Öncelikle merhaba Emine hanım, okurlarımıza kendinizi tanıtır mısınız?

1997 yılında Kıbrıs’ta Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldum. Bir dönem İngiltere’de yaşadım. Üniversite eğitimim ve İngiltere’deki yaşamım sonrasında İstanbul’a döndüm. Alüminyum üzerine çalışan Çuhadaroğlu Holding’te çalışmaya başladım. Uzun bir süre İstanbul’da farklı projelerde çalıştım. Levent’teki İş Kuleler’in cephe giydirmesi işinde aktif rol aldım. Projesi onaylanan işlerin yerinde uygulanma süreçlerini yönettim.

Aslen Karamürselliyim. Deprem sonrası İstanbul’dan İzmit’e geldim. İzmit’te onarım ve güçlendirme işleri yapan Keramettin Gençtürk ile birlikte depremde hasar görmüş binalarda onarım ve güçlendirme yaptık. Sonrasında Bursa’da Fransızlarla Carrefoursa’nın şantiyesinde çalıştım. Daha sonra tekrar İzmit’te Tepe Mutfak, Aksoy Alüminyum ve Kazakistan’da havaalanı inşaatı projelerinde çalıştım. 2004 yılında İzmit Belediyesi’nde çalışmaya başladım. İstanbul’da Marmara Belediyeler Birliği’nin yaptığı proje yarışmasında kendi kategorimde dördüncü oldum. İzmit Belediyesi’nde 10 yıl çalıştım ve bu süre içinde birçok farklı projeye imza attım. Belediyede çalıştığım yıllar boyunca işin hem kanuni ve prosedürel taraflarında hem de uygulama alanlarında deneyim kazandım. Ancak siyasetin olduğu yer ruhumu yorduğu için bu görevimi sonlandırdım.

Sonrasında neler yaptınız?

Mimarlık benim çocukluk hayalimdi. Sonrasında da bu alanda kendini geliştirmeye hep devam ettim. Araştırdım, okudum, farklı eğitimlere katıldım… Birçok ülkede bulundum. Farklı kültürleri, farklı yaşam biçimlerini ve tabii mesleki açıdan farklı ülkelerin mimari yapılarını inceleme fırsatı buldum.

Şu anda ise Emine Kavurgacı markasını yarattınız… Hangi alanlarda çalışıyorsunuz?

İç ve dış mekânlarda yaptığımız dokunuşlar, restorasyonlar ve eşya konumlandırmaları ile yaşam alanlarını müşterilerimizin hayalindeki görüntüye yaklaştırıyoruz. İyi bir ekip, nitelikli ve uygun malzeme, üst sınıf işçilik uygulamaları ile tam donanımlı mimari ve iç mimari uygulamalarını yapıyoruz.

Şimdi her birini bir sanat eseri gibi tasarlayarak, boyayarak yaptığım uygulamaları hem ev ve iş yerlerinin duvarlarına, hem de tablo olarak yine duvarlara asmak için uygulamalar yapıyorum. Yapacağımız işe başlamadan önce uygulamayı isteyen kişi ile birebir görüşüyoruz. Zevkleri, hobileri, uygulamanın yapılacağı alan ve sektörü değerlendiriyoruz. Tüm bilgileri alıp iyi bir analiz çıkarıyoruz. Sonrasında her bir müşteri için kişiye özel çalışma hazırlıyoruz. Bu uygulamayı yaptığımız evlerin ve iş yerlerinin duvarları bambaşka bir şekle bürünüyor.

Benim için değişim ve kendini bulmak işte tam da burada başlıyor… Hikâyesi olan mekânlar tasarlamak konu başlığım. Bir yolculuk düşünün; bir hayal ile başlıyor, her aşamasında form buluyor ve üç boyuta dönüşüyor. Anılara dokunabilir, hissedebilir, geçmiş ile yüzleşip hayallere, umutlara, seyre dalacağın sanatsal duvarlara ve mekânlara dönüşebilir. Üzerinde duracağım ana fikirleri yakalamak için potansiyel müşterinin alışkanlıklarını gözlemler, değer verdikleri hikâyelerini mutlaka dinlerim çünkü onlarla kuvvetli bir bağ kurmak ve ben olsaydım nasıl bir yerde vakit geçirmek isterdim sorusunu doğru cevaplamanın ilk aşamasıdır bu… Tasarımın hayat bulması için sorulacak yığınla sorular var; mesela zevkler, diğer kullanıcılar ve tabii ki bütçe... Her bir sorunun cevabı yaklaşık 25 yıllık mimari tasarım ve uygulama sahasında edindiğim deneyimlerde saklıdır. Kullanıcıların ortaya çıkan sonuçlardan memnun olması da çok önemli. Tasarımı benimsemeleri, aynı zamanda sevmeleri, koruyup kollamalarına neden oluyor. Tecrübelerimin gösterdiği kamuya açık alanlarda uygulama projeleri beğenilmişse bölge sakinleri tarafından koruma altına alınmıştır. Vandalizim otomatik olarak sıfırlanıyor.

Misyonum hikâyesi olan mekânlar ve sizinle konuşabilen duvarlar tasarlamak. Hikâyelerin içindeki amaç ise sanat ile harmanlamak. Bir tasarımcı olarak zanaat yapabiliyor olmak beni çok heyecanladırıyor. Zanaatimin asıl merkezinde kullanıcılar, potansiyel müşterilerim var. Onlara özgü ipuçlarını gözler önüne sürebilen bir senaryo yazarı gibi hissediyorum. Benim asıl hazinem müşterimin hayalleri, geçmişinden getirdiği yaşama dair anıları ve kişisel donanımına bağlı geliştirdiyi kimliklerinin izlerini sürebilmem... Müzik ile ilgili birine bu temaları barındıran semboller ile duvarlar tasarlıyorum ve vurguyu güçlendirecek mobilyalar seçiyorum. Alanlara kimlik kazandırmak husunda keyifli bir yolculuk içerisindeyim. Yol arkadaşlarım özenli seçilmiş, her birinin tecrübesi farklı geçiyor mesleğime. Amacım ise insanların hayatlarına dokunmak ve onların yaşam enerjilerine, yenilenme duygusu ile gönüllerine imzamı atabilmek. Ayrıca bu değerli imzayı sanatsal dokunuşlara işlediğim üç boyuta kaldırılmış yüzeyleriyle hikâyesini anlatabilen duvarlara ve mekânlara atabilmek.

Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?

“Saklı düşler gün ışığıyla buluşuyor, yaşam alanlarınız sanatsal dokunuşlarla hayat buluyor.’’


Telefon: 0533 448 26 91

Instagram: eminekavurgaci.art