Diyetisyen Zeliha Alagöz ile bu ay; sağlıklı beslenmenin önemi, günlük su tüketimi, spor, diyet çeşitleri ve zayıflama çaylarının zararları hakkında konuştuk. Bilgilendirici röportajımız sizlerle..

Bize kendinizden bahseder misiniz? Diyetisyen olmaya nasıl karar verdiniz?

Merhabalar.. Aslında bu sorunun çok eğlenceli bir cevabı var benim açımdan. Ben liseden mezun olduğumda ilk Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Mühendislik bölümüne yerleştim. Hazırlığı ve 1.sınıfı okudum. 2. sınıfın başında bir bilgisayar dersinde istediğim mesleğin bu olmadığını ve yapamayacağımı düşünüp önümdeki bilgisayardan diyetisyenlik fakültesinin hangi üniversitelerde olduğunu araştırdım. O gün okuldan çıktım ve çıkarken de arkadaşlarıma bir daha o okula öğrenci olarak gelmeyeceğimi söyledim. Yeniden üniversite sınavına hazırlanmaya başladım. Dershaneye kayıt yaptırdım. 3 yılımı yaktığım için çevremden de negatif yorumlar aldım. Fakat bu yorumlara kulağımı tıkadım. Zira ben diyetisyen olmak istediğime emindim. Yaptığım en doğru şeyin bu olduğunu düşünüyorum. İyi ki bu kadar radikal bir karar almışım. Evet, üç yılı yakmak çok kolay değildi ama her zaman bu konuda doğru bir seçim yaptığımı düşünüyorum.

Kariyeriniz nasıl başladı? Danışanlarınızla aldığınız güzel sonuçları nelere borçlusunuz?

Bundan üç buçuk yıl önce eşimin tayini sebebi ile İzmit’e taşındığımızda şehirde bir kişiyi bile tanımıyorduk. Hatta buraya hayatımda ilk defa gelmiştim. O dönemlerde çok stresli, mutsuz ve gergindim. İşsizlik psikolojisi beni çok negatif etkilemişti. Sevgili Diyetisyen Volkan abimin( o dönemlerde tanımıyordum fakat artık onu abim olarak görüyorum) kliniğine girip, “Merhabalar, ben diyetisyenim, iş arıyorum.” dedim. O da beni, kendi kliniğimi açmadan önce 2 yıl boyunca çalıştığım kliniğe götürdü. Klinikte benimle 5 dakika önce tanışmış olmasına rağmen, akrabası olduğumu ve bana her şeyiyle kefil olduğunu söyledi. Ben de böylece hayatımda ilk defa gittiğim yerde bunca işsizliğe rağmen karşıma bu kadar mükemmel bir insanın çıkmasıyla iş buldum. Hayatımın en müthiş tesadüflerinden biriydi. Volkan abimle şu an gerçekten akraba gibiyiz. Ben zaten enerjiye çok inanırım ve bol bol olumlama yaparım. Hayatımda da birçok kez böyle güzel tesadüfler de yaşamışımdır. Sonrasında da bir danışan, iki danışan derken süreç ilerledi ve her şey yolunda gitti. Bu anlamda kendimi çok şanslı hissediyorum.

İşinizde ve hayatınızda süregelen bu başarınızı neye borçlusunuz?

Benim danışanlarım ile aramda mesafeli bir ilişki yoktur açıkçası. Bu sadece işimde değil, genel yaşantımda da böyle.. Çok sıcak kanlı bir yapım var ve tabii bu işime de yansıyor. Danışanlarım ile birlikte alınan güzel sonuçlara onlardan daha fazla sevinip, bol bol alkışlar ve sevinç çığlıklarıyla dolu, enerjisi yüksek seanslar geçiriyoruz. Kurduğumuz yakın bağ ve onların sevinçlerine ortak oluşum her zaman motivasyon anlamında çok destekleyici oluyor. Kilo kaybı yaşanmayan haftalarda da danışanlarıma yaptığım motive edici konuşmalar ve tekrar uygulanabilecek programları verişim sebebi ile bir sonraki hafta güzel sonuçlar alıyoruz. Genellikle beni başkalarına tavsiye eden danışanlarım da motive edici yönüm sebebi ile tavsiye ettiklerini söylüyorlar.

Siz hiç kilo almıyor musunuz? Sizin beslenme şekliniz nasıl?

Aksine.. Hayatı diyetle geçenlerdenim. Her zaman yaşıtlarıma göre kilom ileride seyretti. O yüzden ömrüm diyetle geçti. Lise ve üniversite yıllarımda çok fazla diyetisyene gitmişliğim var. Hala da çok kolay kilo alıyorum. Ne yazık ki yiyip yiyip almayan kişilerden değilim. Açıkçası ben de onları birçok danışanım gibi kıskanıyorum. Keşke yiyip yiyip almasak ama ben de kolay kilo alıyorum. Zaman zaman çok yediğim, kendimi bıraktığım günler ve dönemler oluyor. Sonrasında sıkı diyetler yapıyorum. Koruma dönemleri çok daha önemli. Verdiğim kiloyu korumak adına  kilomun daha ileriye gitmemesi için minik bir kilo aldığımda müdahale ediyorum. Birkaç kilo iken müdahale ediyorum ki daha fazla olmasın.

Sağlıklı beslenmek için nelere dikkat etmeliyiz?

Bu sorunun cevabında sıklıkla bahsettiğimiz, hepimizin bildiği çok temel şeylere değineceğim. Belki biraz klişe gibi olacak ama bunlar kalıplaşmış ve gerçekten doğru olan etkenler. Düzenli su tüketimi çok çok kıymetli. Biz ne yazık ki konu yemekler olunca yağı göz kararı koyuyoruz. Aslında yağı da ölçülü bir şekilde tüketmekte yarar var. 1 porsiyona 1 tatlı kaşığından fazla olmayacak şekilde yemeklerimizi pişirmeliyiz. Buna salatalarımız da dahil.. Bunun haricinde posa tüketimi de çok önemli. Posalı beslenmeye gayret göstermeliyiz. Düzenli protein tüketimi çok önemli. Meyve de tüketmeliyiz fakat bu da porsiyon kontrolünde olmalı. Şeker içerdiği için hiç tüketmemek gibi bir önyargıya da gerek yok. Kiloya göre değişkenlik göstermekle birlikte günde 2-4 porsiyon meyve tüketebiliriz.

İnsan vücudunda suyun önemi çok büyük. Günlük su tüketimimiz ne kadar olmalı? Su içmekte zorlananlar neler yapabilir?

Günlük su tüketimi kilogram başına 30 ml olmalı. Örneğin; 80 kg bir birey 2400ml su tüketmeli gibi..

Tabii spor yapıyorsak veya emzirme gibi bir durumumuz varsa bu ihtiyaç daha fazla da artabilir. Su içmekte zorlananlar ise sevdikleri meyvelerin kabuklarını ya da tarçın gibi baharatları sularının içine ekleyip içimini keyifli hale getirebilirler.

Zayıflama ilaçları ve çayları hakkında ne düşünüyorsunuz? Diyetisyen olarak danışanlarınıza tavsiye eder misiniz?

Hayır, asla ve asla tavsiye etmem. Zayıflamanın doğru ve yanlış yolları vardır. Doğru yolu bir diyetisyen desteği almak, hekim ve diyetisyen kontrolünde bu süreci yönetmektir. Ne yazık ki zayıflamak insanların ciddi bir zaafı. Bu zaaflardan yararlanan birçok firmanın ürettiği; hiçbir gerçekliği ve kalıcı etkisi olmayan, sağlığa zararlı zayıflama ilaçları ve çaylar ise yanlış bir zayıflama yoludur. Bunlar kısa ve uzun vadede çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Bu nedenle böyle ürünleri önermiyorum.

Ofisinizdeki Andulasyon Cihazı ile ilgili bilgi verir misiniz?

15 dakikalık andulasyon seansı 2,5 saatlik yürüşe denktir. Yağlanmayı azaltır. Metabolizmayı şaşırtır.( Uzun süre diyet yapmış metabolizmalarda sadece diyetle sonuç alamadığımız noktada bu cihazla birlikte metabolizmayı şaşırtıp yeniden kilo verimine ivme kazandırıyoruz.) Titreşim yoluyla incelme sağlar. Andulasyon cihazı, bağırsakları destekliyor.(Bağırsak vücudun ikinci beyni, bağırsaklar desteklendiği vakit kilo verme süreci de hız kazanmış oluyor.) Ödem sorunu için güzel bir çözümdür.(Kilo verme süreçlerinde ödem problemi çok yaşanıyor, ödem atmada müthiş destekçi..) Sıkılaşma sağlar. (Bölge seçilebilir.) Selülite iyi gelir. Uyku kalitesini arttırır. En önemlisi de metabolik dirençleri kırar.

Tabii ki andulasyon cihazı spor ve diğer diyete yardımcı faktörler gibi sağlıklı beslenme ve diyetle desteklediğinde faydalıdır. Beslenme düzelmez ise çok faydası olmaz.

Sadece diyetle kilo verilebilir mi? Sporla diyetin ilişkisi nasıl olmalıdır?

Aslında bu sorunun cevabı danışanın durumu ile çok alakalı. Yani danışanın kaçıncı haftasında olduğu, kaç kilogram olduğu, genel hayatındaki fiziksel aktivite durumu gibi faktörler önemli. Genel olarak şöyle özetleyebilirim. Diyetin ilk birkaç haftası veya birkaç ayında sporsuz da kilo kaybı görülebilir. Fakat bir noktada spor dahil edilmelidir. Diyetin ilerleyen haftalarında sadece diyetle yanıt alınamayacak bir noktaya gelinebilir. Üstelik verilen kilolardan kaynaklı sarkmalar da meydana gelebilir. Dolayısıyla bir noktada sporu eklemek şart. Bu spor her zaman profesyonel ve çok vakit alan bir tür olmak zorunda değil. Evde yapılabilen ya da sadece yürüyüş gibi daha hafif ve kısa süren egzersizler de olabilir.

Sosyal hayatınızda nasıl birisiniz? Hobileriniz nelerdir?

Haftada iki gün spor yapıyorum. Bir dönem tenise de gittim. Haftada bir gün pilates yapıyor, bir gün de personal trainer eşliğinde çalışıyorum. Bunun dışında arkadaşlarımla buluşup keyifli vakitler geçiriyorum. Kitap okumayı çok severim. Her zaman başucumda kitabım vardır. Lise ve üniversite dönemimde tiyatro ile uğraştım. Hatta Müjdat Gezen’den sertifika bile aldım. O günleri çok özlüyorum. Tekrardan tiyatro ile uğraşmak da hayallerimin arasında. Umarım kendimi bir gün yeniden sahnede görebilirim.

Aralıklı Oruç, Ketojenik Diyet, Akdeniz Diyeti gibi birçok çeşitli diyetler bulunuyor. Sizin danışanlarınıza ağırlıklı olarak önerdiğiniz bir beslenme yöntemi var mı?

Bu yöntemlerin tamamını zaman zaman kullanıyorum işin doğrusu. Fakat genel olarak en aktif kullandığım diyet çeşidi "Akdeniz Diyeti” diyebilirim. Sürdürülebilirlik bakımdan en uygununun bu olduğunu düşünüyorum ama süreçler içinde danışan talebi veya metabolik tıkanmaların yaşanması sebebiyle diğer diyet çeşitlerinden de faydalanabiliyorum.

İşinizde ve hayatınızda süregelen bu başarınızı neye borçlusunuz?

Benim danışanlarım ile aramda mesafeli bir ilişki yoktur açıkçası. Bu sadece işimde değil, genel yaşantımda da böyle.. Çok sıcak kanlı bir yapım var ve tabii bu işime de yansıyor. Danışanlarım ile birlikte alınan güzel sonuçlara onlardan daha fazla sevinip, bol bol alkışlar ve sevinç çığlıklarıyla dolu, enerjisi yüksek seanslar geçiriyoruz. Kurduğumuz yakın bağ ve onların sevinçlerine ortak oluşum her zaman motivasyon anlamında çok destekleyici oluyor. Kilo kaybı yaşanmayan haftalarda da danışanlarıma yaptığım motive edici konuşmalar ve tekrar uygulanabilecek programları verişim sebebi ile bir sonraki hafta güzel sonuçlar alıyoruz. Genellikle beni başkalarına tavsiye eden danışanlarım da motive edici yönüm sebebi ile tavsiye ettiklerini söylüyorlar.

Yahya Kaptan Mah. Şehit Ali İhsan Çakmak Sk. Nazer İnn İş Merkezi Kat:1 Ofis No:6 İzmit/KOCAELİ

0553 660 57 75 - 0552 742 41 12 

instagram: dytzelihaalagoz