YAZAR: EMRE ÖZPEYNİRCİ

Hatice Akşahin, otomotiv sayısı için benden konuk yazar olarak yazı yazmamı istediğinde, henüz Hürriyet Gazetesi’nde ekonomi şefi ve otomotiv yazarıydım. Bugün ise özgür, bağımsız ve farklı kulvarlarda yol alan bir gazeteciyim. 

Öncelikli olarak Kocaeli okurları için şunun altını çizmek istiyorum; ben otomobil değil otomotiv gazetecisiyim. Kökenim ekonomi. Türkiye’de ekonominin lokomotifi olan bir sektör hakkında yazılar yazıyor, gelişmeleri aktarıyor, dünyadan gelişmeleri paylaşıyorum. Sonuç olarak sadece bir otomobili test edip, o araç hakkında tüketicileri bilgilendirmiyor; genel anlamda sektörün ve tüketicinin fayda sağlayabileceği haberlere imza atıyorum.

İstihdamı artıracak yeni yatırımlar, büyümeyi sağlayacak ihracat artışları, tüketiciye destek olacak vergi koşulları sadece aklıma ilk gelenler.

Türkiye’de belki de sadece otomotiv alanında ciddi bir sektör uzmanlığının oluştuğunu söyleyebilirim. Yaptığım iş zor; ama çok da hareketli. Gün geçmiyor ki Türkiye’de otomotiv adına bir gelişme olmasın. Düşünsenize; ÖTV artışları, hurda teşvikleri, sürekli dalgalanan pazar, yeni yatırımlar ve yerli otomobil tartışmalarıyla sektör hep gündemde, hep popüler. 25 yıldır gazeteciyim ve yaklaşık 20 yılında otomotiv sektörüne ilişkin yazılar yazıyorum. İnanın bugüne kadar bir kere konu sıkıntısı çekmedim. Türkiye’de parametreler o kadar hızlı değişiyor ki “acaba ne yazsam” deme fırsatım olmadı.  

1 YILDA NELER OLDU

Hepimizin bildiği gibi Ağustos 2018’de ekonomide yaşanan dalgalanmayla birlikte; eylül ayından itibaren pazar resmen dibe vurmuş ve hükümet de harekete geçip, son 2 ayda ÖTV teşvikini devreye sokmuştu. Teşviklere rağmen pazar, 2017 yılına göre yüzde 35 daralarak yılı tamamlamıştı. Halbuki yılın başında beklenti; 2015 ve 2017 yıllarında olduğu gibi 1 milyon adetlere ulaşacak bir pazardı.

Ancak Türkiye gerçeği sahneye çıkıyor ve her şey bir anda tepe taklak olabiliyor. Bu doğrultuda pazar 650 bin adetlere gerilerken, 2019 yılı da bu daralmanın etkisiyle başladı. 2018’in son 2 ayında devreye giren ÖTV teşvikleri, 2019’da önce ilk 3 ay daha sonra ikinci 3 ay uzatıldı. Ne yazık ki otomotiv sektörü için hiçbir şey iyi gitmiyordu. Teşviklere rağmen ilk 6 ayda pazar, 2018’e göre yüzde 45 küçüldü. Temmuzda kayıplar yüzde 70’e dayanınca, toplam daralma yüzde 48’e kadar yükseldi.

O dönem Merkez Bankası Başkanı’nın değişmesiyle, art arda faiz indirimleri devreye girdi. Sonuçta ötelenen talep de olunca eylül ve ekim aylarında pazarda, 2018’e göre önemli artış yaşandı. Ama unutulmamalı ki; Eylül 2018 ve Ekim 2018’de pazar yüzde 70’e yakın daralmıştı. Yani artış tamamen baz etkisindendi.

10 ay sonunda, otomotiv pazarında daralmanın faiz indirimi ve kampanyaların da etkisiyle yüzde 35’e kadar indiğini görüyoruz. Şimdi gözler kasım ve aralık aylarına çevrilmiş durumda. Şu an sıkıntı araç bulunabilirliğinde; stok kalmadı. Çünkü temmuz ağustos gibi pazarı 350-400 bin adet aralığında öngören markalar, son çeyreğe sınırlı stokla girdi. Art arda gelen faiz indirimleriyle talep artınca, ellerinde araç kalmadı. Ekimde Volkswagen’in bu konuda nasıl öne çıktığını görebiliyoruz.

SEKTÖR İÇİN 2020 BELİRSİZ 

Sonuç olarak ilk 6 ay sonunda 350-400 bin adetlik pazar öngörüleri bugün itibarıyla resmî olarak 450-500 bin adede çıkmış durumda. Bazı markalar -ellerinde yeterli stoku olanlar 520 bin adetlerden bile bahsediyor- 520 bin adet dahi olsa, yüzde 35 daralan 2018’e göre yine önemli bir kayıp yaşanacağı ortada. Asıl belirsiz olan 2020 yılı. Bir taraftan hurda teşvikinin yıl sonunda bitecek olması, diğer taraftan MTV fiyatlarının yüzde 23’e yakın artması ve yeni model fiyat farkları, 2020’de otomobil sahibi olmayı daha da zorlaştıracak. Bu noktada sektör kadar hükümet de kaybediyor. Çünkü vergi gelirleri ciddi şekilde azalıyor.

İşte bu yüzden Türkiye’de otomotiv sektörü için tüm paydaşların yer alacağı yeni bir yol haritası çizilmeli. Bu haritanın içinde dünya ile uyumlu yeni vergi sistemi, yeni teşvik uygulamaları, yatırımların önünü açacak fırsatlar yer almalı. Çünkü otomotiv her gün değişen parametrelerle ekonominin lokomotifi olmayı uzun süre sürdüremez.

Benden söylemesi…