Günümüzde inşaat ve hizmet sektöründe bu derece başarılı hikâyeler nadir bulunur. UB Grup Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Baştan’ın hikâyesi de işte bu nadir bulunanlardan. 2017 yılında İstanbul’dan memleketi Sakarya'ya taşınan ve burada büyük projelere imza atan Uğur Bey, hem inşaat hem de kahve sektöründe adından başarılarla söz ettiriyor.

Kapak konuğumuz UB Grup Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Baştan’ın başarılarla dolu hikâyesi sizlerle...

 

Keyifli okumalar...

 

Merhaba Uğur Bey, öncelikle bize kendinizden biraz bahseder misiniz?

Merhaba... 35 yaşındayım, evliyim ve üç erkek çocuğum var. Kamu yönetimi ve siyasal bilimler mezunuyum. Doğma büyüme İstanbulluyum ama aslen Sakaryalıyım. Asıl işim inşaat ve gayrimenkul üzerine; konut ve ticari proje müteahhitliği yapıyorum. Ticarete erken yaşlarda atıldım. İlk ticari deneyimim İstanbul’da telefon bayiliğim vardı. Sonrasında kurumsal şirketlerde yaklaşık 5 sene çalışma fırsatım oldu. 2017 yılında Sakarya’ya taşındım ve hâlâ burada yaşıyorum.

İnşaat sektörüne nasıl başladınız?

 

İnşaat sektörü ile yakınlaşmam, İstanbul’da çalıştığım kurumsal şirketlerde gayrimenkul satışları yaptığım dönem başladı. Yerli ve yabancılara konut satışı yapıyorduk. Ben de o dönem kendi birikimlerimlerim ve kazançlarımla kendi adıma da gayrimenkul yatırımları yapmaya başladım. Sonrasında, "Artık ben de inşaat yapabilirim" diye düşündüm. Tabi düşünmek kadar kolay olmadığını sektöre girdikten sonra daha iyi anladım;) İlk inşaat projemi 2017 yılında Sakarya'da yaptım. 24 bağımsız villadan oluşan bölgenin benzersiz nitelikte projesiydi. İstanbul’da yaşadığımız ve gördüğümüz sayısız proje Sakarya’nın eksiklerini görmeme yardımcı oldu. Bölgenin ihtiyaç ve konseptine uygun projeler çıkarınca talep de ona göre bir hayli mutlu etti. Müteahhitliğe başladığım ilk süreçlerde "2018 krizi dönemleri"  o günkü piyasa şartlarına göre hiç kolay olmadı. Hatta kendime; "ben ne güzel alıp satıyordum, hiçbir şeye karışmıyordum, sanıldığı kadar kolay değilmiş müteahhitlik" diye söylendim. Tabi bu düşüncelerden sonra tekrar arayış içerisine girme talebi oldu kendimde. Yine bölgenin neye ihtiyacı var derken hizmet sektörü ile yakınlaşma durumum oldu. 20.000 m2 arazi üzerine bir sosyal tesis projesi geliştirdik. Burada; düğün salonları, halı sahalar, kafeteryalar bulunuyordu. Kafamdaki düşünce yani ne kadar ekonomik kriz olursa olsun insanlar evlenecek, bir saatte olsa gelip maç yapar, ekonomik kriz falan çok etkilemez diyordum. Yani büyük paradan ziyade küçük sürekli para mantıklı olur diye düşündüm. Tabi yine yatırım yaptığımız bölgede emsalsiz bir proje ortaya çıktı. Çokta güzel oldu. Derken.., projeyi tamamladık ve 2 ay sonrasında pandemi patladı;) Güzelim tesisin kapısına kilit vurduk, yaklaşık 2 sene çalışamadık…

 

Pandemi süreci işlerinizi nasıl etkiledi?

Pandemi ile birlikte alınan kararlar ile tesisin çalışma şansı yoktu. Yaptığımız villa projesi de bölgede ses getirince müşterilerden "inşaat yapmayacak mısınız ? " gibi talepler gelmeye başladı. Pandemi sırasında inşaat sektöründe çalışmakta bir problem yoktu. Yapı olarak çok fazla yerinde duramayan biri olduğumdan tekrar müteahhitlik yapmaya başladım. Yaklaşık 2 yıl içerisinde 250 bağımsız bölüm yaptık ve 14 farklı proje gerçekleştirdik. Tabi bu süreçte tesis çalışmaya başladı ve her şey güzel gidiyordu. Ancak, pandemi sonrası malum enflasyon ve maliyet artışları inşaat kısmında karlılıkları çok düşürmeye başladı. Maliyetler nedeniyle projeleri durdurma kararı aldım.

 

İnşaat sektöründe başka projeleriniz var mı?

Şu anda devam eden bir sanayi projemiz var. 78 tane sanayi ve bağımsız ticaret merkezi dükkanı yapıyoruz. Kaba inşaatı bitmek üzere, 3-4 ay içerisinde tamamlamış olacağız. iki yeni projemiz daha var. Bunlardan biri 6000 m² arazi üzerine açık AVM olacak. Yaklaşık 37 dükkandan oluşan çok özel bir proje. Bir diğeri ise Adapazarı merkezde organize sanayi projesi; burada yaklaşık 110 tane 500m² fabrikamız olacak. Depolama ve imalat üzerine çalıştığımız projede zemin çalışmaları ve ruhsat aşamasını tamamlamak üzereyiz. Sene sonuna doğru inşaatına başlamayı hedefliyoruz.

Peki, inşaattan hizmet sektörüne tekrar geçişiniz nasıl oldu?

Aslında bence artık ticarette stratejiyi iyi tasarlamanız gerekiyor. Doğru zamanda doğru kararı vermek çok önemli. İnşaat maliyetleri ve enflasyon artmaya devam ederken 2022 yılında ben en iyisi tekrar küçük paraya döneyim diye arayışa başladım. Özellikle pandemi ile birlikte tüm dünyanın ne yapacağını şaşırdığını düşünüyorum. Tabi ticaret yapan insanlar için bu daha zor bir hal almaya başladı. Faizler, maliyetler, enflasyon derken insanlar artık tüketime daha fazla yönelmeye başladı. Sanırım bir de pandeminin verdiği "evde kalma" etkisi sonrasında yeme içme sektörüne iyi bir ivme kazandırdı. Ben de bunun üzerine çalışmalar yapmaya başladım.

EspressoLab markası ile nasıl tanıştınız?

İnşaat sektöründen uzaklaşmaya başladıkça, hizmet sektörüne ilgim arttı. Yeni nesil kahve sektörü çok dikkatimi çekiyordu. 2022 yılında EspressoLab markası ile tanıştım. Kahve sektöründe doğru firmayı bulmak çok önemli. EspressoLab'ın ürün ve hizmet kalitesi beni etkiledi. İlk şubemizi Sakarya Akyazı'da açtık ve çok güzel ilerledi. Sonrasında şubeleşme üzerine hamleler yapmaya karar verdim. Ardından; Sakarya’da; Hendek ve Karasu, Kocaeli’de Umuttepe ve Bodrum Marina’da şubeler açtık. Şu anda güncel olarak 10 aktif şubemiz var ve yakın zamanda 10 tane daha açmayı planlıyoruz. Marka ile güncel franchise anlaşmamızda 20 şube bulunuyor.

EspressoLab ile gelecek planlarınız neler?

Şu anda 20 şube sözleşmemiz var ve bunlardan 10 tanesi aktif durumda. Sakarya ve Kocaeli'deki ilçelerde mağazalar açmaya devam ediyoruz. İstanbul Anadolu Yakası ve Ankara’da da şubeler açmayı planlıyoruz. 2025 yılına kadar 20 mağazayı tamamlamayı hedefliyoruz. Ayrıca, ilk yurt dışı şubemi Londra’da açmayı planlıyorum. Bunla ilgili gerekli aksiyonları almaya başladım. Yakın zamanda nasip olursa ilk mağaza için harekete geçeceğim. EspressoLab, yurt dışında  mağaza sayısı her geçen gün artıyor. Londra’da da ilk şubenin ardından kısa bir süre içerisinde buradaki gibi şube sayısını artırmayı düşünüyorum.

Peki sizce EspressoLab’ın kahve sektöründe bu kadar başarılı olmasının sırrı nedir?

EspressoLab’de kaliteye ve detaylara çok önem veriliyor. Arka planda operasyonda çok başarılı tabi. Ürünlerimiz günlük olarak taze geliyor ve müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz. Her mağazamızın konsepti farklı ve özenle tasarlanmış. Müşterilerden aldığımız olumlu geri dönüşler bizi motive ediyor ve her geçen gün kendimizi daha da geliştiriyoruz. EspressoLab, birçoğumuzun iyi bildiği Sütiş markasınında sahibi Kocadağ ailesine ait. Sektörde geçmişi ve başarıları zaten EspressoLab’ın da kalitesini her geçen gün yukarı taşıyor. Örneğin sütler günlük olarak kendi çiftliklerinden geliyor. Ürünler taze ve günlük olarak sevk ediliyor. Bu, sektör için bence çok önemli. Markalaşma sürecini çok iyi yönetebilmiş bir marka. Tamamen yerli bir marka olan EspressoLab, tüm dünyada yükselişini sürdürecek ve adını duyurmaya devam edeceğine inanıyorum. Biz de EspressoLab ile birlikte büyüyerek hedeflerimize devam etmeyi planlıyoruz.

Yuvacık Strada Meydan AVM şubesi bu ay açıldı. Bu şube için ne söyleyeceksiniz?

Her şubemizin ayrı bir tarzı ve dekorasyonu var. Açılacak olan mağazaya EspressoLab mimarları gelerek eşsiz bir tasarım çıkarıyor. Her bir şubede en üst kalitede nitelikli ürünler, özgün tasarımlar ve maliyetten kaçılmadan yapılan fantastik tasarımlar hakim. EspressoLab, kahve ve diğer ürünlerinde olduğu gibi iç dekorasyonu konusunda da aynı kaliteye ve hassasiyete sahip. Hijyen ve temizlik şubelerimizin en belirgin özelliklerinden. Burada masaları veya ortamı kirli, dağınık ya da bakımsız göremezsiniz. Strada Meydan AVM’de çok özel bir proje olarak bizi heyecanlandıran lokasyonlarımızdan biri. İçeride bulunan diğer markalar da çok iyi. Burada 650 m2, iki katlı bir şubemizi açtık. EspressoLab deneyimini yaşamak için çok güzel bir şube diyebilirim.

Başiskele sahile 2 dönüm üzerine EspressoLab geliyor...

Şu anki 10 mağaza içerisinde en büyük şubem Başiskele sahile açılacak olan sahil şubesi. Burası bizim tüm şubelerimiz arasında en etkileyici olanlarından biri diyebilirim. Sahildeki arsaya sıfırdan inşa ettiğimiz devasa kahve dükkanı ve yaşam merkezi standartların çok ötesinde. İçeride ateş çukurlarından work shop alanlarına, farklı oturma gruplarından tasarımsal kahve barlarına çok ama çok özenilmiş bir proje oluyor. Buraya sadece Kocaeli değil, çevre illerden dahi özel olarak misafirlerin geleceklerini düşündüğümüz bir mağaza. Artık insanlar sadece kahve içmek için dışarıya çıktığında bile mekanlarda uzun süre vakit geçiriyorlar. EspressoLab’ın mağaza konseptleri buna çok uygun. Başiskele sahil projemizin birçok farklı özelliği ile bölgenin sosyal yaşam ihtiyaçlarını karşılayacağına eminiz. İnşallah yakın zamanda inşaatını tamamlayıp müşterilerimiz ile buluşturacağız.