Öğlen saatlerinde Bahçecik’teki evimden çıkarak İzmit’in sokaklarında gezintiye çıktım. Amacım bu tarihi anlara tanıklık etmek, kentin cadde ve sokaklarının bu boş halini çıplak gözle görmekti.

Polis belli aralıklarla kontrol noktaları kurmuş ve denetlemelerini yapıyor. Bahçecik’ten İzmit’e gelene kadar üç, dönüşteyse dört defa polis tarafından durdurulup kontrol edildim. 

Kentin merkezinde alabildiğine sessizlik hakimdi. Yahya Kaptan, Demokrasi Bulvarı, Cumhuriyet Meydanı, yürüyüş yolu ve şehrin tüm sokakları kedilere, kuşlara ve yasaktan muaf olan az sayıda görevlilere kalmıştı. 

Ara sıra bu sessizliği bozan şey ekmek dağıtan fırın arabalarının kornaya basa basa apartmanların önünden geçişi oluyordu. 

Enteresan bir şekilde hiç almadığım kadar güzel kokular aldım. Bunun sokakların boş olmasıyla ne ilgisi var demeyin. Belki de normal günlük hengamede oradan geçsem bu güzel kokuların farkına da varamayabilirdim. Belsa Plaza önündeki eski Tekel binası yerindeki parktan inanılmaz güzel çiçek kokuları yayılıyor adeta şehrin merkezini sarıyordu. Baharı, güzel havayı, güneş ışınlarını tüm benliğimde hissettim. Ancak içinde insanlar olmayan bir şehir ne kadar güzel de koksa, ne kadar güneşli de olsa göze biraz da ürkütücü geliyordu. 

Sanki enteresan senaryolu bir bilim kurgu filmi gibi...

Bomboş sokaklar, başı ve sonu görünen yollar, masaların, sandalyelerin üst üste koyulup ters çevrildiği kapalı restoranlar-kafeler, arkadaşlarımın, dostlarımın gözü gibi sevdikleri ve çok özledikleri iş yerleri.. 

Sanki onlar da bizler gibi çok sıkılmış gibiydi. Bir an önce normale dönüp sizlerle buluşacakları günlerin hayalini kuruyor gibilerdi.

Daha önce İzmit’te hiç bu kadar kuş sesi duymamıştım. Kargalar değil bunlar cıvıl cıvıl öten diğer kuşlar. Hatta bazılarının kanat seslerini bile kulağımda  hissediyordum. Boş sokaklardan geçerken, rüzgarın dükkanların kapılarının üstlerindeki brandalardan çıkardığı ses tam olarak ıssızlığın sesiydi. Arabaların ve insanların gürültüsü kentte yerini boş sokaklarda dolaştığınız anda fark edebileceğiniz seslere bırakmıştı. Hatta söylediğim gibi daha önce duymadığım kadar güzel kokulara...

İşte kentin o boş sokakları...