Kimse tarafından yargılanmayacağınızı bilseniz, ilk kimi hayatınızdan çıkartırsınız? Hayatınızda olduğu sürece ruhunuza sıkıntı veren, size iyi gelmeyen kim ile bir daha görüşmezsiniz?

Bize iyi gelmeyen, ruh sağlığımızın motivasyon kaynaklarını sömürmek için elinden geleni yapan, görüşmesi, konuşması bize sıkıntı veren insanlar, bazen ailemizden biridir, bazen iş arkadaşımız, bazen çocukluk arkadaşımız.

Birinin bize iyi gelmediğini anlamamız bazen uzun zaman alabilir. O biri ailemizden biriyse, bize iyi gelmediğini dışa vurmamız, suçluluk  hissettirebilir. 

Çocukluğunuzda evde en çok hangi cümle kalıplarını duydunuz diye sorsam, muhtemelen pek çoğunuz listeye ‘aman ayıp olmasın’ ı ekler. 

Biz ders çalışmak için sessiz bir ortama ihtiyaç duymuşuzdur ama komşu, çocuğuyla birlikte misafirliğe gelebilir ve biz ayıp olmasın diye komşunun çocuğunun odamızda ortalığı karıştırmasına izin vermek zorunda kalmışızdır. Annemiz tüm gün evde yorulmuştur ve tam dinleneyim derken babamız arayıp plansız bir misafir davet etmiştir. Bugün müsait değiliz diyemeyiz, ayıp olur. Misafirlikte pastayı çok beğeniriz, bir dilim daha istesek ayıp olur. Akrabalar tarafından haksızlığa uğrarız ama araya mesafe koyamayız, ayıp olur...

Sınır koymanın ayıp sayıldığı bir kültürden geldiyseniz, sınırlarınıza girildiğini fark etmeniz biraz geç olacaktır. Sınırlarınız, fark ettiğiniz ihtiyaçlarınızdır ve bu ihtiyaçları kimsenin görmesini  beklemeden ifade etmenizdir. Korunmak, bir çocuğun giderilmesi gereken başlıca ihtiyaçlarındandır. Ebeveynleri tarafından sınırlarına saygı gösterilmemiş çocuk, yeterince korunmamış sayılır. Ve ailesi tarafından korunmayan bir çocuk yetişkin olduğunda, kendini korumakta güçlük çeker. 

İş yerinde hayır diyemeyenler, narsist tuzağına düşen partnerler, kendini sürekli arkadaşlarının planına ayak uydurmak zorunda hissedenler çoğunlukla aileleri tarafından yeterince korunmayan, sınır çizmesine müsaade edilmeyen kişilerdir. Onların en ilkel öğretilerinden biri, sınır koymanın, ihtiyaçlarını direk ifade etmenin kabalık olduğudur. Başkalarının isteklerine cevap vermediklerinde yeterince sevilmeyeceklerine inanırlar. Ve bu kaygıyla ilişkilerde sömürülen taraf olurlar. 

Kişisel gelişimlerine ve ruh sağlığına yatırım yapan kişiler, ihtiyaçlarını dile getirmenin ya da sınır koymanın sevilmelerine engel olmadığını anladıkları gün özgürleşirler. Hatta sınır koymanın bedeli sevilmemekse, onu da göze alırlar. Kendileri olmanın hafifliğini hissetmişlerdir artık. 

Onlar kendi olabildikçe etraftaki sesler yükselmeye başlar. Kendini koruduğu için onu suçlu hissettirecek şeyler söylerler. ‘Ailede küslük olur mu? Siz kardeşsiniz, akrabasınız, cansınız.’ 

Kardeşliğinizin, dostluğunuzun, arkadaşlığınızın sürmesi sadece sizin kabul ve feda ettiklerinize bağlı ise orada alma-verme dengesi bozulmuş demektir. 

Peki insan alma sırası kendine bir türlü gelmediği halde neden ilişkilerini sürdürmek için çabalar? Yalnız kalma korkusu bizim sınırlar çizmemize engel olur. Doğduğumuz günden beri sevilme ihtiyacımızı karşılamak üzere davranışlar geliştiririz. Hayır demenin, ben böyle istiyorum demenin bizi yeterince sevilir bir insan yapmayacağına inancımız var. Ve yeterince sevilmediğimizde yalnızlıkla nasıl baş edeceğimizi bilmiyoruz. 

Çizdiğimiz sınırlar birilerini mutsuz edebilir. Bu bizim sınırlarımızı genişletmemiz gerektiğini göstermez. Başkalarının çıkarlarına hizmet etmeyen kararlarınızda, size suçlu hissettirecek söylemlerde bulunabilirler. Ancak siz kimseye haksızlık etmeden, kötülük yapmadan sınırlarınızı koruyabildiğiniz için suçlu hissetmek yerine kendinizi tebrik etmelisiniz. Sizi korumayan ailenize rağmen, kendinizi korumak için gösterdiğiniz çabadan gurur duymalısınız.

Sınırımı aşan insanlara ne zaman dur demeye başladığımı sorguladım geçenlerde. Yalnız kalmayla ilgili korkum keyfe, farkındalığa evrildiğinden beri kimsenin hayatımdan çıkmasından korkmuyorum. Korkmayı bıraktığımdan beri, yeterince verdiğime inandığım ilişkilerden payıma düşeni alamadığımda, kırıldığımda iletişimi kesiyorum. 

Yalnız kalabilme becerim benim yeni süper gücüm artık. Peki sizin süper gücünüz yalnız kalabilmek olsa, alma-verme dengesini bozan, size iyi gelmeyen kimler hayatınızdan çıkardı uzunca düşünmenizi isterim. 

Süper güçlerinizin farkına varabilmeniz dileğiyle, sevgiyle...

ınstagram: @psikologoyku