Aramaterapinin şifrelerini keşfetmiş başarılı bir eczacı

Sara Pour

Dr. Eczacı - KOSTÜ Dekan Yardımcısı

KOSTÜ’nin ( Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi ) başarılı Dekan Yardımcısı Ecz. Sara Pour ile eczacılık ve aromaterapi üzerine keyif dolu bir röportaj yaptık. Sara Hanım, akademik kariyerini, hayatının dönüm noktalarını, yazdığı kitapları ve aromaterapi ile ilgili çalışmalarını Time Kocaeli okurları için anlattı.

İlk ve orta öğrenimimi yurt dışında tamamladıktan sonra üniversite hayatımın ilk adımını Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde attım. Eczacılık fakültesinin 5 yıllık süresince kendi ilgi alanlarımı belirleyip  bu alanlar üzerine eğitimler alarak kendimi geliştirme yolculuğuna çıktım. Hali hazırda ise Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde, Dekan Yardımcısı olarak görev yapmaktayım.

2013 yılının Ocak ayında yaşamış olduğum trafik kazası, tüm yaşamımı, düşüncelerimi ve hayata olan bakış açımı değiştirdi. Hastanede yattığım yoğun bakım sürecinde bilincimin açık, vücudumun kapalı olduğu süre boyunca bana yapılan tüm müdahaleleri algılayabildiğim fakat yanıt veremediğim gerçeğini fark ettim. İşte tam da o an hayatımın ilk dönüm noktası olduğunu idrak etmiştim.

İnsan bütünsel bir varlıktır. Bundan dolayı, sağlıklı yaşayabilmesi için, Ruh-Zihin-Beden üçlüsü daima dengede olması gerekir. Yoksa yapılan tüm müdahaleler yarım kalacaktır. Tek metod kullanarak yaşamda karşılaşılan pürüzleri gidermek, karanlıkta çözüm aramaya benzer.” diye inanıyorum ve tüm amacım fiziksel acının yanı sıra, ruhsal ve zihinsel acı çeken kişilere de yardım etmektir. Bu deneyimler sırasında ruhsal dünyanın derinliklerine hâkim olabilmek için, “Mevlana Terapi” ve “Evrensel Bilinç” öğretisini tamamlayıp, İtalya’da “Bilinçaltı ve Hipnoz” adlı eğitimlere katıldım ve sonrasında Türkiye’de Yaşam Koçluğu ve İlişki Koçluğu eğitimlerini tamamladım. Tebriz şehrinde yani Şems-i Tebrizi’nin diyarında Sufizm üzerine sertifikalı öğretim sürecinden geçip Mesnevi’nin ana dili olan Farsça’yı değerlendirerek kadim bilgileri Farsça kaynaklardan çevirerek, bütünsel değişim yolculuğunda olan kişilerle ilerlemeye çalıştım.

 

 

Yakın Doğu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde öğrencilerime “Eczacılık Becerileri ve İletişim” dersleri verdim. 2019 yılında Türkçe “Ona Sözüm Var” ı ve Farsça “Melodi-ye Aşk” kitaplarımı yazdım.

Farmakognozi (doğal kaynaklı etken madde ve drogları inceleyen bilim dalı) doktorasnı tamamlayınca uçucu yağların ve bitkilerin sinir sistemi ve hormonal system (Endokrin Sistem) üzerine nasıl etkileri olabileceği konusunda araştırmalar yaptım. İki sene önce 22 yaşında, diş hekimliğinde okuyan minik kız kardeşimi kaybederek hayatımın ikinci sert sınavından büyük dersler alarak başarı ile geçtim. Şimdi ise yaşam sürecinin ne anlama geldiğini çok daha net anlıyorum.

Karşılaştığımız kişiler ve olaylar tesadüf değil. Her biri elinde ders (tecrübe) dediğimiz muhteşem bir hediye ile gelirler ve bu dersler ister tatlı ister acı olsunlar yaşamımıza yön vermemiz için destek olurlar. Tabi bu dersler; görebilenler için ilerleyiş, göremeyenler için ise çöküşün ta kendisidir. Bugünlerde kadim bilgilerden esinlenerek aromaterapi ve bitkisel çözümlerin bilinçaltında üzerindeki etkilerini konu alan bir kitap yazmaktayım.

-Aromaterapiden bahsettiniz, peki bu terapi yöntemini kısaca bize açıklar mısınız?

Aromaterapi (koku tedavisi), uçucu yağların farklı etken madde gruplarının etkilerinden yararlanmak suretiyle ve özellikle; soğuk algınlığı, stresle mücadele, uyku düzenleyici, bağışıklık sistemini uyarıcı olmak üzere uygulamaları olan, modern fitoterapinin yani bitkilerle tedavinin bir bölümüdür. Aromaterapi Latince aroma=koku, therapy=tedavi kelimelerinden oluşan koku ile tedavi anlamına gelir. Evet “koku” aromaterapinin çok önemli bir parçasıdır fakat yarattığı o ruhsal ve fiziksel iyilik hali sadece koku ile sınırlı değildir. Uçucu yağlar, tıbbi olarak kabul edilen kokulu bitkilerin tamamından veya çiçek, kök, yaprak, dal, tohum, reçine ve meyve gibi bitkinin farklı organlarındaki özel hücrelerde biriken özellikle terpenik yapıda olan, doğal maddelerdir ve eczacılıkta ilaç hammaddesi olarak kabul edilir

-Gündelik hayatın stresinde uykusuzluk problemi için pratik bir öneriniz olabilir mi?

Tabi bu rutini sabahtan başlamamız gerekiyor. Çünkü uykumuzu düzenleyen, melatonin hormonunun yapımında kullanılan ana madde olarak ifade edilen triptofan, öncelikle serotonine dönüşür. Gün boyu salgılanan ve mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin, havanın kararması ile birlikte yerini melatonin hormonuna bırakır. Bu yüzden sabahtan vücudumuzun  serotonin salgısı arttırılırsa akşam melatonini bolca kullanabiliriz. 3-5 gün içerisinde sirkadiyen ritim iyileşmeye başlar.

 

SABAH:

Erkeklerde, Bergamot yağı, sedir ağacı yağı ve frankincense yağı

Kadınlarda, Bergamot yağı, ylang ylang yağı ve frankincense yağı

Kullanışı:

10’ar damla eşit oranda karıştırıyorsunuz, 20 ml lik şişeden sabahları farklı aralıklarda en az 5 kere koklayarak kullanabilirsiniz. Ya da hidrolat şeklinde sprey olarak kullanabilirsiniz. (50ml lik sprey şişesine karışımdan ekleyerek üstünü su ile tamamlayarak çalkalayıp etrafınıza sıkıp kullanabilirsiniz).

AKŞAM:

Kadın ve Erkek için: Vetiver yağı, lavanta yağı

Kullanışı:

10’ar damla, eşit oranda karıştırıyorsunuz, 20 ml lik şişeden sabahları farklı aralıklarda en az 5 kere koklayarak kullanabilirsiniz. Ya da hidrolat şeklinde sprey olarak kullanabilirsiniz. (50ml lik sprey şişesine karışımdan ekleyerek üstünü su ile tamamlayarak çalkalayıp etrafınıza sıkıp kullanabilirsiniz).

Sizin bulunduğunuz üniversite bünyesinde aromaterapi ile ilgili herhangi bir eğitiminiz var mı?

Aromaterapi atölyeleri ve sertifikalı eğitimlerimizin yanı sıra bu sene eczacılık fakültemizde aromaterapi yüksek lisans programını açtık ve bu yolculuğa başlamak isteyenlerin yanında olacağız.

 

İster bitkisel veya kimyasal ilaç olsun ister vitamin mineral gibi gıda takviyeleri olsun rastgele sağdan soldan toplama bilgilerle değil, eczacıya mutlaka danışarak rotamızı çizelim lütfen olur mu?

 

 

Hayat gönlünüzce renkli olsun

Sağlıkla ve aşla kalın

Dr. Ecz. Sara POUR