Fevziye Camii (Mehmet Bey Camii)

1576'da İzmit eşrafından Mehmet Bey tarafından bugünkü Kemalpaşa Mahallesi Hürriyet Caddesi üzerinde yaptırılan Fevziye Camii'nin ilk mimarı ünlü Mimar Sinan'dır. Ancak çeşitli doğal afetlerle ve yangınlarla cami defalarca yıkılmış, ardından aynı yere tekrar inşa edilmiştir. Bu tamirat ve yeniden inşalarla birlikte caminin tarihsel dokusu epey değişikliğe uğramış, her dönemde kendine has mimarî üslup kendisini bir şekilde hissettirmiştir. Daha önce külliyesinde bulunan pek çok bina artık yerinde yoktur. Bunların arasında ise muvakkithane (vakit ayarlama evi - saat ayar merkezi) en dikkat çekici işlevi olanıdır. Dolayısıyla söz konusu yapım faaliyetleriyle birlikte caminin bânileri de değişmiş, bu arada yapının ismi de değişmiştir.

Fevziye Camii'nin ilk yapılışı, Kanunî Sultan Süleyman'ın damadı ve sadrazamı Rüstem Paşa´nın kethüdâsı Mehmet Bey'in ruhu için vefatından sonraki birkaç yıl içinde yapılmıştır. Ardından 1719 yılındaki büyük depremden sonra kubbeli yapı çökmüş ve kiremit çatılı olarak iki yıl içinde aynı yere yeniden yapılmıştır. Üçüncü yapılışı ise yine kısa bir süre sonra gerçekleşmiştir. 1756-57 yıllarında çıkan yangın sonucu Fevziye Camii de büyük zarar görmüştür. Yine İzmit ahalisinden Hacı Halil Ağa tarafından camii tekrar yapılmıştır. Ardından 1836 yılından çıkan büyük bir yangın sonucu tekrar yanmıştır. Kaptan-ı Derya Ahmet Fevzi Paşa tarafından yeniden inşa ettirilmiş olup 1836 yılında dönemin padişahı Sultan II. Mahmut tarafından yeniden ibadete açılmıştır. Ahmet Fevzi Paşa, caminin inşasında muvaffak olduğu için Sultan II. Mahmut tarafından camiye “Fevziye” adı verilmiştir. Hatta Padişah'ın açılış esnasında “inşallah bir daha yıkılıp yanmaz” şeklinde dua ettiği de söylenir. Fakat 1894 tarihinde meydana gelen deprem sonucu cami yine büyük zarar görmüş, tamamen yıkılmıştır.

Duvarları taş ve tuğladan olmak üzere yeniden yaptırılmıştır. 1898 yılında devrin padişahı Sultan II. Abdülhamit’in cülus bahşişi günü ibadete yeniden açılmıştır. Yakın tarihe kadar bu cami ibadete açık olarak hizmet vermiştir. Ancak 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonucu cami ağır hasarlı duruma gelmiştir. Altıncı kez yıkılarak yeniden 26 Nisan 2002 günü temeli atılmış; cami derneği ve Kocaeli halkı tarafından maddi katkılarla bitirilerek 30 Ocak 2004 günü yeniden ibadete açılmıştır. Ayrıca caminin yanında yer alan park da yeniden projelendirilerek modern bir görünüme kavuşturulmuştur. Toplam 10 bin metrekarelik alanda yapılan Fevziye Camii Parkı, içinde doğal dere görüntüsünde göl, su kemeri, köprü, oturma grupları, yürüyüş yolları ve kafeteryalar bulunan bir dinlenme merkezi haline getirilmiştir.

Orhan Camii (Gazi Süleyman Paşa Camii)

Eski İzmit'in merkez noktalarından biri olan Orhan Mahallesi'nde hâkim bir tepe üzerine inşa edilmiş ilk camidir. Bağçeşme meydanının hemen arkasındaki yoldan “Tarihi Orhan Camii” tabelalarını takip ederek kolayca ulaşabileceğiniz bu kıymetli eserin bahçesinden İzmit'in önemli bir kısmını görebilir, İzmit Körfezi üzerinde güneşin batışının o doyumsuz seyrine dalabilirsiniz. Osmanlı Devleti'nin ilk kurulduğu yıllarda Orhan Gazi'nin şehzadesi Süleyman Şah tarafından 'babası adına' inşa ettirilmiştir.

İzmit'in fethi ardından bölgeye inşa edilen ve günümüze kadar gelebilmiş olan ilk cami olma unvanına da sahip olan bu kıymetli eser, aynı zamanda fethin simgesi olarak da manevi bir değeri ifade eder. Cuma günleri camide imam hutbeye kılıçla çıkmaktadır. Bu âdet İttihat Terakki döneminden beri artan dış baskılara ve ayrılıkçı hareketlere tepki olarak 120 yılı aşkın bir süredir devam etmektedir. Oysa İzmit, kuşatma sürerken yapılan antlaşma sonucu kendiliğinden teslim olarak Türk hâkimiyetine girdiği için kılıç zoruyla fethedilmemiştir. Eski bir Türk âdeti olan fethedilen şehirlerin merkez camiinde kılıçla hutbe verme geleneği İzmit'in geçmişinde İttihat Terakki dönemine kadar olmamıştır. Hoca hutbe okumak için minbere kılıcı sağ eline alarak merdivenleri çıkar. İmam hutbeyi okurken de kılıcı elinden bırakmaz. Hutbe okunduktan sonra imam yine kılıçla aşağı iner. Türkiye'de artık sadece birkaç camide yapılan bu uygulama aynı zamanda sembolik de bir değer taşımaktadır. Aynı zamanda önemli bir deprem bölgesi olan şehirde, cami çeşitli tamiratlarla da desteklenmiştir.

Sultan Abdülmecit zamanında onarılan cami dörtgen planlı, taş ve tuğla duvarlı, dıştan ahşap çatılı, içten asma kubbeli olup bezemeleri Abdülmecit dönemi ampir üslup özellikleri göstermektedir. Camii içerisinde duvara asılı olan bir levhada; "Fatih İzmit Gazi Süleyman Paşa bin Orhan ve Fatih-i Hereke ve Fatih-i Aydos ve Fatih-i Kocaeli Sancağı sene 728 Bina-i Camii şerif ve Medrese sene 1332" yazısı bulunmaktadır.