Doktor Wilhelm Heinrich Schüssler, 135 yıl önce bir hekim olarak hücre içinde bulunan minerallerin belirli bir denge içinde olması gerektiğini, bu dengenin bozulması ile mineral eksikliklerinin oluştuğunu ve bu durumun hastalıklara neden olduğunu keşfetmiştir. Gerçekten de son yıllarda yediğimiz besinlerdeki katkı maddeleri, vücudumuz için toksin etkili maddeler haline gelmiş ve bunların vücuttan atılımı sırasında kullanılan minerallerin zamanla tükenmesi de bazı hastalıklara neden olmuştur.
1897 yılında Schüssler, insan bedenlerinin yakıldığında geriye kalanların mineral tuzlar olduğunu ve bu tuzların tüm insan bedenlerinde aynı olduğunu keşfetmiştir. 12 temel mineralin yerine konulması ile hücrelerin güçlendiğini, uzun vadede sağlıklı kalmaya hizmet ettiğini görmüştür. Ayrıca kolay kullanımları, yan etkilerinin olmaması, her yaşta kullanılabilmeleri ve pek çok rahatsızlıkta tedaviye destek olmaları ile avantaj sağlamaktadırlar. Bu mineraller, hücre içine ulaşacak şekilde homeopatik yöntemler ile güçlendirilir ve hücre içine alınırlar.
Mineral eksiklikleri yüz şeklinden teşhis edilebilir. Doktor Schüssler; cilt rengi, parlaklık ve cildin yapısal değişikliklerinin bir belirteç olduğunu keşfetmiştir. Her yaşta, 24 farklı yüz işareti ile mineral eksiklikleri saptanabilir. Bu analiz yapılırken; yüz, makyajsız ve doğal halinde olmalı, doğal gün ışığında ve renksiz pencere camı olan bir yerde değerlendirilmelidir. Bu analiz sonucunda eksikliği en fazla görülen mineraller saptanır. Eser miktarda oldukları için, bu mineraller yerine konduğunda, 3-6 ay içerisinde etki gösterirler. Bu mineral tuzlar 12 adettir. 


1) Calcium fluoratum:
Hücresel düzeyde bedenimizin esnekliğini sağlar.
Kemik, bağ dokusu, damarlar ve bunlar ile ilgili rahatsızlıklar bu mineral ile ilişkilendirilir. 
2) Calcium phosphoricium:
Protein sentezi, hücre yenilenmesi ve büyümesi ile, dokuların güçlendirilmesine hizmet eder.
3) Ferrum phosphoricium:
Enerji ve oksijen için gerekli temel tuzdur. Bağışıklık ve ilkyardım tuzudur.
4) Kalium chloratum:
Hormonal ve endokrin bezleri için gerekli tuzdur. Detoks etkilidir.
5) Kalium phosphoricium:
Beyin ve sinir hücrelerinin gelişiminde ve beslenmesinde önemlidir.
6) Kalium sulfuricum:
Hücre zarının yapısı ve kandaki oksijenin taşınmasında etkilidir.
7) Magnezyum phosphoricium:
Merkezi ve otonom sinir sistemi için önemlidir.
8) Natrium chloratum:
Hücre içi sıvısının dengelenmesini sağlar.
9) Natrium phosphoricium:
Yağ ve karbonhidrat mekanizması ve asit baz dengesi için önemlidir.
10) Natrium sulfuricum:
Osmotik dengeyi sağlar. Fazla suyun atılımına katkıda bulunur.
11) Silicea:
Cilt, kemik, sinir dokusu ve damar elastikiyetini sağlar.
12) Calcium sulfuricum:
Eksikliğinde akne ve enflamasyon gibi rahatsızlıklara sebep olur.

Ülkemizde gerçek anlamı ve önemi çok bilinmeyen Schüssler tuzlarının yaşamınıza girmesi ve sağlığınızı artırması dileğiyle…