GEÇMİŞ SENELERİ NEDEN ÖZLERİZ…

Sevgili Time Kocaeli okurları, belki aramızda istisnalar olabilir ancak ben çoğunluğumuzun eski seneleri özlediğine inanıyorum. Zaman zaman bunu da kendi kendimle sorgulamıyor değilim: Neden insan geçmişini özler ki?

Aslında bugün imkânlar alabildiğine çok ve güçlü. Teknoloji inanılmaz boyutta. Birçok işi makineler, hatta belli ülkelerde robotlar yapıyor. Eh, mutlaka yakında bizde de göreceğiz. Ya yapay zekâ? Ona ne demeli… Akıl, fikir erecek gibi değil. Daha onlarca kolay yaşam icadı ve biz bunca mükemmeliyet içinde nedense hep eskiye olan hasretimizi dile getirip, çok özlediğimizi anlatıyoruz.

İşte işin hassas noktası ve nedenin cevabı burada. Şu yaşadığımız dünyada her şey süper görünüyor ama kayıpları sadece biz, yani belli bir yaşa gelenler görebiliyor galiba. Adeta gerçek yaşamımızdan uzaklaşmış, sanal ve sahte bir iklimin içinde hissediyoruz kendimizi.

Örneğin ben, kendimden söz edecek olursam, inanınız, o kadar çok şeyi özlüyorum ki… İçimdeki bu özlemin insan adına gelişen boyutu başka, çevre adına başka, biliyor musunuz? Hâliyle rahmete yolcu ettiğimiz ve sonsuza dek kaybettiğimizi bildiğimiz birçok sevgiyi özlemle arıyoruz. Üzerine koca koca binaların kondurulduğu bağı, bahçeyi istiyor, arıyor; çocukluğunda tepesinde oturduğun ağacın hayalini kuruyoruz. Samimiyeti, sevgiyi, saygıyı, komşuluğu özlüyoruz.

Kaybolmaya yüz tutmuş kültürümüzü korumak için bugünkü nesle –hiç anlamayacağını bildiğimiz hâlde– dil döküp anlatmaya uğraşıyoruz. Çünkü geçmişimizi unutmaktan korkuyor, o günlerin anılarıyla hayatta kalacakmışçasına savaşıyoruz. Meyvelerin tadı, yemeklerin kokusu, annelerin ninnisi, ninelerin masalı ve çocukların kahkahası bizim bir parçamız olup kalıyor ruhumuzda. Ve yeni dünyada her şeyi bulmamıza karşın bizim için kıymeti paha biçilmez bu değerleri bulamıyoruz.

Önce üzülüyor, korkuyor, yadırgıyor hatta bazı şeyleri ayıplıyoruz. Fakat kıymetli okurlarım, ne yazık ki alışıyoruz. Çok zor olsa da alışıyor ve kabullenmiş gibi görünüyoruz. İşte bence içimizde bizi hüzne boğan bütün mesele bu.

Evet canlarım… Her şeye rağmen zaman hızla geçmeye devam ediyor. Yeni bir yaz ayının eşiğindeyiz. O zaman dilerim, Mayıs ayının tatlı güneşiyle ruhunuz huzur bulsun. Hoşça kalınız.