Halil Hocam merhaba, müsabık geçmişi, eğitmenlik geçmişi birlikte çalışacağımız eğitmenlerde önemli bir nokta. Sonuçta belli rutinlerde gelip antrenman programını size bırakıyor olmamız diğer yandan sağlığımızı da emanet ediyor olduğumuz anlamına geliyor. Ben bu açıdan profesyonelliğe çok önem veriyorum. Muhtemelen benimle aynı düşünen, bilinçli spor yapan insanlar da bu röportajı okurken seninle ilgili daha çok bilgi sahibi olmak isteyeceklerdir. Bize biraz kendinden bahseder misin?
Merhaba. Ben Halil Karaşahin. Evliyim, bir kızım bir de henüz yeni doğmuş bir oğlum var. Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Beden Eğitimi Öğretmenliği mezunuyum. Benim dövüş sporlarıyla tanışmam on bir yaşımda oldu, sadece yazları gidebileceğim bir salonda kick boks eğitimi alarak başladım bu yola. Lise dönemine kadar hedefim kendimi bu alanda geliştirmek olmuştu. 
Bahsettiğin yaşlar tam da hayalini kurduğumuz hayatı yaşamamız için meslek seçimleri yapmaya, üniversite hayalleri kurmaya başladığımız dönemler. Gideceğin üniversite ve bölümü tercih ederken profesyonel olarak yapmaya başladığın bu sporun etkisi ne oldu?
Lise yıllarımda kulüp bazında bölge ve Türkiye şampiyonluklarım oldu. Deneyimlediğim bu başarılar sonraki hayatımın yönünü belirlemem için ilham kaynağı oldu diyebilirim. Yaşamımı bu doğrultuda şekillendireceğim, bu işe daha çok emek verebileceğimden emin hissediyordum kendimi. 

Seçtiğimiz okullarda, mesleklerde ailenin yönlendirme ve desteğini çok kıymetli buluyorum. Kaldı ki dövüş sporu yapmak için aileden destek görmek çok kolay olmasa gerek. Senin ailenin bu spora başladığında ve sonraki süreçte yaklaşımı nasıl oldu?
Aslında ailem başlarda tepki gösterdi, benim için endişelendiler. Ancak sonra bu konudaki yeteneğim konusunda ikna olduklarında bana destek olmayı tercih ettiler. Tabii annem maçlarımı hala izleyemiyor olsa da onların maddi, manevi desteği benim başarı hikâyemde en önemli destekleyicilerdendir. 

Aileler genelde derslerini olumsuz etkileyeceğini düşünerek sınav dönemlerinde çocuklarının spor yapmasına çok sıcak bakmıyorlar. Spor yapıyor olman senin eğitim hayatını nasıl etkiledi?
Spor insana disiplin ve sorumluluk bilinci kazandırıyor. Disiplin denilince insanın aklına hep cezaların uygulandığı bir sistem geliyor. Aslında disiplin bence insanın, hayatını organize etme becerisi kazanmasına yardım eden bir şey. Spor, çocuğa sorumluluk bilinci kazandırmanın da en temel yollarından biri bence. Disiplinin ve sorumluluk bilincinin olduğu yerde başarı da geliyor zaten. Benim hayalim hayatımı sporla kazanmaktı ve bu sebeple istediğim yere yerleşmeme yardımcı olarak bir sistemde çalıştım ve üniversite tercihimi ona göre yaptım. Sporla tanışmamış olsaydım, kendini tanıyamadan sevmediği bir bölümü tercih edip okumak zorunda kalan mutsuz bir çocuk olabilirdim.

Az önce “başarı hikâyem” derken gözündeki parlamayı gördüm. Birlikte çalıştığı antrenörün başarı öyküsünü dinlemenin, öğrencilerine de güven ve ilham vereceğini düşünüyorum. Şimdiye kadar dövüş sporlarında elde ettiğin başarılarından bahsedebilir misin bize?
Lise dönemimde elde ettiğim başarılardan bahsetmiştim. 2014 yılına kadar müsabık sporcu hayatıma devam ettim. Ancak o yıl geçirdiğim bir trafik kazası sonucu dövüş sporlarına iki yıl ara vermek zorunda kaldım.

İki yıl tutkuyla yaptığın bu sporu bırakmak zorunda kalmışsın. Sonra tekrar başlama motivasyonunu nasıl buldun? 
Kaza olmasa bırakmak tercihim asla olmazdı. Dediğin gibi bu benim tutkumdu. Yapmak istediğim, olmak istediğim şeyden emindim. İyileşme sürecinde iyi beslenip kendime çok dikkat ettim. O aradaki zamanı kendimi geliştirmek için araştırmalar yaparak kullandım. 

Kafes dövüşlerine katılma fikri nereden çıktı?
Kazadan sonra tekrar toparlanmak için efor sarf ettiğim sırada Türkiye MMA Federasyonu (Karma Dövüş Sanatları Federasyonu) kuruldu. Ben de iki yıl orada eğitim alarak yoluma buradaki deneyim ve bilgileri de kullanarak devam etmeye karar verdim. 

MMA’deki başarılarından da bahseder misin bize?
Bu alanda bir bölge birinciliğim, bir Türkiye şampiyonluğum, bir Türkiye ikinciliğim ve bir de uluslararası şampiyonluk deneyimim oldu. 

Kariyerine antrenör olarak devam etmenin yanında çok gurur verici başarılar da elde etmişsin. Peki, şimdi profesyonel hayatının nasıl devam ettiğini anlatır mısın bize?
Yaklaşık bir yıldır değerli ağabeyim ve hocam Ulaş Yücesan’la kurduğumuz Karaşahin Dövüş Kulübü’nde hem geleceğin şampiyonlarını yetiştiriyoruz, hem kendi müsabık sporculuğumuzu devam ettiriyoruz, hem de bu disiplini, sporu hayatına katmak isteyenlere birebir dersler veriyoruz. Ben aynı zamanda Beden Eğitimi Öğretmenliği de yapmaya devam ediyorum.

Kulüpte seninle birlikte eğitmenlik yapan diğer hocaları bize tanıtır mısın? 
Antrenörlerimizden Ulaş Yücesan yedi yaşından beri profesyonel anlamda sporla iç içe yaşamış biri. Kürek sporunda Türkiye Şampiyonluğu ve birçok bölge şampiyonluğu olmuş. Sonrasında bireysel olarak yoga ve fitness ile ilgilenirken Murat Kazgan ve benimle yolu kesişti, MMA ile tanıştı. Bu alanda antrenör ve sporcu olarak gerekli eğitimleri alıp sertifikasyon programlarını da başarıyla tamamladı. Ayrıca alt veteran kategorisinde Türkiye Şampiyonluğu var. Şimdi Karaşahin Dövüş Kulübü’de antrenörlük yapmaya devam ediyor. Diğer antrenörümüz Fatih Kaftanoğlu şu anda Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümü öğrencisi. Profesyonel spor kariyerinde 2016 MMA Türkiye Şampiyonluğu, 2017 Dünya MMA Organizasyonu üçüncülüğü, ADCC -91 Türkiye Şampiyonluğu, ADCC Türkiye açıksiklet ikinciliği var. 

Herkesin tercih ettiği yaşam şeklinde ya da kariyerinde bir rol modeli vardır. Senin dövüş kariyerinde ilham aldığın rol-model kimdi?
Herkesin küçük yaşlarda ilgi duyduğu ve hayran olduğu biri vardır. Benim hayranlığım boksör Muhammed Ali’ye karşıydı. Kendisi, dövüş sporlarını tercih etmemdeki önemli karakter olmuştur. Bilirsin, birine hayran olduğunda onunla ilgili her detayı bilmek istersin. Onunla ilgili kitapları, röportajları, makaleleri okudum hep, filmler izledim. Onun bende hayranlık bırakan yanları, sporcu kariyerime devam ettiğim sürece en büyük referanslarımdan oldu.

Dövüş sporlarını müsabık sporcu olmak istemeyenler de tercih ediyorlar. Onlardan biri de yaklaşık beş yıldır benim. Dövüş sporları müsabık sporcu olmak istemeyen birine fiziksel anlamda ne katar?
Dövüş sporu antrenmanı yüksek seviyede bir cardio antrenmanıdır. Antrenmanda nabzınız yeterince yükselir ve ciddi oranda yağ kaybı yaşarsınız. Tüm vücudunuz antrenman boyunca aktiftir ve bu tüm kaslarınızın çalıştığı nadir sporlardan biridir diyebiliriz. Dövüş sporu yapmak size yağ yaktırırken, aynı zamanda özellikle bacak, kol, karın ve sırt kaslarınızı güçlendirir ve sıkılaşmasını sağlar. Dövüş sporu antrenmanı yaparken zaman çok etkin kullanılır, bu sayede zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. 

Halil Karaşahin: Psikolojimiz üzerindeki etkisinden de sen bahset istersen? 
Öykü Yıldırım Lüleci: Ben normalde dış uyaranlara karşı çok hassasımdır. Kick boks yaparken deneyimlediğim, en dikkatimi çeken şey antrenman esnasında olan bitenin konsantrasyonumu bozmasına izin vermeyip daha kontrollü davranabiliyor olmam. Stresle baş etme konusundaki desteği, panik atak, depresyon, anksiyete yaşama riskimizi azaltıyor olması da diğer avantajları arasında. Çevremdekilere “hadi görüşürüz benim kick boks antrenmanım var” dediğimde “kendini dövdürme, oran buran moraracak, kırılacak göreceksin” gibi tepkiler aldığım oluyor.



Bu konudaki yanlış anlaşılmaları ortadan kaldıralım mı ne dersin?
Eğer müsabık olmayacaksanız dövüş sporu antrenmanlarında darbe almazsınız. İşin antrenman kısmından sadece spor ve sağlık odaklı olarak fayda sağlarsınız. Ancak müsabık olmak isterseniz, orada işler biraz değişebilir. 

Zannediyorum ki dövüş sporlarını merak edenler, yaptığımız röportaj sayesinde bu spor, sen ve kulübün hakkında yeterli bilgiye sahip olmuşlardır. Diliyorum ki, dövüş sporlarıyla ya da dövüş sporu yapanlarla ilgili yanlış genellemeler ve ön yargılar varsa bunlar da röportajımız aracılığıyla açıklığa kavuşur. Halil, bilgilendirmelerin ve keyifli sohbetin için çok teşekkür ederim. Siz okurlarımıza da sporla, sağlıkla geçen bir yaşam diliyorum. Sevgiler...