RÖPORTAJ: ÇAĞLA DAŞCI
FOTOĞRAF: EMRE CANBULAT

Kocaeli, coğrafi ve nüfus özellikleri açısından her ne kadar sanayi şehri olarak konumlandırılsa da tarihi dokusu ve kültürel yapısı ile birçok özel motifi içinde barındırıyor. Şehirleşme anlamında ‘Küçük İstanbul’ olarak adlandırılan Kocaeli tüm bunlardan çok daha fazlası. Ve şimdi Kocaeli’nin dönüşümünü doğru stratejilerle yönlendirmeye hazır bir ekip ve o ekibin bir çalışması var: Anahtar.

Ortadoğu Uzmanı, Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Değirmendere Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Poyraz Gürson, Ortadoğu Ve Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İngilizce Öğretmenliği mezunu ve KOÜ’de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetiminde Doktora öğrencisi Baran Hanağası ve yıllarca çeşitli yerli ve yabancı holdinglerde yöneticilik yapmış elektrik mühendisi Olgun Keskin bu projeyi yürütüyor. Kocaeli’nin tarihi, kültürel ve coğrafi birçok özelliği ile ele alınması gerektiğine inanan ekip, Kocaeli’nin markalaştırılması anlamında gelişim stratejilerini projelendirecek. İtalya’daki Martino Martini Center ile işbirliği gerçekleştirilecek olan proje kapsamında Kocaeli Üniversitesi ve sektörlerin buluşturulması, kentte kültür ve sanat etkinlikleri gerçekleştirilmesi ve şehirleşme planları yapılacak. 

Yıllarca, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) çalışarak kıdemli binbaşı olarak emekliye ayrılan, ikinci lisansını gazetecilik üzerine yapan ve Ortadoğu uzmanı olarak ülkelerin politik stratejilerini akademik incelemelerle ele alan Poyraz Gürson, bu markalaşma projelerinin akıl hocalığını üstlendi. 2013 yılında Çukurova Genç İşadamları Derneği ile birlikte yürütülen Adana markası projesi kapsamında strateji planları oluşturan Gürson, Kocaeli’nin markalaşma projesinin üniversite ve akademi ayağının yürütülmesinde önemli rol oynuyor. 

Adana’da yapılan şehir gelişim projeleri devam ediyor ve siz de bir benzerini de Kocaeli’de yapacaksınız. Projenin ismi ve içeriği nedir?

Poyraz Gürson: Anahtar diye bir şirketimiz var. Ben daha önce Adana’nın markalaşması anlamında projelerin stratejilerini yazdım. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bizden bu anlamda bir eğitim istedi. Sicilya’da ve Adana’da yaptıklarımızı anlattık. Bize, marka danışmanlığı anlamında bir görev verecekler. Biz, bunun üniversite ayağını oluşturup araştırmalarımızı yapacağız ve uygulamaya koyacağız. Stratejileri yazarken bana bunu yapabileceğim doneler verildi. Kocaeli Büyükşehir Belediye başkanımız Tahir Büyükakın, beraber çalışabileceğimizi söyledi. Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken birtakım şeyleri değiştirebiliriz. Kocaeli, çok güzel bir şehir. Yanı başımızdaki Bursa’ya her yıl milyonarca turist giderken, bizim kentimizin bu kadar tarihi altyapısı ile turizm kenti olamaması çok üzücü. İtalya’nın Trento şehrindeki Martino, Martini Center işbirliğinde Kocaeli Üniversitesi Rektörümüzün talimatı ve büyükşehir belediye başkanımızın bilgisi dâhilinde çalışmalar yapacağız.  Marka, tasarım değil; tamamen matematik ve ölçme işidir. Bunun arka planının nasıl olacağı ile çok önemli çalışmalar yapılmalı.  Biz ekip olarak, bu markalaşma çalışması için hazırız. 

HALKIN SANATLA BULUŞTURULMASI GEREKİYOR

Bu proje nasıl ortaya konacak? Kapsamı ne olacak?

Poyraz Gürson: Gölcük’te başlattığımız Uluslararası Seramik Sempozyumu, Uluslararası Kuyumculuk Sempozyumu ile bazı çalışmaları başlattık. Bu kazanımlar ile Değirmendere’de seramik evi açtık. 8 tane uluslararası sempozyumun ve dünyaca ünlü seramik sanatçılarının eserlerini orada sergiliyoruz. Halkın sanatla ve halkla buluşturulması gerekiyor. Adana’da düzenlenen festivaller, karnavallar benim katkı sunduğum projelerdi. Benzerini Kocaeli’de hayat geçirmeyi planlıyorum. Burası her şeyiyle birbirine entegre olmuş bir sanayi şehri. Sanayi aslında bu şehrin yalnızca yüzde 2’lik alanını işgal ediyor. Yüzde 48’i orman olan, her yeri deniz olan ve tarihi yerlerle dolu bir şehirden bahsediyoruz. Kocaeli’nin marka olmaması için hiçbir sebep yok. Kocaeli’nin üzerindeki tozu birlikte üfleyeceğiz. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın da bu anlamda bizimle çalışmak istediğini söylemişti. Üniversite ile sanayi, üniversite ile belediye işbirliği ile bunları gerçekleştireceğiz.

KALKINMA ARAŞTIRMALARI VE MERKEZLERİ YAPILMALI

Kocaeli’nin markalaşması anlamında ne gibi projeleriniz var?

Poyraz Gürson: Trento’da Martino Martini Center diye bir araştırma merkezi var. Burası, Çin-Osmanlı ilişkilerini inceleyen bir merkez. Bizim de, 17.yüzyıldan 19. yüzyıla kadar olan Çin- Osmanlı ilişkilerini inceleyen bir araştırma konumuz var. İtalyanlar, Çinlilerle beraber şehirlerin kalkınması anlamında birçok projeyi beraber geliştirmişler. Biz de, şehrimizde buna benzer kardeş şehirlik, kalkınma araştırmaları ve merkezlerin kurulması noktasında çaba gösteriyoruz. Martino Martini Center’ın bir benzerini Kocaeli’de uygulamaya geçirmeyi hedefliyoruz. Burada, çok değerli bir limanımız var. İstanbul’a yakın, tarihi değerlerle bezeli harika bir şehirdeyiz. Getireceğimiz konuk ve araştırmalarla şehrin markalaşmasını istiyoruz. Değirmendere’den İzmit’e, bio-dizel yakıtla çalışacak otomobil üretme gibi projelerimiz var.

ŞEHRE DOKUNMANIZ LAZIM

Olgun Keskin: Kocaeli bir yarımada. Coğrafi olarak sıkışmış bir ova. Kocaeli bir işçi şehri. Türkiye’nin en büyük pazarı olan İstanbul’un yanı başında. Hayat şartları İstanbul’dan daha ucuz. Bu durum Kocaeli’ye büyük bir iş gücü getirdi. İnsanlar İstanbul’a gideceğine, buraya geldi. Kocaeli de aslında küçük İstanbul gibi. Nüfusun çoğuna işçi gözüyle bakılıyor. İnsanlar karınlarını doyurmanın derdindeler. Bunu değiştirebilmek için şehre dokunmanız lazım. Bunlar sanat atölyeleriyle, kültürel etkinliklerle gerçekleşir. Biraz da şehrin çehresini de değiştirmek lazım. Yanlış yapılaşma yüzünden şehir kötü bir görünüme sahip oldu. Ben bir mühendis gözüyle bakıyorum. Şehrin tepelerinde farklı yapılaşmalar oluşturabiliriz. Şehir yapılaşmasını biraz tepe noktalara kaydırmak lazım. 10 santimetre toprak olan yerlerde tarım arazisi yapak mantıklı değil. Buraları konuta açmak lazım. Toprağı daha kalın olan yerleri yeşil alana döndürmek lazım. Kocaeli, turizm potansiyeli de çok yüksek bir şehir. Müthiş sahillerimiz var. Buralar turizme açılabilir. İzmit’te tarihi birçok nokta var. Bunları, insanlara göstermek lazım. O yüzden içinde bulunduğumuz bu markalaştırmaya çok önem veriyorum.

ÜNİVERSİTE VE SEKTÖRLERİ BİR ARAYA GETİRMELİYİZ

Martino Martini Center ile işbirliğiniz ne şekilde ilerliyor?

Baran Hanağzı: Martino Martini Center, adını 17. Yüzyılda yaşamış bir İtalyan kâşifinden ve coğrafyacısından alıyor. Martino Martini Center’la Kocaeli Üniversitesi olarak bir anlaşma imzaladık. Onlara bir proje sunduk. Coğrafi Keşifler döneminde İtalya’ya giden Osmanlı seyyahlarıyla ilgili araştırma yapıp sunalım dedik. Geçtiğimiz yıl, bununla ilgili çeşitli sempozyumlarımız oldu. Biz Kocaeli Üniversitesi olarak TrentoÜniversitesi ile yaptığımız çalışmalarla tarihi ve akademik bağları da koruyarak, Osmanlı-İtalyan İlişkileri üzerinde çalışmalar yaptık. Bunların ilk ayağını geçen yıl sonbaharda gerçekleştirme fırsatı bulduk. Tasarım Araştırma Laboratuvarı’nın başındaki direktör Renato  Troncon ile üniversite ve sektörleri bir araya getirerek sektörlerin çıkmazlarını çözümlemek istiyoruz. Bu laboratuvarı eğitim sektörüyle, belediyelerle çözüm üretmek amacıyla önemsiyoruz. Onların edinimleri Kocaeli’ye de entegre edilebilir.

Bir şehrin markalaştırılması hangi süreçleri kapsıyor? Bir şehrin markalaşması için hangi çalışmaların yapılması gerekiyor?

Poyraz Gürson: Bir şehrin markalaştırılması aslında tamamen bütçesel ve rasyonel bir iş. Bunda İtalyan modelini örnek almamız benzer toplumlar olmamızdan ileri geliyor. Örneğin, bir araç üretirken bunu çok iyi yapabilen bir toplumuz. Biz çok daha iyi ürünler üretiyoruz. Sadece daha iyi vizyonla çok daha iyi işler ortaya koymamız gerekiyor. Kocaeli’yi yalnızca sanayi şehri olarak ele almak doğru bir yaklaşım değil. Marka ile ilgili proje sosyal medyasıyla, eğitim kurumlarıyla birlikte gerçekleşebilecek bir şey. Belediyenin, sanayinin, herkesin iç içe katılacağı bir bilgi havuzuyla olabilecek bir iş. Kocaeli kendi potansiyelinin sadece yüzde 4’ünü kullanabiliyor. Markalaşmak çok önemli bir şey. Bireysellikle bunu başarabilmek zor. Bunun arkasında belediyelerin olması lazım. Kocaeli’de Maşukiye gibi kendi potansiyelini çok iyi kullanabilen yerler yok. Dolayısıyla belediyelerin mali gücü gerekiyor.

KİTABIN 8. BASKISI İTALYANCA’YA ÇEVRİLİYOR

Ortadoğu uzmanı olarak ülkelerin politik stratejilerini analiz eden kitaplarınız var. Son olarak Büyük Güçlerin Suriye Planı adlı kitabınız İtalyanca’ya çevrildi. Bundan bahseder misiniz?

Poyraz Gürson: Suriye ile ilgili yazdığım kitabım Türkiye’de 20 bin adet sattıktan sonra bu ay Milano’da İtalyanca olarak çıkıyor. Bu benim Suriye ile ilgili yazdığım dördüncü kitabım. Her yeni kitapta konunun farklı yönlerini bir gazeteci refleksi ile bir akademisyen olarak güncelliyorum. Diğer dillerde de çıkacak. 

Kitabınızın içeriğinde ne anlattınız?

Poyraz Gürson: Kitabımda Muheberat rejiminin problemleri nasıl uluslararasılaştırdığıyla ilgili bir tarihçeye yer verdim. Bu, kitabımın yedinci baskısı. 8. Baskı yapılacağı zaman İdlib’deki gelişmeleri dikkatle takip ediyorum. Yeni kitabımda da bunlar var. Üniversite yayını olarak çıktı. Bu kitabım, en kısaltılmış Suriye kitabım. Şimdi de, daha özet olarak İtalyancası çıkıyor. Bölgede kalmış birisi olarak bu kitabımdan gurur duyuyorum.