Şubeleşmiş kuyumcu mağazalarımızdan, çiftçilik ve hayvan yetiştiriciliğine birçok farklı iş kolunda başarıyla faaliyetlerini sürdüren iş insanı Muhammet Kurtuluş, samimiyeti ve içtenliğiyle sorularımızı yanıtladığı röportajı sizlerle.
Merhabalar Muhammet Bey. Okurlarımız için kendinizi tanıtır mısınız?
Merhabalar... Adım Muhammet Kurtuluş. 1971 Trabzon - Of doğumluyum. Evli ve 3 çocuk babasıyım. 1980 yılında Körfez’e geldim ve ilk okul, orta okul ve liseyi öğrenimimi burada tamamladım. Şu anda üniversitenin iktisat bölümünde bulunan Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkiler Bölümü son sınıf öğrencisi olarak devam etmekteyim.
Kuyumculuk sektörüne ne zaman ve nasıl giriş yaptınız?
Yakın bir arkadaşımla birlikte, elimizdeki Renault Flash marka otomobilimizi satarak ufak bir dükkân açtık. O günden bugüne geçen süreçte kader yüzümüze güldü ve bu günlere geldik.
Kuyumculukta kalite kontrol ve işçilik konusundaki standartlarınız nelerdir?
Kendi ürünlerimizi atölyelerimizde birçok ürünümüzü kendimiz yaptırırız. Çoğunlukla fuar ürünlerinden ilham alırız. Yani fuara çıkan trend ve farklı ürünleri vitrinlerimizde müşterilerimizin beğenisine sunarız. Kaliteli ve temiz iş yapmaya çok özen gösteririz.
Kuyumculuk sektörü haricinde birçok farklı sektörde faaliyet gösteriyorsunuz. Diğer işlerinizden de kısaca bahseder misiniz?
2010 yılında ticaret yapabilmek için Bulgaristan’a gittik ve ithal kurbanlık aldık; daha sonrasında aldığımız bu ithal hayvanların gebe olduğunu öğrenince kışı geçirmek ve bakacak yerimiz olmadığı için de çiftlik alma zarureti doğdu. Kaldı ki bu bir üretim işi ve bizde üretime meraklı ve gönüllü insanlar olarak bu vesileyle kendi sektörümüz dışında bir sektörde faaliyet göstermeye başladık. Gebe kalan koyunlar doğurmaya başladığı an, meradan bir yer daha aldık ve bu şekilde hayvancılık ve çiftçilik işine girmiş olduk. Bu gelişmelerden sonra Trakya Bölgesi’nde hayvancılık işine yoğunluk verdik. Edirne/Uzunköprü, Tekirdağ/Hayrabolu ve Kırklareli/Havza olmak üzere büyükbaş ve küçükbaş çiftliklerimiz var. Çiftliklerimizde ürettiğimiz ürünleri, Körfez’de “Hayrabol Et ve Süt Ürünleri” adlı doğal ve organik ürünler mağazamızda satıyoruz. Bunlar haricinde Lüleburgaz’da kum maden ocağımız var. Topraktan ve tarladan alıyoruz, kum ve çakıl haline getirerek piyasaya satıyoruz. Akabinde madenini aldığımız toprağı tarım arazisine uygun hale getirip buğday, arpa, yulaf, mısır ekerek hayvanlarımızın yem ihtiyaçlarını bu vesileyle bir kısmını karşılıyoruz.
Müşteri memnuniyetini nasıl sağlıyorsunuz ve müşteri ilişkilerini nasıl güçlendiriyorsunuz?
Temel felsefemiz müşterinin haklılığını ilk planda tutmaktır. Birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızın en önemli özellikleri insan odaklı bir davranış göstermeleridir. Çok şükür her çalışan arkadaşımız aileden insanlar gibi davranmakta, müşteriyi de “velinimet gören” bir anlayışla gönüllerini kazanmaktadırlar. Kurumsal kimliğimiz sevgi ve saygıyı önde tutan bir anlayışla her geçen gün daha da pekişmektedir.
Zorluklarla başa çıkma konusunda yaşadığınız deneyimlerden birini paylaşabilir misiniz?
Başladığım işlerde; bu işten sonuç alamam, yapamam, çok zor, imkânsız… gibi düşüncelere hiç yer vermedim. Çok sevdiğim, güvendiğim dostlarımın bazen istihza ile yaklaştıklarını, bazen endişeye kapıldıklarını gördüm. “Her işe el atıyorsun, yanlış yapıyorsun, bir tek alanda büyümeye bak…” diyen dostlara tatlı bir tebessümle yaklaştım. Birçok dosta; “çalışan kul mahrum kalmaz, merak etmeyin” dediğimi hatırlıyorum. Karamsar tavırla bana yaklaşan dostlarımı da kırıp dökmeden ikna ettiğimi ve sonuçta başarımı gördüklerinde yanıldıklarını itiraf ettiklerini gördüm. Başarı, benim için şahsi bir durum olarak değil, birlikte ekmek yediğim insanların başarısı olarak mutluluk getirdi. Tabii ki zor ve sıkıntılı dönemlerim oldu. Hayvancılık işi yaparken 4 ay doğru dürüst uyumadığımı bilirim. Hayvan yetiştiriciliği ve çiftçilik işinin zor olduğunu söylediler gerçekten az önce söylediğim gibi zordu ama zorluğun meyvelerini toplamaya başlayınca insan başarılı olduğunu hissediyor.
Geleceğe dair hayalleriniz neler?
Çocukluğumdan beri birçok hayalim olmuştur. Bir kısmını başarmak nasip oldu, bir kısmı da kendi eksikliğim sebebiyle gerçekleşmemiş olsa da hayallerimin peşinden koşmaya devam etmekten hiç yorulmadım. Çalışanlarımı çalışan sıfatıyla hiçbir zaman görmedim, onları aile fertleri olarak görüyorum. Bu sebeple kendi hayallerim ışığında sektörde birlikte çalışmaya fırsat bulduğumuz çalışma arkadaşlarımızla bu yolda hep birlikte hayallerimiz doğrultusunda bir aile gibi çalışmaya devam edip beraber bu yolda başarılı olacağımıza inanıyorum ve başarılı olacağız.
Büyüklerimizin de dediği gibi iyi yiyin, iyi giyinin, çok çalışın, daha çok çalışın ama cebinize koyun gönlünüze koymayın.
Böylesine yoğun bir iş hayatı sizi yoruyor mu?
Yukarıda da belirttim, 7 yaşımdan itibaren aktif olarak çalışıyorum. Çalışmak benim hayat enerjimdir. Allah’ın bir lütfu olarak düşündüğüm yüksek bir çalışma azmine sahibim. Asla yorulmuyorum, tam tersi dinamizmim çalıştıkça gelişiyor. Yoğun çalışmak benim için hayatın anlamı… Yarın ne olur, onu ancak Allah bilir.
Kocaeli'de özellikle de Körfez’de çok sevilen bir isimsiniz. Bu popülariteyi nasıl sağladınız?
Ben insanları çok seviyorum. Çalışmamı bundan sonrası için tamamen muhitimin insanlarına tahsis etmiş bir insan olarak, onlara bakış tarzımın bir yansıması olarak, onlar da beni değerlendiriyor olmalılar. “Nasıl bakarsan öyle görürsün” derler. Ben güzel bakıyor ve her şeyi güzel görüyorum.
Yorumlar (0)