Her şey bir hayalle başlar. O da sadece bu mesleği hayal ederek yola çıkmış. 
Hayallerini yaşamak ve hayalleri yaşatmak için Estetik Cerrah olmuş. 
Plastik, Rekonstrü
ktif ve Estetik Cerrah olarak da; saçtan tırnağa kadar her türlü problemin içinde yer alan, hastalarına gerçekten hak ettikleri zamanı ve ilgiyi göstermek için tam bir yıl önce kendi özel kliniğini açan Op. Dr. Mert SANDIKCI, bu ayki dergimizin kapak konuğu…
Hastalarını, #hayalleriniyasa mottosuyla buluşturan, 
estetiği, fiziksel olduğu kadar ruhsal bir iyilik hali olarak ve başarıyı da hastaların mutluluğu olarak tanımlayan, Plastik, Rekonstrü
ktif ve Estetik Cerrah Op. Dr. Mert SANDIKCI ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. 
İşte; en merak edilen estetik operasyonlar ile ameliyatsız işlemlere dair tüm cevaplar ve estetiğe dair önemli mesajlarıyla; 
Kentimizin sevilen, başarılı Plastik, Rekonstrü
ktif ve Estetik Cerrah Op. Dr. Mert SANDIKCI

-Merhaba Mert Bey, kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

1984 yılında, Kayseride doğdum. Tıp Fakültesi eğitimimi İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde, uzmanlık eğitimimi Ankara Dışkapı Eğitim Araştırma Hastanesinde; Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi dalında aldım. 2016 yılından itibaren önce Kocaeli Devlet Hastanesinde, daha sonra Özel Marmara Hastanesi ve Cihan Hastanesinde hizmet verdim. Sizlere daha özel bir hizmet verebilmek içinse bir yıl önce kendi kliniğimi açtım.

 “HAYAL ETMEYİ SEVEN BİRİSİ OLARAK 

İNSANLARIN HAYALLERİNİ YAŞAMASI İÇİN

YARDIMCI OLUYORUM”

-Mert Bey neden Estetik ve Plastik Cerrahi branşını tercih ettiniz?

Estetik ve Plastik Cerrahi benim hayallerimde olan tek branştı. Bu branş için doktor oldum diyebilirim. İşimi severek, her hastada ayrı bir heyecan ve istekle ama aynı sıkı disiplinle yapabilmem de işte tam olarak bu sebeple. Hayallerimi yaşarken, sizin de hayallerinizi yaşamanızı istiyorum. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi’ de öncelikle yapacağımız işlemi hayal etmemiz, sonra planlamamız ve uygulamamız gerekir. Ben bu işi biraz mimarlığa benzetiyorum. Pek çok kişi bizleri sadece estetik cerrah olarak biliyor. Bizler aslında insan vücudunun birer mimarıyız. Az bilinen yönümüzle, saçtan tırnağa kadar vücudun her bölgesine müdahale ediyoruz ki; bu sadece estetik anlamda olmuyor. Örneğin travma sonucunda oluşan yüz kırıkları, el yaralanmaları, doku kayıpları, uzuv kayıpları, doğumsal anomaliler, yanık, yara tedavileri ve bunların rekonstrüksiyonu gibi geniş yelpazede hizmet sunuyoruz. Tüm bu bilgi ve eğitim bir de tecrübe ile birleşiyor ve hayaller gerçeğe dönüyor. Aslında Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi bir bilmece gibidir. Her vaka çözülmesi gereken yeni bir gizemdir. O yüzden her vaka yeni bir heyecan oluşturuyor ve bu heyecan da açıkçası beni cezbediyor. Bu anlamda Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi’yi çok seviyorum.

-Bir yıl önce kendi özel kliniğinizi açtınız, bunun temel sebebi nedir?

 İnsanların en zor zamanlarında hekimler olarak bizler varız. Bir hekim olarak da en temel vazifemiz, hastalarımıza yardımcı olmaktır. Maalesef ülkemizin koşulları sebebiyle sağlık sisteminde, hastalarımıza gerçekten hak ettikleri zamanı ve ilgiyi göstermekte yetersiz kalıyoruz. Doktorluğun gereği olan hastayla bütünleşmek ve hastayı anlamak; ama bu sadece fiziksel olarak değil yani ruhsal olarak da anlamak için zamana ihtiyaç var. Ancak böyle başarılı işlere imza atarız. Hastamızı #hayalleriniyasa mottomuzla buluştururuz. Ne devlet kurumlarında ne de özel hastanelerde bu zaman yetmiyor. Bugünkü koşullarda da maalesef sadece özel klinikte hastalarımıza hak ettikleri değeri ve zamanı ayırabileceğimiz ortada. Bu nedenle hastalarımıza daha iyi zaman ayırmak, onları daha iyi anlamak ve hak ettikleri değeri onlara verebilmek için kendi özel kliniğimi açtım. Bir sıcak çay ya da bir kahve eşliğinde hastanın aslında ne hayal ettiğini ifade etmesi daha kolay olmaz mı?

SADECE DIŞ GÖRÜNÜŞÜ DEĞİL,
 RUHSAL İYİLİĞİ VE G
ÜZELLİĞİ DE 
SAĞLIYORUZ.”

-Mert bey, estetik nedir?

Estetik, size yakışandır. Fiziksel güzelliğinizdir. Ama asıl buz dağının görünmeyen yüzünde estetik, fiziksel olduğu kadar ruhsal bir iyilik halidir de.. Bizler insanların dış görünüşlerini güzelleştirmenin yanı sıra, ruhsal iyiliklerini de sağlıyoruz. Aslında hayatta her şey hayal ederek başlar! Güzel görünmeyi, insanlar tarafından beğenilmeyi kim istemez ve hayal etmez ki? Hayal ettiğimiz isteklere kavuştuğumuzda kim mutlu olmaz veya ulaşamayınca kim üzülmez ki? Bu nedenle bizler, hastalarımızın hayal ettikleri estetik işlemlerini gerçekleştirip; onları duygusal olarak da mutlu ediyoruz. Bizler sadece dış görünüşü değil, ruhsal iyiliği ve güzelliği de sağlıyoruz. Hastalarımıza verdiğimiz en büyük fayda,  dış güzellik kadar duygusal mutluluktur aynı zamanda.

-Estetik ve Plastik Cerrah olarak yaptığınız işlemleri anlatır mısınız?

Tabii ki! En başta dediğim gibi plastik cerrahi çok geniş bir branş. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi olarak; saçtan tırnağa kadar her türlü problemin içinde bizler varız. Kliniğimizde çoğunlukla estetik ağırlıklı işlemler uygulamakla birlikte yara ve yanık tedavileri, doğumsal anomalilerin düzeltilmesi, el yaralanmaları gibi konularda da hastalarımıza hizmet veriyoruz. 

Estetik cerrahi açısından genel olarak verdiğimiz hizmetleri, ameliyatlı ve ameliyatsız işlemler olarak ikiye ayırmamız mümkün. Ameliyatsız işlemlerimizde; dünyada da çok sık uygulanan dolgu ve botoks uygulamaları kliniğimizde uyguladığımız tedaviler içerisinde ilk sırada yer almakta. Bununla birlikte gençlik aşıları, lifting etkili mezoterapiler, PRP ve dermapen tedavilerini de kliniğimizde uyguluyoruz. Ameliyatlı işlemlerde; yüz estetiği, vücut estetiği ve meme estetiği işlemleri yapılıyor. Bunları açacak olursak yüz estetiğinde; burun estetiği, kulak estetiği, üst- alt göz kapağı estetikleri, kaş kaldırma -şakak germe (temporal lift), dudak kaldırma(liplift), bişektomi, yüz gençleştirme estetiği ve yağ enjeksiyonu gibi işlemleri yapıyorum. Meme estetiğinde ise; meme küçültme, meme büyültme ve meme dikleştirme ayrıca jinekomasti (erkekte meme dokusu) tedavisi olarak sıralayabiliriz. Vücut estetiği konusunda; karın germe, liposuction (yağ aldırma), kol germe, uyluk germe işlemlerini yapıyorum. Günümüzün en büyük sağlık sorunlarından biri olan obezite tedavisi sonrasında hastalarımızın vücutlarında oluşan deri sarkması gibi sorunları tedavi ediyorum. Özellikle karın, kol, göğüs ve bacak bölgelerinde oluşan bu sarkmalara germe ameliyatları uyguluyorum.

LIPOSUCTION İLE DAHA ESTETİK, 
DAHA ZARİF VE ÇEKİCİ Bİ

GÖRÜNÜME KAVUŞTURABİLİYORUZ”

Plastik cerrahinin aslında heykeltıraşlık diye adlandırılan kısmı olan vücudun yeniden şekillendirilmesinde liposuction önemli bir yere sahip oldu. Bunu, gelişen teknolojinin imkansızları unutturması sağladı. Liposuctionın uygulama alanının ve sıklığının artışı dünyada ve ülkemizde popülerliğine ivme verdi. Ne mutlu bize ki; liposuction ile hem erkek hem de kadın hastalarımızı daha zarif ve çekici bir görünüme kavuşturabiliyoruz. Pek çok hayali daha gerçekleştiriyoruz.

-Branşınızda çok geniş bir yelpazede hastalarınızı kabul ediyorsunuz. Peki, kliniğinizde en çok uyguladığınız ameliyatlı üç işlemi değerlendirecek olursak; bunları nasıl sıralarsınız?

En sık talep edilen ameliyatları burun estetiği, meme estetiği ve göz kapağı estetiği olarak sıralayabiliriz. Burun estetiği aslında dünyada ve ülkemizde en sık uygulanan estetik cerrahi işlemdir.

BURUN ESTETİĞİNDEKİ BAŞARI, 
HASTANIN AKLINDAKİ ŞEKLE 

NE KADAR ULAŞTIĞIMIZLA ALAKALIDIR


-Burun estetiğindeki başarıyı nasıl tanımlarsınız ve hastalar revizyon burun estetiğine neden ihtiyaç duyar?

Burun estetiğindeki başarı, hastanın aklındaki burun şekline ne kadar ulaştığımızla alakalıdır. Biz ne yaparsak yapalım eğer ki; hastanın aklındakine yeterince ulaşamadıysak başarılı değiliz diye yorumlayabiliriz. Burada başarılı sonuç, önce hastayı iyi dinlemek ve hastanın da ne istediğini bilip doğru ifade etmesiyle olacaktır. Tabii ki; estetik operasyonlarda her zaman iki kere iki dört etmez. Çünkü burada her hastanın beklentisi başka olduğu gibi yine her hastanın problemleri, cilt yapısı, genetik yapısı veya yara iyileşme süreci de başkadır. Bu kadar çok değişkenin olduğu bir cerrahide yüzde yüz başarıdan da aslında söz edilemez. Burun estetiği ameliyatları sonrası revizyon oranları, %5 ila %10 arasındadır. Bu objektif kriterler yani hangi cerraha giderseniz gidin size ameliyat” dediği durumlarda geçerli yüzdelik orandır. Bir de subjektif durumlar vardır. Subjektif durumlarda da aslında hastanın burnuna bakıldığı zaman genel olarak güzeldir ama hastanın takıldığı bazı noktalar vardır. Böyle durumlarda revizyon, hastanın neye takıldığı ile alakalı olarak %30-%40 oranında değişkenlik gösterir. Sonuçta bu cerrahi bir ameliyattır ve bizim elimizde sihirli bir değnek yok. Bizler canlı ve değişen varlıklarla işimizi yapıyoruz. Zaman ve iyileşme süreci ile şekillendirdiğimiz burun farklılaşabiliyor. Kişiler bu değişimi beğenmeyebiliyorlar ve değiştirmek istiyorlar. Burun ameliyatları en sık uygulanan cerrahi estetik işlem olmanın yanında, en sık revizyon da burun ameliyatlarında yapılıyor. Bunun en büyük nedeni de hastanın cerrahiden beklediğini bulamaması. Daha önce anatomisi bozulmuş değişmiş bir organ olduğu için revizyon ameliyatları zorlu ameliyatlardır. Aslında cerrahisi keyiflidir. Çünkü çok ileri teknikler kullanabiliyorsunuz ve değişim de hakikaten hastaları ve bizleri mutlu ediyor. Revizyon ameliyatlarında aslında da başarı bence primer ameliyatlardan daha iyi oluyor; çünkü hasta ne beklediğini artık daha iyi ifade edebiliyor ve bizler bunu anlayıp, daha iyi çözümler üretebiliyoruz. 

-Peki, revizyon burun ameliyatları, normal bir primer burun estetiğinden ne kadar süre sonra yapılmalıdır?   

Revizyon ameliyatlarında, normal bir primer burun estetiğinden sonra en az bir yıl geçmesini istiyoruz. Bazı durumlarda tabii bu bir buçuk iki yıla kadar uzayabilir. Bu tamamen hastanın iyileşme durumu ile alakalıdır. Fakat bir yıl geçmeden revizyon burun ameliyatlarını önermiyoruz.


BOTOKS VE DOLGU HASTA 
MEMNUNİYETİNİN EN ÜST 
DÜZEYDE OLDUĞU İŞLEMLERDİR”

-Ameliyatsız işlemlerde en sık tercih edilen üç işlem nedir? 

Dünyada ve ülkemizde olduğu gibi en sık tercih edilenlerde bir numara botoks, iki numara dolgu, üç numarada da cilt gençleştirme olarak diyebileceğimiz dermapen, PRP ve mezoterapi gibi işlemler bulunuyor. Ameliyatsız seçeneklerde botoks ve dolgu, hasta memnuniyetinin en üst düzeyde olduğu işlemlerdir. Çünkü hastalar diğer ameliyatsız seçeneklere göre sonuçlarını daha net görürler ve sonuçlarını gördükleri bu işlemler de hastaları mutlu eder. 

HASTANIN BU SORUMLULUĞU 
TAŞIYABİLECEK YAŞTA VE PSİKOLOJİK 
SAĞLAMLIKTA OLMASI GEREKİR

-Peki, insanlar estetik ameliyatları kaç yaşından itibaren yaptırabilir, bunun bir sınırı var mıdır?

Estetik ameliyatlarda yaş sınırı nereden baktığınız ile alakalıdır. Mesela doğumsal anomali olan yarık dudak operasyonunu 3 aylıkken, kepçe kulak estetiğini ise 5 yaşından itibaren yapıyoruz. Bakıldığı zaman bunlar da birer estetik işlemdir. Tabii ki; bazı operasyonlar için burun estetiği olsun, meme estetiği olsun, kişinin vücut gelişimini tamamlamasını istiyoruz. Kitaplarda bazı yaş kriterleri var. Fikrimse yaş sınırı koymanın doğru olmadığı yönünde. Estetik ameliyatlar ciddi işlemlerdir. Biz hastanın sorumluluğunu, güvenini omuzlarımızda taşıyoruz. Hastanın da bu operasyonlarda neler yaşayabileceğini anlayacak zihinsel gelişimde olmasını istiyoruz. Ben genel yaklaşımımda, 18 yaşından önce estetik işlem yapılmasını birkaç işlem hariç önermiyorum. Hasta bir kere verdiği kararın sorumluluğunu taşıyacak yaşta olmalı; çünkü bunlar kalıcı sonuçları olan büyük kararlar. Estetik ameliyatlarda bizim hastalardan beklediğimiz fiziksel olgunluk kadar psikolojik gelişimin de tamamlanmasıdır. Bu ameliyatlar zorlu ameliyatlar ve zorlu bir süreç. Dediğim gibi elimizde sihirli bir değnek yok, dokunup onları değiştirmiyoruz. Bu bir ameliyattır, bunun bir iyileşme süreci ve riskleri vardır. Hastanın bu sorumluluğu taşıyabilecek yaşta ve psikolojik sağlamlıkta olması gerekir…


SOSYAL AĞLARDA BEĞENİLME 
İ
STEĞİ İNSANLARIN ESTETİK 
AMELİYATLARA OLAN İLGİSİNİ ARTTIRIYOR

-Telefon uygulamalarındaki selfie çekimleri ve filtrelerle insanlar sosyal medyaya çok farklı görünümde yansıyor, bir bakıma hayallerindeki görüntülerini yansıtıyorlar. Peki, selfie ve uygulanan bu filtreler size nasıl yansıyor?

Sanal sosyal yaşamın bir parçası olan daha çok ‘like’ ve kalp emojisi bıraktıran o filtreler muhakkak ki; estetik cerrahiye olan talebi arttırıyor. Bu durumdan biz cerrahlar memnun kalsak da, kişilerin en büyük düşmanı o filtreler! Çünkü kişilere gerçek olmayan bir görüntüyü sunuyor. Belli bir süre sonra da kendinizi öyle zannediyorsunuz, çünkü kişi beyninde kendini öyle kurguluyor. Siz aynadan kendinize bakıyorsunuz ama siz, siz değilsiniz! Bir gün beyinde öyle olmadığını fark ediyor ve Nasıl öyle olurum?” diye bizleri ziyaret ediyorsunuz. Tabii ki; biz o yüzü size veremeyiz, o bir dijital yüzdür. Bizim verebileceğimiz daha gerçekçi bir yüz olur. Burada yapılan dijital şekillendirme değil, sizin yüzünüzde yaptığımız doğal şekillendirme oluyor. Belki hayal ettiğiniz o yüze yakın bir görünüm oluşturabiliriz ama bilinmelidir ki; engelleyemeyeceğimiz en büyük sorun yaşlanmadır. Estetik ameliyatlarda hastalar açısından verebileceğimiz söz, “o filtredeki insanı yaparım” değildir. Bizler, hastalarımız için elimizden gelenin en iyisini yapmaya uğraşırız ve hep daha iyi olması için çabalarız. Belki tamamen filtredeki gibi olmazsınız fakat gerçek görüntünüzden kesinlikle daha iyi bir noktada olursunuz. 

-Erkeklerde tercih edilen estetik işlemler nelerdir?

Bütün estetik işlemlerde aslında burun estetiği birinci sırada ama bunu bir kenara koyarsak; cinsiyet ayrımı daha sonra ortaya çıkıyor. Erkeklerde en sık tercih edilen ikincil işlem vücut şekillendirme. Çünkü artık çağımızda her insan kendine bakmaya başladı. Spor yapıyor, beslenmesine, giyinme şekline dikkat ediyor. Fotoğraflarda, aynada, sosyal ortamlarda daha iyi görünmek istiyor ve belli bir vücut algısı oluşuyor. Kişi hayal ettiği vücut şekli için spor yapıyor. Sporla elde edilemeyen şekli, vücut şekillendirme işlemi ile bizler hastaya verebiliyoruz. Liposuction da bu anlamda yine erkeklerde uygulama sıklığı giderek artan bir diğer işlemdir.

-Erkekler de kadınlar kadar estetiğe ilgi duyuyor. Erkekler arasında adını sıkça duyduğumuz Jinekomasti nedir?

Jinekomasti, erkeklerde kadınsı meme büyümesi olarak adlandırabileceğimiz bir problemdir. Bu problemin çözümünde de yine liposuction en çok tercih edilen tedavidir. Liposuction işlemleri eskiye göre gelişen teknoloji ile hastalar açısından daha konforlu geçebilmektedir. Eskiden liposuctiondan çok korkulurdu. Fakat günümüzde daha kolay bir iyileşme süreciyle bu problemlerden kurtulabiliyorlar. 


HASTALARA BENİM ÖNERİM; 
HAYAL ETMEKTEN KORKMAYIN ; 

YETER Kİ HAYALLERİNİZ GERÇEKÇİ OLSUN!”

-Sektörünüzde yaşadığınız en büyük sorunlar nedir?

Estetik ameliyatlarda en büyük problem hastaların yeterince bilinçli ve gerçekçi olmamasıdır. Hastalar bizden mükemmeli ve kusursuzu bekliyor ama biz onlara mükemmeli vadetmiyoruz. Biz onlara daha iyiyi vaat ediyoruz. Tabii bu yüksek beklentilerin en büyük nedeni; filtreler ve photoshoplardır. Diğer taraftan kimi hekimlerde, hastaları gerçekçi şekilde tüm ayrıntıları ile bilgilendirmeyebiliyor. Bu yüzden bilmediği gerçeklerle abartılı olarak haberlerde yüzleştiği zaman kişiler, bu işlemleri kötü olarak algılıyorlar ve estetik cerrahi işlemlerden korkuyorlar. Hayır, yapılan her cerrahi işlem, her zaman mükemmel olmaz. Her hasta için tek bir doğru yoktur. Yüzdesi az da olsa kimi zaman komplikasyon dediğimiz istenmeyen sonuçlar yaşanabilir. Hastalar bunu anlayamayabiliyor. Çünkü zannediliyor ki; bizler heykeltıraşız ve sihirbazız. Öyle bir şey yok, biz doktoruz, sizler de hasta. Bazen hastalığınız iyileşmeyebilir. O yüzden hastaların doğru bilgiye ulaşması çok önemli. Sosyal medyada ve haber sitelerinde her zaman doğru bilgiye ulaşamazlar. Doğru bilgiye uzmanı olan bir hekime muayene olarak ulaşabilirler. Hastalara benim önerim; hayal etmekten korkmayın; yeter ki; hayalleriniz gerçekçi olsun. Hekimlere muayene oldukları zaman sadece ameliyat sürecinin nasıl olacağını değil, bu ameliyatın artı ve eksileriyle neler yaşayabileceklerini öğrenmeleri gerekiyor.

-Hastalarınız olmayacak bir işlem talebinde bulundukları zaman tavrınız ne oluyor?

Hastadan beklediğimiz psikolojik sağlamlık ve gerçekçi beklenti. Gerçekçi beklentisi olmayan bir hastayı ameliyat etmiyorum. Çünkü o hastayı hiçbir zaman mutlu edemem. Fiziksel yapısına uygun olmayacak ve sağlığını olumsuz etkileyecek işlemleri de hasta istediği için yapmam. Yaptığım işten ben mutlu olmazsam hasta nasıl olsun? Öncelikle ben yaptığım işten mutlu olmalıyım ki; hasta da benim yaptığım işten mutlu olsun. Bu nedenle bu tür gerçekçi beklentileri olmayan hastalara, o işlemleri uygulamıyorum.

-Bir Estetik Cerrah olarak hastalara ne söylemek istersiniz?

Her şey bir hayalle başlar. Ben bu mesleği hayal ederek yola çıktım. Hayallerimi yaşamak ve hayalleri yaşatmak için Estetik Cerrah oldum. Hastalarıma önerim; hayallerinizi yaşamaktan korkmayın. Yeter ki; bu hayalleriniz gerçekçi olsun. Estetik cerrah olarak bizler tanrı değiliz. Bizler sil baştan yeni bir sen yaratamayız. Sadece elimizdekini şekillendiririz. Yani bizler hastalarımıza kusursuzu ve mükemmeli değil daha iyiyi vadederiz. Bizler onların hayatlarına #hayalleriniyasa’maları için küçük dokunuş