanılması ancak yine de kullanıcıya konforlu ve rahat hissedilecek bir alan yaratılması gerekir. Bohem mekânlarda renkli camlı yansıtıcı aydınlatmaların, hatta tütsü ve mum gibi spiritüelliği sağlamaya yardımcı ürünlerin etkisi büyüktür. 

VIKTORYAN STİLİ

Gösterişli mobilyaların, işlemelerin parlak yüzeyler ve yüksek kalitede kumaşlarla birleştiği bu stil yüzyıllardır zenginliğin ve gösterişin simgesi olmuştur. Kendi içinde bölünen ve birçok farklı şekilde gelişerek farklı stillerin oluşmasında temel olan bu stil iç mimarlık anlayışının kendini göstermeye başladığı ilk stillerden biridir.  Ağacın belirle desenlerle oyularak biçimlendirilip koyu renk ve parlak vernik uygulaması ile sanat eserine dönüştüğü Viktoryan Stili uygulamalarında el emeği ön plandadır. Aynı şekilde bordo ve pastel mavi tonlarının hâkim olduğu tekstil ürünlerinde saten, kadife ve el dokuma kumaşlar ile zarif ve dikkatle korunması gereken ürünler bu stilin temelini oluşturur. 

 İç mekânın sadece mobilya ya da aksesuarları değil, aynı zamanda mekânın kabuğunu oluşturan tavan, duvarlar ve zemin kendi içinde özel işlenmiş ve desenlerle detaylandırılmış malzemelerden oluşmaktadır. Kapı ve pencere gibi iç mekân açıklıkları da aynı şekilde ahşap ve özel oyulmuş ahşap malzemeler ile tamamlanmıştır. 

Günümüzde bu stili birebir görmek ancak müze olarak kapılarını açan saraylarda karşımıza çıkmaktadır. Ancak bu stilin etkileri günümüzde sadeleşerek kendini göstermektedir. Bu stili biraz olsun iç mekânlarımızda hissedebilmek için klasik detayda olan oymalı ve parlak yüzeyli mobilyalar, alçı duvar süsleme detayları, saten ve kadife tekstil ürünleri tercih edip kalabalık ancak zarif bir iç mekân yaratmayı hedeflemeliyiz.

LOFT STİLİ

Loft aslında stil olmaktan çok bir dönüşüm hikâyesidir. Amerika’da kullanıma kapalı fabrikaların zaman içerisinde konuta dönüştüğü bu hikâyede mimarinin loft stilindeki etkisi büyüktür.  Baştan konut olarak tasarlanmamış bu mekânların daha sonra konuta çevrilmesi, kullanıcı alışkanlıklarını da farklılaştırmıştır. Yüksek tavanları, zeminden tavana büyük bölmeli camları, kaba duvarları ve bölmesiz yapıları ile gerçek loft kullanıcıları açık bir planda bölme duvarsız bir yaşam benimsemiş, kimileri ise kat yüksekliğini avantaj bularak asma kat kullanımına yönelmiştir. 

Günümüzde gerçek bir loft dairede bulmak kolay değildir ancak loft hissini iç mekânımızda canlandırabiliriz. Loft dairelerin çıplak tuğla duvarlarını, doğal hali ile bırakılmış büyük damarlı ahşap zeminlerini, büyük keten beyaz ve boş perdelerini kullanarak bir de tavan yüksekliği standartların üzerinde olan bir dairede uygulayabilirseniz lofta oldukça yaklaşmışsınız demektir.  Son yıllarda kimi yeniden popülerleşen, kimi ise gelişip şekil değiştiren iç mekân stillerini tüm detayları ile incelemiş olduk. Hoşunuza giden detayların hangi stile ait olduğu satır aralarında gizli.

Elbette ki bir stili birebir uygulamak en doğru seçim değil. Kendi kişiliğimizi yansıtan, bizi huzurlu hissettirecek seçimler ile dengeli bir iç mekân yaratma hedefinde olmalıyız. Son yılların trend stillerini oluşturan detayların artık daha çok farkındayız. O zaman yeni yılda yeni stilimizi iç mekânlarımıza yansıtmamızın tam zamanı!