Çağın hastalığı olarak adlandırılan skolyoz pekçok ailenin kâbusu olmaya devam ediyor.Araştırmalar ailede skolyoz ya da omurga eğriliği bulunan çocukların genetik olarak skolyoz oluşturmaya daha yatkın olduğunu ortaya koyuyor.

Adolesan idiyopatik skolyoz,  geç çocukluk veya ergenlik döneminde ortaya çıkan omurganın anormal bir eğriliğidir. Dik şekilde büyümek yerine, omurga genellikle uzun bir "S" veya "C" şeklinde yan yana bir eğrilik geliştirir; omurganın kemikleri de hafifçe bükülür veya döner.

Adolesan idiyopatik skolyoz, çocukların hızla büyüdüğü adolesan büyüme dönemi sırasında ortaya çıkar. Çoğu durumda oluşan bu anormal omurga eğrisi stabildir, ancak bazı çocuklarda eğri ilerleyicidir (yani zamanla daha şiddetli hale gelir). Bilinmeyen nedenlerle, kızlarda erkeklere göre daha sık şiddetli ve ilerleyici eğrilikler görülür. Bununla birlikte, hafif omurga eğriliği kız ve erkek çocuklarda eşit derecede yaygındır.

Hafif skolyoz genellikle ağrıya, hareket sorunlarına veya nefes almada zorluğa neden olmaz. Okulda yapılan düzenli skolyoz taraması sırasında fark edilirse tanı konulabilir. Durumun en yaygın belirtileri arasında omuzlarda, kalçalarda veya belde eğim veya eşitsizlik (asimetri) veya bir bacağın diğerinden daha uzun görünmesi yer alır. Etkilenen çocukların küçük bir yüzdesi daha şiddetli, belirgin omurga eğriliği geliştirir.

Skolyoz, çeşitli genetik sendromlar dâhil olmak üzere diğer durumların bir özelliği olarak ortaya çıkabilir. Bununla birlikte, adolesan idiyopatik skolyoz, vücudun diğer kısımlarını etkileyen belirti ve semptom olmaksızın tipik olarak kendi kendine ortaya çıkar. 

 

Adolesan idiyopatik skolyoz çocuklarda en sık görülen spinal anormalliktir. 
“İdiyopatik" terimi bu durumun nedeninin bilinmediği anlamına gelir. Adolesan idiyopatik skolyoz muhtemelen genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanmaktadır. Çalışmalar, anormal omurga eğriliğinin hormonal problemler, anormal kemik veya kas büyümesi, sinir sistemi anormallikleri veya tanımlanmamış diğer faktörlerle ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.

Araştırmacılar, adolesanların idiyopatik skolyozunda birçok genin rol oynadığından şüpheleniyorlar. Bu genlerin bazıları muhtemelen bozukluğa neden olurken, diğerleri omurga eğriliğinin ciddiyetini ve eğriliğin stabil mi yoksa ilerleyici mi olduğunu belirlemede rol oynar. Birçok gen çalışılmış olmasına rağmen, adolesan idiyopatik skolyoz ile birkaç açık ve tutarlı genetik ilişki tanımlanmıştır.

Adolesan idiyopatik skolyoz sporadik olabilir, bu da ailede bu durumun öyküsü olmayan kişilerde ortaya çıktığı veya ailelerde kümelenebileceği anlamına gelir. Adolesan idiyopatik skolyozun kalıtım paterni belirsizdir çünkü birçok genetik ve çevresel faktör rol oynuyor gibi görünmektedir. Bununla birlikte, ergen idiyopatik skolyozu olan yakın bir akrabaya (ebeveyn veya kardeş gibi) sahip olmak, çocuğun bu duruma yakalanma riskini artırır.

Kısacası adölosan idiopatik skolyozda genetik faktörün varlığı göz önünde bulundurmalıdır.Omurga eğriliğine sahip ebeveynler özellikle çocuklarını gözlemlemeli ve bir tutarsızlık fark ettiklerinde önce ilgili hekime sonrasında konusunda uzman bir fizyoterapiste başvurmalıdır.

**** ****

Fzt. Elif Akıncı Kanal D’de Özlem Yıldız’a Konuk Oluyor

Özlem Yıldız ile programdaki konu başlıkları;
1-Özellikle okul çağında çocukların yaşadığı en büyük omurga hastalıkları nelerdir?
2-Nedenleri nelerdir?
3-Kifoz ve skolyozun tanı ve tedavi yöntemleri nelerdir?
4-Anne ve babalar çocuklarında kifoz ya da skolyoz olduğunu nasıl anlarlar?
5-Tedavi edilmeyen omurga eğrilikleri nelere yol açar?
6-Skolyoz ve kifoz tedavisini her fizyoterapist gerçekleştirebilir mi?
7-Hastalar fizyoterapist seçiminde nelere dikkat etmelidir?
8-Omurga eğriliği olan çocuk hangi egzersizi yapmalı hangisini yapmamalıdır?


Web: www.elifakinci.com.tr
Instagram : fzt.elif_aknc
Youtube : Elif Akıncı Official
mail:info@elifakinci.com.tr

--