Kış Hastalıklarından Beslenme ile Korunun

Kış mevsiminde havanın soğuması ile birlikte kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilmekte, fiziksel aktivite yoğunluğunda azalma olmaktadır. Kış mevsiminde soğuk havalar nedeniyle vücudumuz dışarıdaki soğuk havaya rağmen vücut ısısını dengede tutmaya çalışır ve ısınmak için daha fazla enerjiye dolayısıyla daha fazla yemek yemeye ihtiyaç duyar. Bu durum iştahımızın artmasındaki en önemli sebeplerden biridir. Bu nedenle yeme alışkanlıklarımız da değişebilmekte, yeterli ve dengeli beslenme kış mevsiminde zorlaşabilmektedir.

Kışın sağlıklı beslenmenin zor olmasının bir başka nedeni de güneş ışığı eksikliğidir. Havalar karardıkça ve güneşe daha az maruz kalırız ve vücudumuzda salgılanan serotonin miktarı düşer. Bu düşüş depresyona ve daha fazla gıda alımına sebep olabilir. Serotonin ruh halinin, uykunun, iştahın ve hareketin düzenlenmesinde çok önemli bir role sahiptir.

Soğuyan havayla beraber sık görülen grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklara yakalanma riski de artar. Bu hastalıklara yakalanmamak için bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerekir. Enfeksiyon hastalıklarından korunmak için yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir.

 

Mevsime özgü sebze ve meyveleri tüketmek bizim için daha faydalı olacaktır. Çünkü her mevsimin meyvesi ve sebzesi sizi o mevsimin hastalıklarına karşı koruyacak içeriklere sahiptir. Bağışıklık sistemini güçlendiren bu sebze ve meyveler, hastalıklara karşı vücudun direnç kazanmasına yardımcı olur. Bu nedenle hastalıklara karşı önlem alabilmek için özellikle kış mevsiminde C vitamininden zengin besinler tüketilmelidir. Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği olan antioksidan vitaminlerden zengin, havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz, kırmızı biber, kırmızı pancar, turp, kereviz, ıspanak, pırasa, lahana ve pazı gibi C vitamini kaynağı olan sebzelerin yanı sıra kış aylarında bolca bulunan portakal, mandalina, elma, kivi, greyfurt gibi meyvelerin tüketimi önemlidir.

Sağlıklı beslenmenin en önemi iki öğesi olan sebze ve meyve, günde en az 5 porsiyon tüketilmelidir.

Bağışıklık sisteminde D vitamini de önemli rol oynamaktadır. D vitamininin en iyi kaynağı güneştir. D vitamini güneş ışınlarıyla deri tarafından üretilen bir vitamindir ve besinlerde pek fazla bulunmaz. Özellikle kış mevsimde havanın güneşli olduğu zamanlarda mümkün olduğunca güneşten faydalanılmalıdır. D vitamini yetersizliği durumunda mutlaka D vitamini destek olarak alınmalıdır.

Balık kışın sofralardan eksik edilmemesi gereken besinler arasındadır. Balık; beyin fonksiyonlarının gelişimi için gerekli çoklu doymamış yağ asitleri (omega 3), D vitamini, kalsiyum, fosfor, selenyum, iyot mineralleri ve E vitamini içerir. Haftada en az 2 gün balık tüketilmelidir.

Probiyotikler olarak adlandırdığımız bağırsaklarımızda yaşayan iyi bakteriler bizi diğer enfeksiyonlardan korumak ve bağırsağımızın sağlıklı çalışması için çok önemlidir. Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için diyetler iyi bakterileri sağlıklı bir seviyede içermelidir. Bağırsaklarımız kışın hava değişiminden ve stresten çabuk etkilenen en önemli organlarımızdan biridir. Kış aylarında metabolizmadaki hareket hızının azalması ve yeme alışkanlıklarının değişmesi sebebiyle kabızlık sorunuyla daha faza karşılaşılmaktadır. Özellikle kış aylarında ve antibiyotik kullanımından sonra bozulan bağırsak florasını düzeltmek ve kabızlık sorununuzu azaltmak için bir beslenme takviyesi olarak probiyotikler önerilmektedir.

Hareketsizlik nedeniyle artan sindirim problemlerinin önlenmesinde posa içeriği yüksek kuru baklagillerin tüketilmesi (haftada 2-3 kez) önemlidir. Uygun ortamlar sağlanarak düzenli fiziksel aktivite yapılması ve gün içerisinde en az 20 dakika tempolu yürüyüşler yapmak bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkilidir.

Daha çok ev içerisinde vakit geçirilen zamanlarda vücut ağırlığı kontrolünün sağlamasında; basit karbonhidrat olan saf şeker ve şekerli besinler yerine tam buğday ekmek, bulgur gibi tam tahıl ürünlerinin tüketilmesine özen gösterilmeli, enerjisi yüksek hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyve tatlıları tercih edilmelidir.

Hazır meyve suları, gazlı içecekler vb. yerine sağlıklı içecekler tercih edilmelidir. Yağ alımının azaltılması için yemekler az yağla pişirilmeli, et yemekleri yağ eklenmeden kendi yağları ile pişirilmeli, kızartma, kavurma gibi pişirme yöntemleri yerine haşlama, ızgara, fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.

Kış aylarında sıvı alımı, terlemenin az olması nedeniyle genellikle yaz aylarına göre daha azdır. Ancak vücudun sıvı ihtiyacı kışın da düzenli su tüketimi ile karşılanmalıdır. Vücut ısısını dengede tutabilmek için bol sıvı alımı gerekmektedir. Yeterli sıvı alımı vücutta oluşan toksinlerin (zararlı öğeler) atılması, vücut fonksiyonlarının düzenli çalışmasında, metabolizma dengesinin sağlanmasında ve vücutta pek çok biyokimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde son derece önemli rol oynamaktadır. Kışın da yazın olduğu gibi kilogram başına en az 35 ml su tüketilmelidir.

Sağlıklı bir yıl geçirmeniz dileğiyle…