AKMİS SEYAHAT İLE NELER YAPTINIZ VE BU YENİ DÖNEMDE BİZLERİ NELER BEKLİYOR?
2010 yılında başlattığımız Sabiha Gökçen Havalimanı taşımacılığımız ( Sakarya – Kocaeli – Bursa ) 2017 sonlarına geldiğimizde 8 milyon civarında yolcu sayısına ulaşmıştı.
Her gün İstanbul – İzmit arası taşımacılık yapan otobüs firmalarından farklı olarak birbirinden farklı 8 milyon kişi. Çünkü otobüs firmalarını belli oranda genellikle aynı kişiler kullanır.
Sivil hava taşımacılığında yolcu sayısı 2012 yılında 20 milyon iken bugün sadece Sabiha Gökçen Havaalanı için 35 milyonun üzerine geçmiş durumda. Taşımacılık sektörünün artık bu yöne kayması ve zaman faktörünün önemini göz önüne alırsak, bu sektörün çok daha fazla gelişeceğini düşünüyoruz. Yeni dönemde tekrar yeni lokasyonlardan özellikle Marmara Bölgesinin Kocaeli, Sakarya, Düzce, Zonguldak, Eskişehir, Bursa gibi illerde havaalanına yolcu taşımacılığı yapmayı planlıyoruz. Tabi 1 senedir kendimizi gözlemleme durumu söz konusuydu. Biz taşımış olduğumuz potansiyelin dışında ciddi bir katma değer de ortaya çıkardık. Bu tarz taşımacılık sadece bir firmada vardı. Biz bunu bütün şehirlerde bizim gibi işini ciddi yapmaya çalışan firmalarla beraber bir iş haline getirdik.
Yüzlerce insan çalıştırdık. Havaalanlarındaki potansiyellerin artması sonucu istihdamın yükselmesi katkımızı ekledi. Bununla da birlikte taşımış olduğumuz yolcu kitlesine baktığımız zaman bürokratlara, siyasetçilere, iş adamlarına, öğrencilere kadar tercih edilir olduk. Bugün gün içerisinde insanlar Antalya’da seminere gidip işini bitirip akşam yine evine dönüp ertesi gün işinin başında olabiliyor. Güneydoğu bölgesine gidip, işlerini bitirip dönebiliyorlar. Hatta öyle müşterilerimiz vardı ki yemek yemek için Gaziantep’e bile gidiyorlardı.
Taşımacılık–Sağlık ve Organizasyon...
Bu bize başka bir şey gösterdi. Örnek veriyorum ülkemizde sağlık açısından çok ileri boyutlarda işler yapılıyor. Dünyanın en iyi cerrahları Türkiye’de hizmet veriyor. Önceden bu çok mümkün değildi. Sivil havacılığın gelişmesi özellikle son zamanlarda döviz kuru, Türk parasının değer kaybetmesi de böyle bir şeyi tetikledi.
Biz hem sağlık turizmini hem de taşımacılık işini ön planda tutmak istiyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımızı tamamlanmak üzere çok yakın bir zamanda da tekrardan Sabiha Gökçen’e seferlerimizi başlatacağız.
Yine Akmis İsmiyle Mi Dönüyorsunuz ?
Daha VIP, daha konforlu bir hizmet planlıyoruz. Sabiha Gökçen Havaalanının ikinci pistinin devreye girecek olmasıyla potansiyelimiz artacak ve biz buradan Pazar payımızı genişleteceğiz.
Sabiha Geçen’in potansiyeli 35 milyonsa biz bu 35 milyonun kaçta kaçına hizmet verebilmişiz? Yıllık 1 milyon insana hizmet ettik. 35 milyonun 1 milyonuna hizmet verdik. Bu ciddi bir potansiyel.
Uber’i Nasıl Buluyorsunuz ?
Şu an Uber’in Türkiye’de bir karşılığı var. Sektöre disiplin getirdi. Uluslararası olan şirketlerin Türkiye şartlarına uygun koşullarda faaliyete geçmelerini tavsiye ediyorum. Tursap‘a üye olması gerekiyor.
“Kocaeli, Lokasyon Olarak Sadece Türkiye’nin Değil, Dünyanın En İyi Şehirlerinden”
Bizim yaşadığımız şehir belki de Türkiye’de lokasyonu en iyi şehir. Denizi, yeşili, kayak merkezi olan bir şehir dünyada da önemli medeniyetlere başkentlik yapmış. Bizde burayı turizm anlamında bir tık yukarı çıkarmak istiyoruz. Bunu da tek başımıza yapamayız, kentin birleşmesi gerekiyor.
“Turizm Bacasız Sanayi…”
Tarihteki adı Nikomedya olan bir şehirde yaşıyoruz. Öyle bir çalışma ortaya koymalıyız ki turizmden payımızı fazlasıyla alalım. Bunun içinde profesyonellerden yardım alınmalı.
Doğru kurum ve doğru kişilerle yapılacak, doğru projeler hem istihdama hem de cari açığımıza fayda sağlayacaktır. İnsanları bilinçlendirirsek turizmin halka ne kadar büyük bir katkısı olduğu görülecek.
Bu sene 40 milyon turistin geleceği öngörülüyor. Bir şehir olarak neredeyiz buna bakmak lazım. Özellikle sağlık turizmi başta olmak üzere spor, kongre, yaşlı bakım hizmetleri gibi çeşitli turizm aktiviteleriyle bu alanı genişletebiliriz.
“İstihdam Artacak”...
İstanbul’un yoğunluğu göze alınırsa, İstanbul’a bu kadar yakın bir şehrin avantajı daha fazla olur. Kocaeli sağlık turizminde spesifik alanlarda çok iyi. Özellikle İskandinav ülkelerinde ki yaşlı turizmini buraya çekebiliriz. Alanı çok müsait ama bunları bilinçli yapmamız gerekiyor. Bu işlerin biraz daha üzerine gidip, kendi taşıma işimize sağlık, inanç turizmini katabiliriz. Buraya insanları çekersek, istihdamında artacağını düşünüyorum. Çünkü artık sanayicilik doydu.
Sanayi ekonomiyi de beraberinde getirir fakat sanayinin yanına başka bir şeyler de koymanız gerekiyor. Yeşilin, mavinin olduğu yerde bu işler bilinçli yapılırsa sadece belediyeler değil bütün kurumlar projelendirip, profesyonellerin katılımıyla daha iyi işler çıkarılabilir. Mesela Yunanistan’da adlara gidiyorsunuz. Karaya yanaşacak bir liman dahi yok. Bir kaya sütununa evler yapmışlar ama çok iyi pazarlıyorlar ve karşılığını alıyorlar. Bu dönemde bunlara ağırlık vermek istiyoruz.
O zaman bu yeni dönemde Akmis bir öncekinden farklı olarak sektörü öteye götürecek.
Muhakkak. Mesela bu dönem neyi, nerede eksik yaptığımızı görmüş ve anlamış olduk.
1 Yıl Nasıl Geçti ?
Dediğim gibi bu bir yılda hizmet faaliyetimizin sonlandırılmasında ki konuya çokta girmek istemiyorum. Nahoş olaylar yaşandı. Bizim eksiklerimiz vardı. Nerede eksiklerimiz var deme şansımız oldu. Fazlalığımız neydi, eksiğimiz neydi, ne yapmak istiyorduk da nerede başarılı olamadık. Bunları gözden geçirdik. Mesela Sabiha Gökçen shuttle dışında Akmis sağlık turizminde de faaliyet gösterdi ama içini tam olarak dolduramadı.
“ Doğru İnsanlarla Doğru İşler “
Sanatsal çalışmalarımız oldu lansman düzenledik.Türkiye’de foto proje adlı bir projemiz oldu fakat bu proje de tam olarak tamamlanmamıştı. Bunların dışında bende Kafkas toplumunun bir üyesi olarak itiraf etmeliyim ki kültürel mirasımızı koruyamadık. Belki çok efor sarfettik, çok emek verdik ama doğru insanlarla doğru işi yapmadığımız için sağlıklı olmadı. Daha profesyonel bir kadro yerleştirmiş olsaydık belki o hizmet daha verimli olacaktı.
Sabiha Gökçen taşımacılığı dışında yaptığımız işler içinde çok çaba harcadık, zaman ayırdık.
Abhazya – Türkiye ilişkileri için de aynı şekilde çabaladık ancak yine daha bilinçli bir kadroyla daha farklı olabilirdi. Tanınmayan bir ülkeyi, atalarınızın geldiği bir yeri hem içerde hem dışarda birde kendi insanlarınızla tanıtmak için efor sarfediyoruz. Yaptığınız işi anlamayan ya da çekemeyen birtakım kişilerle karşılaşıyorsunuz. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Bu olayları daha kalıcı hale getirtebilirdik.
Abhazya için gazete ve dergi çıkardık. Aynı zamanda uluslararası ve şehirlerarası çalışan firmalara ev sahipliği de yaptık. İleriye dönük belki 10 tane projemiz oldu. Bilinçli kadrolarla bu ekibe sağlam bir şekilde ruh kattığımız düşünürken, bu ekip hem mali konularda hem de birçok konuda bilinçsiz, agresif şeylerle bugünü yaşamamıza sebep oldu.
Sabiha Gökçen’de belki daha bilinçli bir kadro kurmamız gerekiyordu. Burada eksiklerimiz vardı. O dönemde bu olayların yaşanmasının sebepleri demek ki birazda bizim kendi içimizde tam tespit edemediğimiz durumlarımız ve eksiklerimizdi. Daha bilinçli ve profesyonel bir kadro gerekiyordu.
Yani, Bunlar Başa Gelmeyebilirdi ?
Evet. Gelmeyebilirdi. Muhakkak bir şey olacaksa olacaktır fakat siz doğru kadroyla işinizi yaparsanız bunu minimuma düşürüşünüz. Bizim taşımacılıkta bazı defolarımız vardı. Bazı işlerde kaza olma olasılığı yüksektir. Deneyimli, bilinçli bir şoför kaza olma olasılığını düşürür. Siz çok düzgün gidersiniz birinin lastiği patlar gelir içeri girer arabalarınızı devirir. Buna yapacak bir şeyiniz yok. Ama o kaza anında bile bunun kaybını en aza indirebilirsiniz.Demekki hata kendimizde. Muhakkak dış faktörler etkili oldu ama bizim eksikliğimiz bunu getirdi.
“ Hayatımızı Dışarda Kazandık “
Bizim çok fazla okul hayatımız olmadı. Hayatımızı dışarda kazandık. İnsanlar ilköğretimden sonra hayata atılıyorlar ve eğitim alıyorlar. Eğer insan kendini biraz geliştirebildiyse ekonomik anlamda da çok getirisi olan işler yapabiliyor. Fakat genel olarak baktığınız zaman inişli çıkışlı olan hayatlarının içerisinde insanlar kendilerine bir karakter oluşturmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla sektörün bu noktasının boş olduğunu gördüğümüz için geliştirmek istedik. Bunda da çok başarılı olamadık yani başarıdan ziyade bir işi yapabilmek muhakkak bir başarıdır ama onu sürekliliğe arz etmesi lazım. Sürekliliğinde sıkıntımız oldu. Bunları göz ardı etmeyerek kendimizi dinledik, kendimize çekildik. Dedik ki bizim iş tecrübemiz var, bundan para kazanmamız gerekiyor. Ama diğer sektörlerde de içini dolduramadığımız şeyler oldu, bu dönem bunları yapmamız gerekiyor ki hem ekonomik olarak verdiğimizi geri alalım hem de bu piyasa tecrübemizden yararlansın. Sektöre hizmetimiz olsun.
“ Yeniden Ayağa Kalkıyoruz ! “
Bizim amacımız holdingleşmek ve 5-6 tane şirketi biraraya getirerek yapılanmasını tamamlamış, öz sermayesinin hiçbir yere borcu olmayan, ekonomisi güçlü, uluslararası bir şirket olmaktı. Yine bunlar için uğraşacağız yeniden ayağa kalkacağız.
Organizasyon şirketi oluşturup Akalp Organizasyonla birlikte uluslararası turnuva yaptık. Biliyorsunuz o turnuva birçok ülkede ses getirdi ve reyting rekorları kırdı. Fakat bunun devamını getiremedik. Neden yaptığınız iş yerel kaldığı zaman siz bunu anlatamıyorsunuz, örnek veriyorum biz 15 Temmuz’dan sonra kick boks dövüş sporunda Almanya karmasıyla Türk karmasını biraraya getirdik. Şov amaçlı yıldızlar geldi. Tam da üniversitenin açılışına denk geldi. Şehit Recep Topaloğlu Spor Salonu’nda yaptığımız bu organizasyonla beş binin üzerinde insan getirdik ve bu organizasyondan elde ettiğimiz gelirlerin hepsini şehit ailelerine bağışladık. Bunu şunun için söylüyorum bu olay tabi ki bir sempati kazandırdı bize özellikle spor alanında.
Ben şu anda Kick Boks Federasyonu’nda yönetim kurulu üyesiyim. Birçok insanı tanıma şansımız oldu. Bizim amacımız bunu şehrimizde her 3 ayda bir yapabilmek. Kentimizden bu konuda çok destek göremedik yine de halkımıza küsmüş değiliz tekrar bir şeyler yapalım dedik. Yine orada da kadromuzun eksik olduğunu fark ettik. Her işte profesyonel kadrolarla vücut bulmalısınız. Türkiye bu konu da eksik ve biz buna ağırlık vereceğiz. Organizasyon şirketimizin yapım kısmını ön plana çıkaracağız.
Organizasyon Faaliyetleriniz Neler Olacak ?
Birbirine paralel işler olacak VIP taşımacılık, sağlık turizmi ve organizasyonlar... Farklı sürprizlerimiz olacak.
Başlangıç Tarihi Belli Mi ?
Şu anda gerekli bütün planlamalar tamamlanmak üzere. Ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Yeni yıla kadar işimizin başında olmayı planlıyoruz. İlk önce nasip olursa Bursa - Sabiha Gökçen hattından başlayacağız. Kademe kademe ilerleyeceğiz. Sabiha Gökçen’e daha hızlı daha konforlu aynı zamanda daha VIP konseptli taşımacılık türlerimiz olacak.
Kocaeli Medyasına Teşekkür Ediyorum..
Bu dönemde Kocaeli medyasına teşekkür etmek istiyorum . En küçüğünden en büyüğüne kadar bu kentin kardeşi, abisi ve evladı olmuşuz ki insanlar bizi bağrına bastı. Benim hakkımda daha önce olumsuz yazı yazan insanlara bile ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. Önce hepsini ziyaret edeceğim varsa hesabımızı kapatacağım.
“ Düşünsenize Bir Anda Trafiğiniz Kesiliyor ! ”
Karşısında mücadele ettiğimiz ekip gerçekten güçlü bir ekipti. Burada bizi yalnız bırakmadılar.Bu bizi mutlu ediyor. Hayatta olumsuz şeyler mutlaka yaşanır. İnişler ve çıkışlar…
O anki hayat akışına göre yatırımlarınız var, her şeyinizi ayarlamışsınız ve bir anda bir şeyler oluyor. Neye karşı mücadele ettiğiniz belli değil. Bizi mafyanın içine düşürdüler. Yine bizi sahiplenen Ankara’daki büyüklerimize çok teşekkür etmek istiyorum.
“İŞİMİZİN BAŞINDA OLACAĞIZ...”
Artık işimizin yakınında ikamet edeceğiz. Bundan sonra bizim şah damarımızı kimse kesemeyecek. Ömrümüz yettiği kadar iyi işler yapacağız. Ailemizin iftihar edebileceği işler yapacağız. Birde bu dönemde etrafımıza şöyle bir bakma durumunda kaldık. Etrafınıza bakınca gerçeği daha iyi görüyorsunuz. İşinizi doğru yapacak, sermayenizi doğru yerlerde harcayacaksınız.
Karşı Tarafla Daha Sonrasında Bir Görüşmeniz Oldu Mu ?
Hayata hep pozitif bakarım hep güçlü kalırım. Yaşadığımız ne olursa olsun dışarıya belli etmemeye çalışıyorum. Şöyle bir gerçek vardır ki ne anlatırsanız anlatın, sizin anlattığınız karşının anladığı kadardır. Karşımızdaki adam bizi nasıl görüyorsa ve nasıl bir yere koyuyorsa bir iş müracaatı falan varsa bizde elimizden geleni yapıyoruz. Bizi bilen bilir, kendimizi iyi ifade ettiğimizi düşünüyorum. İnsanlar başımıza gelen olayı hala konuşuyor. Karşı tarafla görüşmeyi talep ettim, medeni insanlarız sonuçta onlar ise kabul etmedi.
Sektörde 30 Yıllık Deneyim...
Ben yaklaşık 30 senedir bu sektörün içerisindeyim. Bu piyasada hem tanınırız hem tanırlar. Çocukluğumuzdan beri bu işin içerisinde olunca rahmetli amcam (bir dönem İzmit Seyahat firmasının sahibi) vefat edince sahip çıktık. Oradan bir alt yapımız var. Otogardan yetişmeyiz.
“CENGİZ TOPEL’İ ÇOK İSTEDİM”
Herkes şehrimizden İstanbul'a yolcu taşıyor fakat Cengiz Topel’ taşımacılık yapılmıyor. O zamanlar Cengiz Topel'in faaliyete geçmesini çok istedim. Ama bizimle uğraştılar. Neden mi? Çünkü Cengiz Topel çalışırsa yeni bir sistem doğacaktı ve buna engel oldular.
Belki bugün 1-2 seferi var. Ama özellikle öyle bir şey yapacaksınız ki hizmette rekabet edeceğiniz kimse olmasın. Mesela Erzurum, Antalya, Zonguldak, Sakarya gibi illere bu hizmeti getireceksiniz ki hattınız ileriye taşınsın.
Bursa'yı Sabiha Gökçen'e götürebilirsiniz. Zor olan bu bölgeyi Cengiz Topel'e götürmek olur.
Cengiz Topel ile ilgili yaptığım iç ve dış hat projelerimizi Türk Hava Yollarına ve Anadolu Jet'e sundum. Hatta uçak kiralayalım teklifinde dahi bulundum. Ne hikmetse bir şey olmadı.
İzmit’te Bir Merkeziniz Olacak Mı ?
Muhakkak olacak. İletişim kanalları, sosyal medyası, basın yayını daha güçlü bir formla olacağız. Uluslararası tercih edilen bir yapı olacağız.
Öğrenciler De Kullanabilecek Mi ?
Tabi ki de. Üzerinde çalıştığımız bir akıllı telefon – tablet uygulaması ile bilgisayar ve akıllı telefon kullanan herkes bu hizmetimizden faydalanabilecek. Öğrenci de iş adam da hizmetlerimizden faydalanacak. Seyahat eden herkese hitap edeceğiz.
İşine aşık, üstelik 1 yıllık aranın ardından büyük bir özlemle geri dönmek için gün sayan Ruhi Karaalp’in tekrar başlangıç için ne kadar heyecanlı ve istekli olduğu belliydi. Olumsuzluklarla doluymuş gibi görünen bu 1 yıllık süreci aslında kendisi, firması ve hizmet verdiği milyonlarca insan adına nasıl da faydalı bir sürece çevirdiğini anlıyordum.
Bu süreci, her geçen günü düşünerek, araştırarak ve kendini geliştirerek geçiren Ruhi Karaalp ve ekibi şimdi çok daha güçlü, profesyonel ve istekli bir şekilde geri dönüyor.
Bu 1 yıllık süreçte eğer bu yaşananlar olmasaydı belki de kendilerini geliştirebilmek adına hiç bir zaman böylesine fırsatları olmayacaktı.
Şimdi bu 30 yıllık deneyimin içi çok daha dolu, daha gerçek ve herkese ders verebilecek nitelikte...
Afon Kuaförleri De Sizin Biraz Bundan Bahsedelim Mi ?
Abhazya’daki dünyanın en büyük mağaralarından birinin ismini alarak burada bir güzellik merkezi oluşturduk. Bunu oluşturma sebebimiz sıradan kuaför açmak değildi. Bunu bir zincir haline getirebilmek, akademik boyuta taşıyıp, şehrimizden ulusal bir marka çıksın diye hedefleyerek açtık..
Şimdi Afon markasını daha da farklı bir boyuta taşımaya hazırlanıyoruz. Afon, sektöre yetişmiş personeller yetiştirecek. Bir nevi okul gibi olacak. Bu sektörde zaten çalıştıracak, işini iyi yapan personel bulmak zor. Bunu çok iyi biliyoruz. Afon’un hedefi bu açığı kapamak.
Kuaför ve güzellik merkezi alanlarında zaten çok iyi gidiyor. Yüksek bir memnuniyet seviyemiz var. Ekibimiz, ürünlerimiz ve tarzımız ile işimizi iyi yaptığımızı düşünüyorum. Afon’u eşim Nur yönetiyor. İşine tüm detaylarıyla hakim ve sürekli kendini geliştiren bir yapısı var.
Ruhi Karaalp Bunların Dışında Ne Yapar ?
Ailemle bolca vakit geçiririm. Eşimle birlikte gezmeyi severim. Haftanın 1 gününü kızım Yağmur’a ayırıyorum. Evcimen bir insanım. Arkadaşlarımla sohbet etmeyi, evde olduğum zamanlarda ise bahçeyle uğraşmayı seviyorum. Haber izlerim ve gündemi takip ederim. Eşim ve ben hayvanları çok seviyoruz. Hatta köpeklerimiz ve kedilerimiz var.
En Beğendiğiniz Restoranlar ve Vakit Geçirdiğiniz Yerler ?
Bahçecik’teki Yeşildağ et restoranı hoşuma gidiyor. Kosova Köftecisini de çok severim. Maşukiye’de ise Maja’ya, balık restoranı içinse Karamürsel’deki Günay’a gideriz. İstanbul’da Bostancı çok hoşuma gider. Sahilde yürümeyi severim.
Peki Abhazya ?
Yaklaşık 1 yıldır hiç gitmedim anca dostlarımla görüşüyorum. Abhazya doğal güzellikleri olan bir yer. Değerlenmesi için biraz zaman geçmesi gerekiyor. Abhazya’nın bir zihin reformuna ihtiyacı var. Bunun için zamana ihtiyaç var. Kültür ve medeniyet anlamında gelişmiş bir yer.
Sütlaç İle İlgili Bir Zaafınız Olduğunuz Biliyorum. Nedir Bu Sütlaç Aşkı ?
Sütlacı sevmiyorum. Adeta içinde yüzerim. Tok karnına veya aç karnına hiç farketmez. Gördüğüm anda o sütlaç bitmiştir. Ancak burada önemli bir detay var. Bu sütlaç aşkı eşim Nur’un yaptığı sütlaca dair...
Ruhi Karaalp anlatırken ben de Nur hanımın yaptığı o muhteşem sütlaçları yiyordum. Üstelik ben bitirdikçe Nur hanım önüme yenisini koyuyordu. Sütlaçlar o kadar güzeldi ki Ruhi Karalap’in neden bu sütlaçların içinde yüzmek istediğini o an çok daha iyi anladım :)
Bu güzel sohbet için Ruhi ve Nur Karaalp’e teşekkür ediyor ve şuan çok az kalan bu geri sayımın bitişini sabırsızlıkla bekliyoruz…
Yorumlar (0)