Yeni yılın ilk haftasında Ayvalık kaçamağı

Havalar Ocak ayında bir garip gitti. Çoğu zaman “Bu mevsimde bu hava... Kaçmazzz” desek de, aslında tabii ki pek de normal olmadığı aşikâr...

Ancak biz yine de ocak ayının bize sunduğu bu güzel havaları kaçırmak istemedik ve güneşin parıltısının cazibesine dayanamayarak kendimizi Ayvalık’ta bulduk.

Bir gece önceden Time’ın önemli oyuncuları Atakan ve Hatice’yi arayarak “yarın tüm planları erteliyoruz, sabah kahvesini Ayvalık’ta içeceğiz” dedim. Atakan ve Hatice bu plana uyum sağlamakta hiç zorluk çekmedi ☺

Sabah erkenden buluşup yepyeni gıcır gıcır otobana girerek kendimizi Balıkesir yollarına vurduk. İlk durak, tabii ki “durmazsak Allah korusun çarpılabiliriz” konumundaki Starbucks oldu. Yolda kahvelerimizle birlikte güneşi de arkamıza alarak keyifli yolculuğumuza devam ettik.

Gıcır gıcır yoldan 3 buçuk saatte Ayvalık...

Ayvalık’a geldiğimizde ilk durağımız daha önce görmediğimiz ve merak ettiğimiz eski bir Rum köyü olan Küçükköy oldu.

  • Kuzey Ege'nin Alaçatısı olarak da anılmaya köydeki gelişim, köyde yeri olan ancak köye uğramayanların bile buraya geri dönüşünü sağlamış. Küçükköy'de Rum mimarisinin hakim olduğu 400'e yakın taş ev, 3 kilise ve 3 manastır bulunuyor.

Rumlar’dan kalan harika ama kaderine terk edilmiş bir taş mahalleymiş burası. Birkaç sene önce köye taşınmak isteyen şehirli bir grup arkadaşın, hep beraber köyü bir dönüştürmeye karar vermesi ile proje filizlenmiş. Buraya gelen şehirliler buraya tamamen yerleşmişler; yani yazlıkçıların kurduğu bir heves yeri değil. Evler alınıp restore edinilmiş, içine sanat galerileri, tatlı mekanlar açılmış. Daha köy yeni yeni dönüşüyor, varılmak istenen yer ise köylü ve şehirlinin, sanat ve teknolojinin, birlikte ahenk içinde var olduğu, kendi enerjisini kendi üreten, cinsiyet eşitliğine inan ve tüm fertlerinin yönetimde söz sahibi olduğu bir demokratik bir köy yaratmakmış.

  • Kıraathane, Küçükköy Kültür Müzesi, Küçükköy Kent Müzesi, Artura, Artura Art Craft, Sabancı Üniversitesi Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi, Suna Tüfekçibaşı Atelier köyde turistlerin en çok uğradığı görülecek yerler.

Köyün tam merkezinde bulunan Küçükköy Muhallebicisi’ne mutlaka uğranmalı. Biz çok sevdik. Buradan kalktığımızda Ayvalık’ın mezeleri ve balıkları ile ünlü balık restoranı Deniz Yıldızı’na rezervasyonumuz olduğu için muhallebiciyi kısa tuttuk. Yoksa üçümüz de üçer tane yerdik diye düşünüyorum ☺

Ayvalık Deniz Yıldızı Restoran’da Gün Batımı ve Harika Mezeler

Deniz Yıldızı’ndan içeri girdiğiniz anda çok keyifli atmosfer hemen kendini hissettiriyor. Burada geçireceğiniz keyif dolu birkaç saati daha o an anlıyorsunuz. Çeşit çeşit taze balıkların sergilendiği balık tezgahı ve kat kat dolu harika mezelerle dolu meze dolabı iştahınızı fazlasıyla açıyor.

Denizin mis gibi kokusu ve arkada çalan keyifli müzikler... İşte Ayvalık’tasınız.. Yani; rakı balık Ayvalık üçlüsünün önemli oyuncusu. Spesiyal Ege mezeleri ve harika sunumlar neden buranın bu kadar sevildiğinin önemli nedenlerinden... Hemen yanı başımızdan bize veda eden güneşe karşı kadehlerimizi kaldırarak lokum gibi ızgara ahtapotun ve sübyelerin tadına bakıyorduk. Çok severim o saatleri. Daha bir iştahlı, daha bir keyifli ve kesinlikle daha iyi...

Bu keyifli akşam yemeğinden sonra Cunda Adası’nda Cunda Kordon otelde konakladık. Otel Deniz Yıldızı restoranın sahiplerine ait. Bir aile işletmesi olan otel temizliği ve sessizliği ile gayet iyiydi. Burası, Cunda’ya gidildiğinde güzel bir konaklama alternatifi olabilir.

Sabah Cunda’da Kahvaltı ve Alışveriş

Sanki bahar mevsimiydi. Ocak ayına hiç benzemiyordu. Cunda’nın ünlü pastane-fırını Karadeniz’de güzel bir kahvaltı yaptık. Tahinli çörek, lorlu börek ve sütlaç çok iyiydi. Cunda’ya gidenler bilir... Burası yazın inanılmaz kalabalık olur. Kapısında kuyruk eksik olmaz ve oturacak yer bulmak çok zordur. Burayı bu kadar boş görünce biraz garipsedik ama rahat rahat istediğimiz yerde oturup siparişlerimizi vermek yine de güzel oldu ☺

Kahvaltı sonrası İzmit için yola çıkmadan önce biraz Cunda sokaklarında dolaştık. Hava bu kadar iyi olmasına rağmen bizim gibi dolaşan çok çok az insan vardı. Zeytinyağı ve peynir alışverişlerinden sonra düştük tekrar yollara...

Ayvalık – İzmit 3,5 saat... Gitmek için yazı beklemeyin. Gidin ve modunuz değişsin.