Aydın Sigalı - Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sanat Yönetmeni – Tiyatro Sanatçısı
Tiyatronun Kalbi Kocaeli'nde Atıyor
Tiyatroyu hak ettiği yere taşıyan, Kocaelili sanatseverlerin sevgi ve takdirini toplayan ülkemizin değerli ve önemli oyuncularından, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sanat Yönetmeni ve aynı zamanda tiyatro - TV oyuncusu Aydın Sigalı ile; tiyatro, sanat ve sanata bakış açısı üzerine derin ve anlamlı bir sohbet gerçekleştirdik.
Aydın Sigalı’nın yönetmenliğini yaptığı “Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi ” adlı trajikomik oyunun geçtiğimiz ay prömiyeri yapıldı ve Kocaelili tiyatro severler ile buluştu. Büyük ilgi gören bu oyun ile uzun bir yola çıkan Aydın Sigalı, bu harika oyunun hikâyesini ve tiyatroya dair hislerini bu röportajda anlattı.
*** ***
Severek takip ettiğimiz projelerle Kocaelililerin sevgi ve ilgisini kazanmış bir sanatçısınız. Sizi bir de kendinizden dinlemek isteriz. Kimdir Aydın Sigalı ?
11 Mart 1969 İzmir doğumluyum Anadolu Üniversitesi devlet konservatuvarı tiyatro bölümü mezunuyum. Kocaeli Şehir Tiyatroları kurucu oyuncularındanım. 1997 yılında kurmuş olduğumuz Kocaeli Şehir Tiyatrosu'nda oyunculuk, eğitmenlik, yönetmenlik ve şimdi de Kocaeli Şehir Tiyatrosu genel sanat yönetmenliğini yürütmekteyim.
Sizi bize kazandıran, Kocaeli’nde sanat severler ile yollarınızın kesişmesini sağlayan Kocaeli maceranızı merak ediyoruz. Bize hikâyenizin bu tarafından bahseder misiniz ?
1997 yılında Kocaeli'nde devlet ödenekli bir tiyatro kuruldu. Bu Anadolu’da kurulan ilk ödenekli tiyatro. Diğerleri ise İstanbul merkezli. Üniversiteden mezun olduktan sonra Anadolu'da kurulacak bu tiyatronun sınav haberini aldık. Kurulacak tiyatronun ilk oyununun Hamlet oyunu olacağını duyduk. Tabi bu bizi çok heyecanlandırdı. Burada iyi işlerin yapılacağını düşündük. Çünkü sınavı yapacak kurulda çok değerli isimler vardı. Bu sınav; Zuhal Olcay'ın Kenan Işık'ın, Şakir Gürzumar’ın, Işıl Kasapoğlu'nun, Hülya Nutku'nun jüri üyesi olduğu bir sınavdı. Sınavı kazanarak Kocaeli’ne yerleştim. Burada oyunculuk hayatına başladım ve artık İzmitli oldum.
25 yıllık oyuncuğa adanmış bir çeyrek asırdan bahsediyorsunuz. Peki sizi oyunculuğa yönlendiren şey neydi ? Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz ?
Tek bir faktörden bahsedemem tabii ki. Öncelikle, edebiyat hocamın beni yönlendirmesi etken oldu. Ailemde ablamın eşi İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncusu ve onu sahnede izlerken gıpta ile bakardım. Edebiyat hocamın da bu konuda yetenekli olduğunu söylemesi ile hayallerimin peşinden koştum.
Size göre oyuncu kimdir ?
Oyunculuk zor bir meslektir. İşin renkli ve keyifli tarafları ile sahnede var olmak arasında farklı ve zor bir süreç var. Oyunculuk kendi sınırlarını zorlama ve kendini tanıma sanatı demek aslında. Tüm bunları bir dengede tutup layıkıyla yapan kişi oyuncudur diyebilirim. Bu meşakkatli yolu kat edebilirseniz oyunculuğu başarmışsınız demektir. Tabi daha birçok inceliği var.
“Sahne, oyuncuya kendini ifade edebilme gücünü ve avantajını verir”
Sahne tozu yutmak sizin için ne ifade ediyor ? Tecrübe mi ? Aşk mı ? Nasıl tanımlarsınız ?
Tabii ki aşk. Ben tiyatroyu böyle nitelendirebilirim. Sahne tozu yutmak deyimi, tecrübe ve bilgi birikimini ifade eder. Sahne oyuncuya; kendini ifade edebilme gücünü ve avantajını kazandırır. Sahnenin tozunu yutan, o aşka büyüyen, vakıf olan bir daha kolay kolay vazgeçemez.
Tiyatro oyuncularında genellikle televizyona karşı zıt bir duruş bulunur. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bence hepsi oyunculuğun bir yolu bir biçimi. Ben tiyatro ile sinemayı birbirine daha yakın buluyorum. Ama televizyon oyunculuğu ile tiyatro oyunculuğunu birbirinden ayırmak gerekiyor. Televizyonda görmek istediğimizi, yönetmenin gözünden izliyoruz. Ama tiyatroda durum biraz daha farklı. Sanatçının duygusunu kattığı daha özgür bir alan var. Televizyonda daha kısıtlı bir zamanda proje yetiştirmek gibi bir gaye var. Bence temel farklılıklar bunlar.
Tiyatronun dünü, bugünü ve yarınını değerlendirdiğimizde ne düşünüyorsunuz ?
Tiyatro, antik Yunan’dan bugüne kadar dünyanın en eski meslek dalı. İnsanın hayatta kalma güdüsü ve ihtiyacı ile ortaya çıkan, taklit etme taktiği üzerine kurulmuş bir sanat. Antik Yunan'da edebiyat ile buluşarak destansı bir form edindi. Her dönem kendini geliştirerek geniş kitlelere ulaştığını düşünüyorum.
Peki bir oyuncu Kocaeli Şehir Tiyatroları’nda oyuncu olmak istiyorsa ne yapmalıdır?
Kocaeli Şehir Tiyatroları’nda oyuncu olmak isteyen bir kişinin, konservatuar eğitimi almış olması şartını arıyoruz. Daha sonra kendi bünyemizde yaptığımız küçük bir sınav ve eğitim süzgecinden geçirerek bünyemize kazandırıyoruz.
Oyunculukta eğitimin önemi nedir?
Eğitim şart. Bu, usta çırak ilişkisi ile, bir eğitmenden ders alarak, ya da konservatuar eğitimi şeklinde de olabilir.
“Kocaeli Tiyatro Seyirci Çokluğunda Türkiye Üçüncüsü”
Kocaeli'nde tiyatroya olan ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?
Kocaeli, bu anlamda büyük bir potansiyele sahip. Yapılan araştırmalar neticesinde Türkiye çapında tiyatroya giden izleyici sayısı bazında değerlendirmede, İstanbul ve Ankara'dan sonra üçüncü büyük il. Bizler, şehrin bu potansiyeli ile gurur duyuyoruz.
Yaşamak Mı Yoksa Ölmek Mi ? – Prömiyer Gecesine Büyük İlgi
6 Nisan'da prömiyerini yaptığımız “Yaşamak Mı Yoksa Ölmek Mi ?” konservatuvar yıllarında okuduğum ve bir gün oynamayı sahnelemeye hayal ettiğim bir oyundu. Kocaeli seyircisinden büyük ilgi görmesi bizleri çok mutlu etti. Trajikomik bir oyun olan Yaşamak Mı Yoksa Ölmek Mi ? 1939 Nazi işgalindeki Polonya'yı ve buradaki bir tiyatro oyuncularının işgal altındaki varoluş mücadelesini anlatıyor. Kocaeli ve çeşitli illerde sergileyeceğimiz oyunumuzu uzun soluklu bir yolculuk bekliyor.
Kocaeli Tiyatroları'nda Altın Çağ !
“Afife Tiyatro Ödülleri ve Vişne Bahçesi oyunu”
Geçtiğimiz sene kurumumuz Vişne Bahçesi adlı oyunumuz ile Türkiye'nin en önemli ödüllerinden, hatta en önemlisi olan Afife Tiyatro Ödülüne layık görüldü. Bu ödülün bizim için önemi çok büyük. Çünkü, bu ödülü alan kurumlar markalaşıyor. 24 yıldır verilen bu ödül İstanbul'un dışında hiçbir kurum ve tiyatroya verilmemiş. Kurumumuz bu ödülü ilk defa İstanbul dışına çıkardı. 264 oyunun içinden seçilerek Türk tiyatrosunun zirvesine oturduk. Bugünkü başarımızda vizyonu ve desteğiyle yanımızda olan Sayın Tahir Büyükakın’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Öyle bir Belediye Başkanı’mız var ki, sanatın önünü açarak kurumumuzu tiyatronun zirvesine taşınmasını sağladı. Yaptığımız bu meşakkatli iş, bizlere çok daha büyük sorumluluklar yükledi. Beklentilere değer projeler ile işimiz bir nebze daha zorlaştı. Hedefimiz, kurumumuzu ve tiyatromuzu oyunlarımız ile uluslararası çapta temsil etmek. Vişne Bahçesi adlı oyunumuz ile bir diğer hedefimiz, İstanbul Taksim’de bulunan ve sahne alan herkesi heyecanlandıran Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) seyirci ile buluşmak.
Sanatla ve tiyatroyla kalın...
Aydın Sigalı'dan Oyuncu Adaylarına Tavsiyeler
Oyuncu olmak isteyen genç arkadaşlara önerim, öncelikle hayatla ve kendileri ile barışık olmaları, gözlem yeteneklerini geliştirmeleridir. Zaten bu, yaratılışta insanın doğasında var. Okumaları, çok okumaları ve sanatın her alanına ilgi duymaları gerekiyor. Müziği, dansı, resmi yani sanatın birçok farklı dalını biliyor olmaları gerekir. Çünkü bu, doktorluk veya öğretmenlik gibi bir bilim dalı bir felsefedir. Zaten oyunculuk eğitimlerinin içinde tüm bunların bileşenleri var.
Yorumlar (0)