Çekim Yasası = Enerjin

Güneşin Enerjisi'nden herkese merhabalar

Yaza giriş yaptığımız, güneşin harika pozitif enerjisiyle yenilenerek tazelendiğimiz ve olumlu enerjilerle çevrildiğimiz Haziran ayından kocaman sevgiler...

 

Bu ay son dönemlerde danışanlarımdan, çevremden en çok soru aldığım bir hayli popüler hale gelen doğru bilinen yanlışlarınada düzeltme getireceğim “Evrenin en temel yasası Çekim Yasası” yazımla sizlerleyim.

Çekim yasası nedir ?

En açık ve anlaşılır tabirle çekim yasası, bilinçaltı zihnimizde var olan (lütfen burayı dikkatlice okuyalım ) olumlu veya olumsuz düşüncelerimizin, duygularımızın, konuştuklarımızın ve frekansların, enerjisel titreşimler olarak dünyamıza yani evrene yayılıp, bize "gerçekliğimiz" olarak geri iletilmesidir.

Mevlana'nın şu sözü çekim yasasını anlayabilmene ve zihnine daha kolay yerleştirmene yardımcı olacak...

"Kardeşim sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünür, gülistan kaptan olursun, dikenlik düşünür dikenli olursun..."

Çekim yasası; hayatımızdaki tüm mevcut koşulların, durumların, insanların ve olayların kendi düşüncelerimiz ve duygularımızla, frekansımız ve en çok konuştuklarımızla oluşmaktadır. Kendi enerjimizin benzerini evrenden kendimize çekeriz. Mesela, sürekli paradan bahsedenin parayı daha çok çekmesi gibi. Ya da neşeli bir insanın daha çok neşeyi kendine çekmesi gibi. Gün boyu şikayet eden birinin şikayet ettiği durumlarla sık karşılaşması gibi...

Evrene nasıl bir enerji (duygu, düşünce, söz)  dalgası veriyorsanız, aynısını geri alırsınız. Örneğin yaydığın enerjide "ben seviliyorum" duygusu hakimse, emin olun geri alacağınız şey sevgidir. Ya da, ben kimseye güvenmem enerjisindeyseniz, ihanet ile sonuçlanan durumları geri alacaksınız. Çünkü, bilinçaltı (zihnindeki düşünceler) enerji, frekans ve titreşim (duygular, hisler, sözler) yaratır. Bu şema hayatın şemasıdır. Bu şema ile hayatınızı oluşturduğunuzu bilin ve buna göre yaşayın. Tüm gün boyunca en çok ne düşünüyorsanız onu çekersiniz. Şimdi durun ve buraya kadar yazdıklarımızın size vermiş olduğu farkındalıkla kendinize şu soruları sorun

1-Son zamanlarda kendime en çok neler çektirdim?

2- Gün boyunca en yoğun düşüncelerim, hislerim neler?

3- Her gün yaşadığım hayattan karşılık olarak ne alıyorum?

Bu soruların cevaplarından yola çıkarak, olumlu ya da olumsuz, en baskın duygu ve düşüncelerimize ulaşabilir, çekim yasamızın ne yönde çalıştığına dair fikir sahibi olabiliriz. En nihayetinde çekim yasası Gandhi'nin dediği gibidir; "insan, her şeyden öte düşüncelerinin ürünüdür ve ne düşünürsen o olursun..."

Peki çekim yasası ne değildir ?

Çekim yasası, birçok kişinin ortaya attığı gibi, bir tür arzuları gerçekleştirme sihri ya da ritüeli değildir. Yerçekimi yasası gibi evrensel bir yasadır. Sen ve ben tıpkı bir radyo istasyonu gibi duygularımızın ve düşüncelerimizin oluşturduğu frekansla evrene titreşimlerimizi yolluyoruz. Kendimize çekebildiğimiz tek müzik, titreşimimize uygun müzikler. İşte buradaki püf noktası ve  gerçekten bilinmesi gereken şey; "ne istersen değil, sen ne isen onu alırsın."

Yani, siz istediğiniz kadar isteyin, gerçekte size verilen şeyler; enerjinize, duygularınıza, düşüncelerinize, konuştuklarınıza, frekansınıza ve titreşiminize en uygun olandır. Çekim yasasını faydanıza kullanmak istiyorsanız, yukarıda verdiğim radyo istasyonu benzetmesi ile titreşiminize uygun, kendinize çektiğiniz ve dinlediğiniz hayat müziğininizden hoşnut değilseniz, bilinçaltı zihninizden açığa çıkan enerjinizi belirleyen düşüncelerinizi, arzu ettiğiniz müziğin titreşimine ve frekansına uyumlayarak değişime başlayabilirsiniz. Kontrolü ele alıp,  zihninden gelen düşüncelerini yararına olanlarla değiştirmelisin. Unutma ki, hayatının tüm melodisi sensin.

 

Çekim yasası enerjin, nasıl düşündüğünüz, nasıl hissettiğiniz ve nasıl konuştuğunuz sizin kişisel gerçekliğinizi yaratmaktadır. Evren, dünya sen neye inanıyorsan inan, ilahi düzen sistemi sizinle ve istediğinizle ilgilenmez. Hangi frekansta titreştiğinizle ilgilenir ve evrenin bizimle iletişim dili sadece frekanslar ve titreşimleridir. Evren, senin yaydığın enerji üzerinden konuşur, seninle sahip olduğun enerji üzerinden iletişime geçer. Enerjin, tüm gün dikkatinizi verdiğiniz yerde toplanır ve orayı madde formuna dönüştürerek size gerçeklik dediğimiz hayatı takdim eder.

Şimdi, "dikkat nedir" diye sorduğunuzu duyuyor gibiyim...

Dikkat, tüm gün içerisinde en yoğun hislerinizle kendinizi verdiğiniz, adeta odağınızdaki düşüncelerinizdir. Tüm gün boyunca dikkatinizi nerelere veriyorsunuz ? bu soruya verdiğiniz cevapla enerjinizi nereye akıtıp, aslında kendinize enerjiniz ve dikkatinizle nasıl bir hayat yarattığınızın cevabına ulaşabilirsiniz

Dünyamız enerjimizin yani duygularımızın, düşüncelerimizin ve ağzımızdan çıkanların ifşasıdır. Dünyanı belirleyen, şekillendiren senin enerjin. Her şey, ama her şey; sahip olduğumuz enerjinin bir sonucudur.

Yıllar önce hayat yoluma ışık olan, çok sevdiğim ve herkese tavsiye ettiğim Pierre Frank‘ın "rezonans kanunu" kitabını size de öneririm. Farkındalık seviyenizin nasıl arttığını göreceksiniz...

Temmuz'da görüşmek umuduyla, sevgiler....

Güneşin Enerjisi