Gül Hanım merhaba, öncelikle Eksado markanızın anlamı nedir?
Merhaba… Eksado; ekolojik, sağlam ve doğal demek. Bütün kuzenler bir araya gelerek bu markayı kurduk, burası bir aile şirketi. Bu yaptığımız ahşap Tiny House’larımızın dışında ayrıca bünyemizde topraksız sera faaliyetimiz var. Dolayısıyla her şeyi kapsayan bir marka olsun istedik ve tüm bileşenleri ekolojik, sağlam ve doğal olmasıyla Eksado ortaya çıktı. 

“TINY HOUSE’LARDA -50 VE +50 DERECEDE KULLANILABİLEN BİR MALZEME OLAN LADİN AĞACINI SEÇTİK”

Bu ahşap demonte ve modüler evler (tiny house) nasıl doğdu ve hangi süreçlerden geçti?
Ben Sakarya’da çok ağır bir deprem yaşadım. Biz de bu işe başlarken depremi düşünerek başladık. Aslında bu evler bu korkumdan dolayı doğdu. Yaşadığım travma beni güvenli yaşam alanları aramaya yöneltti. Aslında 3 senelik bir hikâyesi var. Kuzey ülkeleri çok gezdim, birçok ülkeye gittim. “Biz bu evleri ahşap mı, çelik mi yapalım? İç dizaynı nasıl olacak, nasıl olsun, nasıl yapalım, nereden neyi alalım?” derken; bu işi derme çatma yapan çok insan olduğunu gördük. Geçici çözümlerle üretiliyorlardı ama bir yaşam evi değillerdi. Biz de farklılık yaratmaya karar verdik ve düşüncemiz de ihracat ağırlıklı başlamaktı. Tabii ihracatı da nasıl yapacağımız önemliydi. Demonteleştirebilir miyiz, modülerleştirebilir miyiz, onu araştırdık. Çok sancılı bir süreçti, her gün bir fikir gelişiyor, her gün bir fikir değişiyor ve her gün yeni bir malzeme ile tanışıyorduk. O malzemeler üstünde de günlerce AR-GE yapıyorduk. Biz bunu dünyada satmak istediğimiz için -50 ve +50 derecede kullanılabilir bir malzeme olması gerekiyordu ve dolayısıyla bir ağaç arayışına girdik. Kuzey bölgelerde yaşayan ağaçların, hem sıcak hem de soğuk bölgede yaşayabileceklerini gördük, bu yüzden ağaç seçimimize ladinle başladık. Ladin ağacından lamine yaptık ve gemi direklerindeki sistem gibi tüm taşıyıcılarımızda, tabanlarımızda, karkaslarımızda ahşap kullandık, yani her şeyimiz %100 ahşap. Sonraki işlem ise demonte işlemiydi, yani CNC makinalarda geçişlerini ayarladık. Bu şekilde de Mart’ın 8’inde ilk demolarımızı oluşturduk. Haziran’ın 25’inde de ofisimize geçtik. 

Pandemi dönemi o zaman sizde önemli gelişmeler yaşandı…
Evet, pandeminin dezavantajı bizde fırsata döndü. Bir kere tanınabilirliğimiz çok hızlı arttı. Herkes kendine hızlı bir şekilde küçük, yeşil alanlar seçip çabuk kurulum yapılacak yerleri istediler. Dolayısıyla bizim hikâye daha da hız aldı. Ayrıca sosyal ağları da çok iyi kullandık. PR’ımızı kendimiz yaptık ve dünyaya biz kendimizi çok hızlı tanıttık. 

“AMERİKA, HOLLANDA, PAKİSTAN, NİJERYA VE BULGARİSTAN’DA TEMSİLCİLİKLERİMİZ VAR”

Eksado nerelerde var?
Birçok ülkede temsilciliğimiz var. Hollanda’da (ama Belçika ve Almanya ayaklı), Balkan ülkelerinden Hırvatistan’da, Nijerya,  Bulgaristan, Pakistan ve Amerika’da da temsilciliklerimiz var. Ciddi bir talep oldu ve bu talepleri çok hızlı gördük. Şu an abartısız söylüyorum 40 ülkeyle görüşüyoruz. Pakistan’da aynı zamanda çok önemli bir oteller zinciri de bizi ziyarete geldi. Bu saydıklarımın hepsi Haziran’ın 25’inden bu güne kadar geçen süreçte oldu. Şehrimizin büyüklerinin neredeyse hepsi bizi ziyaret etti. Bu da çok güzel bir duyguydu.

“BİZİM EVLERİMİZ ÇOK UZUN ÖMÜRLÜDÜR VE HİÇBİR BAKIM YAPMAK ZORUNDA KALINMAZ.”

Eksado yapılarını ve sizi diğerlerinden ayıran özellikler neler?
Ahşapta kim ve nasıl yaparsa yapsın, ürünü çok iyi tanımanız lazım. Biz dört iklimi yaşayan bir ülkeyiz. Ahşap çalışan bir malzeme, çok çabuk çatlayıp, sıkıntı çıkarıp, hem görseli bozan, hem de nemi alarak kurtlanmaya sebep olabilen bir ürün. Bizdeki ürünler dediğim gibi -50, +50 dereceye dayanıklı ladin ağacıdır ve bu da bizi farklılaştırıyor, aslında Eksado’nun doğal kısmı da burada örtüşüyor, biz yaşam evleri yapıyoruz. Bizim ahşap evlerimizde börtü böceklenme olmaz, bizim evlerimiz çok uzun ömürlüdür ve hiçbir bakım yapmak zorunda kalınmaz. Ayrıca ürünlerimiz dünya standartlarına uygun sertifikalı ürünlerdir. Tekrar söylüyorum, bizim en büyük avantajımız doğru ürünlerle çalışmaktır. Eksado yapıları; Üçgen Model, Üçgen 2+1 Model, Garaj Model ve Karavan Model olmak üzere dört kategoriden oluşmaktadır. 

Planlarınızda ve hedeflerinizde neler var?
Firmamız aslında inşaat, dizayn ve tekstil olmak üzere çok eski ve köklü bir firma ve firmamızın bu işle yeniden doğduğunu düşünüyorum. İnşaat işlerimiz hep vardı ama bu yepyeni bir alan. Biz aslında yurt dışı ağırlıklı çalışmak istiyoruz, ama burada da iki üç tane çok güzel ve ses getirecek bir projede yer alacağız. Sosyal donatımlı ciddi projeler ki; 70-180 adet gibi rakamlardan bahsediyorum. Aslında Türkiye ayağını düşünmezken; birden hikâyemiz buraya da evirilmeye başladı. Çünkü insanlar kaliteyi arıyor. Ne yaparsak yapın; insanlara doğru ürünü tanıttığınız sürece onlar da sizi buluyor. 

Çok talep olduğundan bahsettiniz, bu kadar talebe nasıl yetişiyorsunuz?
Talepleri karşılayabilmek için birçok atölyeyle anlaştık. Kalıplar ve ürünler bizim, ürünlerimizi yurt dışından getiriyoruz ve anlaştığımız bu atölyelerde kendi istediğimiz ebat ve boyutlarda müşterinin hangi ölçüde istediğine göre üretiyoruz. Bu da şunu kuvvetlendiriyor; herkese, her kesime ya da her sayıya karşılığını verebiliyoruz. 

Eksado olarak başka projeleriniz de var mı?
Topraksız seracılığa da başladık, dünyada yeni trend olan aslında Türkiye’de de çok yapılan yeşil bitkilerde ve çilekte yapılan topraksız seracılık... Kendi ürettiğimiz çileklerimiz, yeşil bitkilerimizi evlere sunacağız, herkes kendi dünyasında, kendi hayallerinde bitkilerini büyütecek. Yeni bir konseptle de giriyoruz. Bu da bizi çok heyecanlandırıyor. 

“BU İŞİ ÇOK DÜZGÜN BİR ŞEKİLDE YAPACAK VE KURULUMUNU DAHA HIZLI YAPACAK GENÇLER GEREKİYOR”

Son olarak okurlarımıza ne söylemek istersiniz?
Aslında söylemim gençlere olacak. Dünyada ahşap yapı kullanımı yüzde 90 gibi bir oranda ama şu an ahşap öyle hızlı büyüyor ki; çok uzun vadede değil, 3-5 sene içerisinde yüzde 5’ler, yüzde 10’lar hatta yüzde 15’leri bile görebiliriz çünkü daha doğal ve daha ekolojik. Gençlerin öngörülerini biraz daha artırarak, daha büyük yerlerde değil, daha minimal hayatlarda yaşanabileceklerini görmeleri gerekiyor. Bu işi çok düzgün bir şekilde yapacak ve kurulumunu daha hızlı yapacak gençler gerekiyor. Çok zeki çocuklar görmeye başladım, sosyal donatıları çok yüksek.  Bu gençlerin muhakkak bu işe evrilmelerini istiyorum. Çünkü hayat ekolojiye gidiyor, ister istemez pandemi de çok şey öğretti. Bundan sonraki hayatımızda çok büyük yerler istemeyeceğiz, küçük, daha sakin, daha minimal ve daha bütçe kontrollü yaşayacağız. Tüketici şunun farkında; “ne kadar nem alan ahşap ve ne kadar kimyasal kullanılmış”, satıcı da diyor ki; “ben bunu müşteriye sunacağım ama ne kadar sağlıklı sunabilirim”. Aslında tüketici sağlığından çok, satıcı sağlığı düşünmeye başladı. İşiyle bütünleşen herkesin bunu düşünmesi gerekir. 


İletişim:

EKSADO
Yanık Mahallesi, Meşelik 1. Sokak No:145 Sapanca/Sakarya
0264 229 0033
www.eksado.com
Instagram: eksadobuy