Sesi ve tarzıyla dikkatleri üzerine çeken Nurşen; kariyer hayatı, müziği, sanata ve sektöre bakış açısı ile ilgili yorum ve düşüncelerini anlattı.

Nurşen, Kocaeli’nin yetiştirdiği değerli müzisyenlerden birisin. Bize biraz kendini anlatır mısın?
Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunuyum. Sanata, şiire ve müziğe ilgim, aile meclislerinde çalınıp söylenen türküler, şarkılar ve şiirler ile başladı. Sanat bizde bir aile geleneği gibi bir şey aslında. Kendimi bildim bileli, müzik hep hayatımda var. Babam şiirler okurdu, aile büyüklerim bağlama çalar, türküler söylerdi. Benim çıkış noktam ve etkilenme sürecim böylelikle başlıyor sanırım. Genetik geçişin olduğuna da inanıyorum. Bana göre müzikal yetenek, Tanrı’nın insana bahşettiği en güzel şey… Çok kıymetli.

Peki, biraz müzikten bahsedelim. Yeni single’ını dinledik, çok keyif aldık ve çok sevdik. “Bir Parça Aşk” nasıl oluştu, bize anlatır mısın?
Müziğimden bahsedecek olursak şöyle diyebilirim; aslında kendimi bir üst başlıkla sınırlamıyorum. Anadolu’da yetişmiş bir müzisyen olarak, bir yanım Mezopotamya bir yanım Avrupa. Bestelerimin arasında Tük Musikisinden de örnekler var, fantezi şarkılarım da var. Bunlara çocuk şarkıları ve dizi müziklerini de ekleyebiliriz. Çok yönlü olmayı seviyorum. Üretmek benim için çok keyifli bir süreç.
Bir Parça Aşk, bu serüvenin üçüncü çocuğu… İkinci single’ım“Sağ Selamet”i temmuz ayında çıkarmıştık. Pandemi sürecinde yapmış olduğum şarkılarımdan biri “Bir Parça Aşk”. Üzerinde titizlikle çalıştığımız, duygu yoğunluğu yüksek, slow bir şarkı oldu. Kalplere dokunacağı düşüncesindeyim. Bir Parça Aşk’ın sözü ve müziği yine bana ait. Üreten bir müzisyenim. Beste arayışı içinde olmamak, benim için büyük bir şans. 

Bestelerini oluştururken bir ilham kaynağın var mı? Bir beste nasıl yapılır ya da bir söz nasıl yazılır? Var mı bu işin incelikleri?
Benim ilham kaynağım insan, insana dair her şey. Aşkı, hüznü, ayrılığı, mutluluğu, kıskançlığı, hırsları ile her şey benim kalemime konu oluyor. Hayattan da besleniyorum tabi… Şarkılarım ve sözlerim hissettiklerimin vücut bulmuş hali sanırım. Her işin incelikleri vardır. Emek verilerek yapılmış her iş güzel oluyor bir şarkıyı oluştururken, bir heykeltıraşın titizliği ile en kısa fakat en güzel duyguyu bulmaya çalışıyorsunuz. Ne demiş Michelangelo; Ben sadece mermerin fazlalıklarını atıyorum, heykeller o taşların içinde var.

Müzikal anlamda ileriye dönük; Türkiye’deki müzik sektörünü ve kendinizi nerede görüyorsunuz?
Kendimden başlayacak olursam; gelecekteki hedefim iyi bir söz yazarı ve besteci olarak anılmak ve hatırlanmak. Yarınlara, üreten insanların kalacağını düşünüyorum. Sektörel anlamda bakacak olursak; ticari kaygılarla  yapılmış, basitleştirilmiş poptan sıkıldım diyebilirim. Yeni dönemde, çok kıymetli besteci, aranjör ve müzisyenler var. Örneğin ben Ersay Üner hayranıyım. Fakat benim idolüm Sezen Aksu.90’lar dönemine büyük sevgi duyuyorum. Bestelerimde izleri olduğunu düşünüyorum. Onno Tunç ve Uzay Heparı’yı saygı ve sevgiyle anıyorum buradan.
İyi ki var oldular… Türkiye’ye müzikalite anlamında çok şey kazandırdılar. Onlara müzisyenler olarak çok şey borçluyuz.

Time Kocaeli Ailesi olarak; Nurşen’in müzikal hayatında, başarılar ve mutluluklar diliyoruz…

 

 

****

instagram: nursenofficial