Tamamlanmamış Evlilikler

Yaşamımızda bulunan cinsellik kavramı, çoğunluk tarafından insanın yaşayabileceği en güzel zihinsel ve bedensel aktivite olarak kabul edilir. Cinsellik, kendilik algısının, sevginin, tutkunun ve aslında kişiliğin en güzel yansıma şeklidir. Ancak bu kadar güzel tanımladığımız cinsellik bazı kişiler için çekilmez bir olay, kaçınılması gereken korkunç bir eylem, asla olmaması gereken ayıp bir günah haline gelebiliyor.

Cinsellik; yetiştirilme tarzı, kişilik özellikleri, gelenek görenekler, inançlar, düşünceler ile iç içe bir kavramdır. Bu sebeple kişiden kişiye farklı duyguları uyandırır. Toplumumuzda ilk geceye verilen manevi önem; kızlık zarı, bakirelik, temizlik kavramları ve tüm bunların cinsel ilişkiye bağlı hassas noktalar haline getirilmesi kadınlarda korku ve kaygının temelini oluşturmaktadır. Uzun yıllar kültürel değerlerle yetiştirilmiş bir kadın korku ve kaygıyla yoğurulmakta ve bunların sonucunda cinsel ilişkiye karşıt savunma geliştirmektedir.

Son zamanlarda çalıştığım birçok çift terapisinde kapıların genellikle cinsel sorunlara çıktığını gözlemledim. Öyle ki anlaşılamayan ve çözülemeyen cinsel bozukluklar evlilikte iletişim bozukluğu, sevgi ve saygının azalması gibi birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu noktada toplumun en önemli yapı taşı olan ailede  “evlilik uyumuna” ciddi zarar vermekte hatta bu sorunlar evliliği bitirmeye kadar gidebilmektedir. Vajinismus tedavilerinde en önemli kısım, vajinismusun gelişmesine, ortaya çıkmasına ve sürekli hale gelmesine sebep olabilecek olumsuz düşünceler ya da yanlış inanışlar ve davranışlar konusunda farkındalığın arttırılmasıdır.

VAJİNİSMUS NEDİR?

Vajinismus kavramı, vaginave ve ismus yani kılıf ve eylem kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Ağrı veya korku sebebiyle cinsel ilişkiye engel olan bir cinsel problemdir. Cinsel birleşme teşebbüsleri kadında stresi tetikler, bu tetikleme cinsel ilişkiye imkân vermez ya da çok ağrılı şekilde ilişki gerçekleşir. Vajina girişinin üçte biri dış bölümünde, vajina çeperini saran kaslarda sürekli ve istemsiz kasılmaların olduğu bir cinsel bozukluktur. Vajinada gerçekleşen bu kasılmalara vücutta bulunan tüm bölümler eşlik edebilir. Vajinal girişi çevreleyen kaslar istemsiz şekilde kasılır. Bu bahsedilen kaslar idrar yapmadan doğuma kadar birçok bedensel işlevde önemli olduğu gibi cinsel ilişki esnasında da oldukça genişleyebilen bir yapıya sahiptir. Ancak kişi eğer korku ve endişe yaşıyorsa, penisin vajinaya girişinin zor veya imkânsız olduğu ile ilgili kaygılar taşıyorsa kaslar istemsiz şekilde kasılır ve cinsel ilişki mümkün olmayabilir.

Vajinismuslu kadınlar cinsel girişimlerin verdiği ağrı veya acının yanı sıra psikolojik olarak da ciddi zarar görürler. Çünkü bu korku ve kaçınma hali penise ya da cinsel ilişkiye karşı fobik tepki geliştirmeye neden olur. Evlilikte cinsel birleşmenin önemli bir rolü olduğunu düşünürsek bu problemi yaşayan çiftler, cinsel birleşmenin gerçekleşmemesi anlamında “tamamlanmamış evlilikler” kavramını kullanmaktadır. Çünkü vajinismus kadının kişisel problemi olmasının yanı sıra eşle olan ilişkisinde de önemli sorunlara yol açabilir. Bu çiftlerin çoğunun cinsel davranışlarını ciddi ölçüde kısıtlar. Geçmiş araştırmalara bakıldığında tedaviye başvuru sebebi genellikle çocuk sahibi olma isteği iken, günümüzde ise başvuru sebebi genellikle evliliği ve cinselliği, kadınlığı tam anlamıyla yaşamayı ve yaşatmayı istemesi olarak görülmektedir.

Vajinismus, Dsm-5 tanı kitabında cinsel işlev bozukluğu olarak sınıflandırılmıştır. Tanı kitabına göre benzer şikâyetlerle gelen bir kadına tanı konulabilmesi için önemli ölçütler aşağıdaki gibidir:

-Belirtiler sürekli ya da yineleyici olmalıdır.

-En az ortalama altı aydır devam ediyor olmalıdır.

-Cinsel birleşme sırasında vajinaya penisin girmesi öncesi korku, kaygı,

-Vajinaya girme girişimleri sırasında pelviste bariz ağrı hissi,

-Vajinaya penisin girme işleminden sonrasında da ciddi oranda ağrı hissi, kaygı veya korku duyma durumu,

-Tüm bu girişimler esnasında vajinal kasları istemsiz şekilde çok sıkma ya da germe.

VAJİNİSMUS TEDAVİSİ

Vajinismus tedavisinde hangi terapi tekniklerinin daha faydalı olacağı konusunda araştırmalar az sayıdadır. Bunun sebebi cinsel konuların mahrem olması, çiftlerin yaşadıkları sorunları dile getirmekten kaçınması, dolayısıyla sınırlı sayıda araştırma yapılan kişilerde gözlemlerin ve değerlendirmelerin yapılamaması, sayısal değerlendirmelerin yeteri kadar yapılamaması gibi durumlardır. Vajinismus tedavilerinde tarihte her ne kadar cerrahi müdahale yöntemleri kullanılmış olsa da asıl problemin ilaç tedavileri veya cerrahi yöntemlerle çözüme kavuşmadığı açıktır. Bunun yerine cinsel terapiler vajinismus problemi için en önemli tedavi yöntemidir.

Birçok araştırmanın bize sunduğu sonuçlara dayanarak vajinismus tedavisinin temele inerek yani psikolojik analizler ve sistematik duyarsızlaştırma ile yapılabileceğini söyleyebiliriz. Bu anlamda Bilişsel Davranışçı Terapiler vajinismus tedavisinde önemli rol oynar. BDT’de önemli olan olumsuz ve istemsiz düşüncelerin yerine olumlu ve kontrollü düşünceleri koymaktır. Böylece vajinismus yaşayan kadın otomatik olumsuz düşüncelerden sıyrılarak kaygılarından arınır. Elbette bu sonuca gelene kadar aşamalı pek çok yöntem uygulanması gerekir. Psiko-eğitim, bedeni tanıma, parmak egzersizleri gibi çalışmalar ile kişide duyarsızlaştırma sağlanır. Böylece hasta cinsel ilişki kavramına biraz daha yaklaşmış olur. Parmak egzersizi veya vücudu tanıma, odaklanma gibi çalışmalar kadının vajinal bölgesinde var olan kasların aslında gevşeyebildiğini, haz noktası olduğunu fark ettirmeye yarar. Vajinismuslu kadın, kasların kasılma ve gevşeme arasında ciddi bir fark olduğunu keşfeder. Tüm bunlar yapılırken hastaya sıkı takip edilmesi gereken ev ödevleri ve takip çizelgeleri verilir.

Vajinismuslu hastalarla, Bilişsel davranışçı Terapiler ile çalışıldığında yaklaşık 6 ila 10 seans arasında neredeyse %90’a yakın iyileşme görülür.”