Merhaba Mesut Bey. Bize biraz kendinizi anlatır mısınız?

Merhaba… Bu zor bir soru… 1 yaşından itibaren İzmitliyim. Yenidoğan İlkokulu, İnkılap Ortaokulu ve sonrasında İzmit Sanat Okulu’nu bitirdim. Hemen ardından Yıldız (İDMMA) Makine Bölümü’nü kazanmış olmama rağmen ekonomik nedenlerle Sakarya Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi Makine Bölümü’ne kayıt yaptırdım. Okul yıllarında Cenk Demirağ takma adıyla Yeni Ortam Gazetesi’nde yazılarım yayımlandı. Okuyan, dinleyen, kayıt yapan, araştıran biriyim. Okul sonrası ilimizdeki önce özel sektör firmalarında yöneticilik yaptım. 1991 yılında Gölcük Tersanesi Komutanlığı’nın açmış olduğu sınavları kazanıp 31 B Makine Fabrikası Makine Dizayn Şef Yardımcısı olarak göreve devam ettim. ABD’de çok sayıda gemi makine sistemleri kazan kurslarına katıldım. Orada bulunduğum yıllarda boş vakitlerimde göçmenler için açılan lisan okullarına devam edip İngilizce seviyemi oldukça ilerlettim. 2005 yılında bir cuma günü emekli oldum ve hemen takip eden pazartesi günü özel sektörde mesleğime devam ettim. Vakit ve nakit bulduğumda sırt çantalı seyyah modunda defalarca gittiklerimi de tek sayarak toplamda yüz yirmi üç ülke, sayısız şehir gezdim. Bir ruh ne kadar gezgin olabilirse o kadar yaşadığım gezegenin çağrısına uydum. O kadar çok anı biriktirmişim ki, bir gün anılarımı anlatırken bir dostum “Bunları yazmalısın, hepsi özgün, hepsi esprili.” dedi ve başladım yazmaya. Parmak sallamayan, ders vermeyen, esprili ince ayar veren bir üslupla yazdıkça yazdım. İlk kitabım "Vicdan Kuaförü" 2021 yılında yayımlandı. Sonraki yıl "Vicdan Kuaförü II” yayımlandı. 2023 yılında şiir ve öykülerle harmanlanmış olan "Mesutça" yayımlandı. Yerel gazetelerde köşe yazısı yazmam teklif edildi. Gülse Birsel’in üslubunu kendime modelledim, örnek aldım, aynı tadı verecek yazılar yazmaya başladım.  "Yeni İzmir" ve "Çınar Kocaeli" gazetelerine haftada üç yazı hazırlıyorum. İsmail Menekşe Suluboya Resim Atölyesi’ne devam ediyorum. Deformasyon tekniği ile resim yapmaya gayret ediyorum ve her yıl karma sergilere katılıyorum. Resimlerim talep görüyor. Bu da beni çok mutlu ediyor.

Çok yönlü bir sanatçısınız, sanatın pek çok dalıyla uğraşıyorsunuz. Sizce sanat nedir?

1980'li yılların sonu Sabancı Kültür Merkezi’nde İzmit Türk Sanat Musiki Korosu’na katılıyoruz. Hocamız Erol Sayan, ders aralarında sigara tüttürerek; sanata ve sosyal hayata dair konularda muhteşem hap bilgilerini etrafına toplananlarla paylaşırdı. Ben de hem dinler hem de nota kâğıtlarının arkasına kısa notlar alırdım. Geçenlerde elime geçti, sararmış nota kâğıdının arkasını okudum. Müsaadenizle sanata dair birkaç cümle sözüm olsun; insan bazı duyguları önce kendi içinde yaşar. Sonra, bu duyguları başkalarıyla paylaşmak için, sesi, şekilleri, renkleri çeşitli malzemelerle biçimlendirir ve ortaya sanat çıkar. Sanat doğayla insan arasındaki estetik ilişkidir. Bu durumu üç aşamada değerlendirebiliriz. Önce, insan dış dünyaya bakar, buradan bir takım izlenimler edinir, bunlar daha sonra onda algıya dönüşür.

Sonra bu algıları sanat aşamasında maddeye döker ve kendinde var olan bazı duygulardan ona uygun olanları seçerek birleştirir. Bu açıklama biraz kek tarifi gibi oldu ama bunun sonunda da ortaya çıkan ürüne sanat ya da sanat yapıtı denir.

Sanat kimine göre çok nesneldir kimine göre çok özneldir. Çağımızda yirminci yüzyıl düşünürlerine baktığımızda, örneğin bazıları "Sanat sezgi dilidir. "der. Bu dil, o sanat yapan kişinin kendini ifade etme biçimidir. Bir başkası," Sanat güzeli yaratma çabasıdır." der. Çağlar boyunca düşünürler ve sanatçılar sanatın farklı farklı tanımını yapmışlardır. Bana göre sanat insanın kendi duygularını bir şekilde sesle, sözle, yazıyla, renkle ifade etmesinin aracı ve biçimi. Fazla sözü uzatıp haddimi aşmayayım, doğaya, sanata ve sanatçıya güzel insanlara selam olsun.

Kendinize ait bir sanat anlayışınız var mı?

Anlatı, öykü ve şiirlerimde yalın, anlaşılır olmak kaygısını taşıyorum ve mutlaka mizah soslu sunuyorum okuruma.

Bu sanat dallarında size göre ağır basan hangisi acaba?

Hikaye anlatmayı severdim. Onun için anlatır gibi sohbet tadında yazmaya gayret ediyorum. Birkaç şiirim edebi dergilerde yer aldı. Şiir okumalarında istek yapılır hale geldi ancak daha iyilerini yazmak için çok okuyup çalışmam lazım. Dolayısıyla yazmak benim için daha ağır basıyor.

Hem edebiyat hem resim alanında etkilendiğiniz sanatçılar var mı?

Ben, kısmi zamanlı şair, yazar ve ressamım. Kolay okunur anlaşılır sade ve esprili yazarları okuyorum. Gülse Birsel, Haşmet Babaoğlu, Hasan Pulur, Çetin Altan gibi… Şairlerden ise Orhan Veli, Sunay Akın, Attila İlhan. Resimde ise çok yeniyim. Kıymetli Hocam İsmail Menekşe’nin izinde deformasyon tekniği ile suluboya resmin inceliklerini öğrenmeye çalışıyorum. Ayrıca, seyahatlerimde udumu yanımda  taşımak zor olduğundan ney üflemeye başladım.

Şiirle de ilgileniyorsunuz. Şiirde estetik açıdan özgünlük, bütünsellik kavramları sizce nedir?

Bazı gazetelerin şiir sayfaları var.  İnsanları şiirden soğutacak ölçüde yazılan şeyler var ki bence onlara şiir demek şiire saygısızlıktır. Şiirde aşınmış kelimeler, cümlelerden uzak olmak gerekir.  Örneğin "elma" demeden şiiri okuyan kişinin canının "elma" çekmesini sağlamak gibi açıklayabilirim. Ayrıca şiirin başında temaya bağlı kalarak sonlandırmak çok önemlidir. Bence kötü şiir yazanlar için yazdığım zıpır bir şiir sorunuzun tam karşılığı olacaktır.

YASAKOYUN

kadere götüren adımlar

kaderden korunmak için

atacağınız hijyenik adımlardır

homurdanmayın

organik  vizigotlar

tek yapmanız gereken

birbiri ardına kelimeler yazmak

bu zor olmasa gerek

olmuyorsa

fikir otlağında işiniz ne

burada oynamayın

topunuzu keserim

M. NÖBETCİGİL - 7 Haziran 2024

Mesleki kitaplarınız ve anı kitaplarınız var. Roman ya da şiir kitabı çıkarmayı düşünüyor musunuz?

Tersane Komutanlığı’nda çalıştığım yıllarda "Askeri Gemilerde Gaz Free" diye bir kitap çalışmam olmuştu. Gemideki kapalı alanlarda sıcak çalışma öncesi içerdeki gazların tahliye edilmesi ve sağlıklı bir çalışma ortamının hazırlanmasına yönelik bir eğitim kitabıydı. Ayrıca, ben aynı zamanda İş Sağlığı ve Güvenliği (A) uzmanıyım. En çok iş kazası inşaatlarda olduğundan "İnşaatlarda İş Güvenliği" kitabı hazırladım. Bu kitabımı şantiye şeflerine hediye ettim. Biyografik roman çalışmamı iki yıldan fazladır fırsat buldukça sürdürüyorum. Epeyce şiirim birikti onları da bir kitap haline getirmeyi planlıyorum.

Yazmak sizin için ne ifade ediyor?

Bu soruya mühendisçe cevap vereyim. Kazanlarda çalışma basıncının üzerine çıkınca atan safety (emniyet) valfleri vardır. Bunlar kazanların aşırı basınçtan patlamalarını önlemek için yapılmışlardır. Ben de yazmak konusunda çok dikkatliyim. Sıkı takip ve gözlem yanım var ki dolayısı ile içimde o kadar çok anlatacağım hikâye birikimim var. Eğer anlatmazsam, yazmazsam patlayacağım diye korkuyorum :))

Her kitap, okuyucusuna bir şeyler kattığı gibi yazarına da katabiliyor, öğretebiliyor. Yazdığınız eserlerin size kattıkları nelerdir?

Her zaman yeni kitaplar üretmemi bekleyen çok sayıda okur dostum oldu. Ben de tekrara düşmeden daha nitelikli yazılar üretmeye devam ediyorum. 14. Kocaeli Kitap Fuarı’nın son gününde bir genç kız standıma geldi ve “yeni kitabınız Temize Çekme’yi imzalı olarak almak için geldim” dedi. Gülümseyerek kitabı imzalarken, diğer kitaplarımı da  gösterdim. “Diğer kitaplarınız bizim mutfak masasında durur ve annem her sabah kahvaltımızı yaparken kitaplarınızdan bir öykü okur. Sabahlarımız neşeyle geçer” dedi. Bu söz beni çok duygulandırdı. Gülümseyen yüzler için yazmaya üretmeye devam öyleyse…

Çok yönlü sanatçı olmak heyecanlı ama bir o kadar da disiplin gerektiriyor. Başarılı olmak adına disiplin dışında önemsediğiniz ve uyguladığınız başka yöntemler var mı?

Zamanımı olabildiğince efektif kullanmayı seviyorum.  Yazdıklarımı, bu işe yıllarını vermiş dostlarıma okuyorum ve fikir - eleştiri alıyorum. Tekrar tekrar düzenliyorum. Doğruluğuna tam emin olmadığım konulara girmiyorum. Kimsenin adamı olmamak güzel bir his.

Sizce, bir eserin oluşumunu sağlayan kuralları iyi bilmek, iyi uygulayabilmek bir eseri üretmeye yeterli midir?

Asla yeterli değil. Didaktik bir anlatım olur. Bu da okul kitabı tadında tatsız bir şeydir. Okurla aramızda duygu ve güven olmalı.

Mesut Bey, bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

Ben çok teşekkür ederim. Sizin gibi okuru bol, sevilen bir dergiye röportaj vermek anlamlı ve çok keyifliydi.

 

Instagram: mesut.nobetcigil