Baharın ortasında hayat yeniden başlar. Ve bu başlangıçlar bize hayatı büyütenleri hatırlatır: Anneleri.

Anne olmak sadece doğurmak değildir.

Anne olmak, sabırla, sevgiyle, fedakârlıkla hayatı her gün yeniden inşa etmektir.

Kimi zaman bir bebeğin uykusuz gecelerinde, kimi zaman ilk düşmesinde, kimi zaman da sessizce büyüyen endişelerinde…

Anne olmak, bir hayatı büyütürken kendi hayatının önceliklerini hep biraz geri planda bırakmaktır.

Biz eczacılar, bu yolculuğa her gün tanıklık ederiz.

Kucağında minicik bir bebekle, gözlerinde uykusuzlukla, bazen yorgun ama her zaman güçlü bir kararlılıkla gelen anneleri…

Bazen bir reçeteden çok daha fazlasına ihtiyaçları olduğunu biliriz.

Bazen bir doğru cümle, bazen bir anlayışlı bakış, bazen de yalnızca dinlemek…

Çünkü her annenin taşıdığı yük görünenden çok daha ağırdır.

Ve her annenin içinde taşıdığı sevgi, tahmin edebileceğimizden çok daha büyüktür.

Anneliğin Sağlıkla Yoğrulmuş Yolculuğu

Hamilelikle başlayan bu yolculuk, doğumla birlikte başka bir boyuta evrilir.

Anne artık sadece kendi bedeni için değil, bir başka can için de yaşamaya başlar.

Bu süreç kolay değildir:

Eksilen demir depoları, uykusuz geceler, emzirmenin getirdiği yükler, doğum sonrası değişen beden ve ruh dengesi…

Ve tüm bunların ortasında, çoğu zaman kendi ihtiyaçlarını sessizce erteleyen bir kadın.

Bu yüzden bugün buradan küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum:

Bir annenin güçlü olması sadece kendi için değil, büyüttüğü hayat için de şarttır.

Çocuğun en büyük güvencesi, sağlıklı bir annedir.

Bir annenin sağlığı; sadece bir bedenin değil, bir evin, bir dünyanın temelidir.

O yüzden diyoruz ki:

• Vitaminlerinizi ihmal etmeyin.

• Halsizliğinizi hafife almayın.

• Ruhunuzun da en az bedeniniz kadar ilgiye ihtiyacı olduğunu unutmayın.

• Yardım istemekten çekinmeyin.

• Kendinizi suçlamadan, ertelemeden önce kendi sağlığınıza yatırım yapın.

Çünkü bir annenin gücü, sadece sabrında değil; kendine de değer verebilmesinde yatar.

Eczanede Anneler: Şikâyetlerin Arkasında Bir Hikâye Vardır

Her gün onlarca annenin hikâyesiyle karşılaşıyoruz.

Bir bebeğin ilk ateşi, ilk dişi, ilk sancısı…

Bir annenin ilk korkusu, ilk tecrübesi, ilk büyük sabrı…

Ve bizler, sadece ilaç vermiyoruz.

Bazen bir annenin kaygısına omuz oluyoruz.

Bazen bir babanın çaresizliğine yön gösteriyoruz.

Bazen de yalnızca “Merak etmeyin, birlikte hallederiz” diyerek bir ailenin yükünü bir nebze hafifletiyoruz.

Bu yüzden mesleğimiz, yalnızca bilim değil; aynı zamanda insanı, hayatı ve sevgiyi anlamakla da ilgilidir.

Kendinize Bir Hediye Verin

Mayıs ayı geldiğinde doğa tazeleniyor.

Peki ya siz?

Bu bahar, kendinize bir iyilik yapın:

Kendi sağlığınızı da büyütün.

Çocuğunuzun sizi güçlü, mutlu ve sağlıklı gördüğü bir hayatın kapısını aralayın.

Çünkü unutmayın, bir annenin gülümsemesi evin ışığıdır.

Bir annenin huzuru çocuğun ilk dünyasıdır.

Bazen annelerle konuşurken şunu söylüyorum:

“Çocuğunuzun en çok ihtiyacı olan şey, sizin iyi olmanızdır.”

Ve iyi olmak, sadece fedakârlıkla değil; kendine de değer vererek mümkündür.

Ve Bir Hatırlatma: 14 Mayıs Eczacılık Günü

Mayıs, sadece anneleri değil, bizim mesleğimizi de hatırlatan bir aydır.

Eczacı olmak; insanın hikâyesine eşlik etmek, bilimle kalbi birleştirebilmektir.

Her tebessümde, her teşekkürde, her iyileşen çocukta bir eczacının izi vardır.

14 Mayıs Eczacılık Günü, meslek aşkını, şefkati ve bilgiyi bir arada taşımanın ne kadar değerli olduğunu bize yeniden hatırlatır.

Bu Mayıs ayında, tıpkı doğa gibi siz de kendinizi yenileyin.

Sağlığınıza, ruhunuza, hayallerinize yeniden sahip çıkın.

Ve unutmayın:

Hayatı büyüten herkes, en az hayat kadar değerlidir.

Ve unutmayın:

Kendinizi ve sağlığınızı ertelemeyin; siz iyi olursanız, dünya da güzelleşir.