Hazırlayan: Ecrin Aslan
Bilnet Okulları 11. sınıf öğrencisi Ecrin Aslan, okulunun düzenlediği “Rönesanstan Günümüze Fizik ve Matematik” temalı Avrupa gezisinde yaşadıklarını anlattı. Macera dolu günler geçiren ve harika hatıralarla geri dönen genç yazarımız, ilk yazısı ile sizlerle buluşuyor.
Keyifli okumalar...
*** ***
Ekim ayında tüm Bilnet Okulları’nda duyurusu yapılan “Rönesanstan Günümüze Fizik ve Matematik” temalı; içeriğinde İtalya-Fransa-İsviçre gibi harika ülkeleri kapsayan yurt dışı gezimize kayıt yaptırdıktan ve aylarca heyecanlı bir şekilde hazırlık yaptıktan sonra başladık artık hiç olmadığı kadar yakın olan o büyülü tarihi beklemeye. 18 Mart 2023!!!
Gezi rotamız çok güzeldi; 18 Mart sabahı buluşma noktamız olan Arasta Park AVM’de birlikte geziye gideceğimiz arkadaşlarımla buluştuktan sonra otobüslerle Sabiha Gökçen Havalimanı’na gittik. Otelin beraber kalacağımız belli olan arkadaşım Ekin ile daha önceden pek tanışıklığımız olmasa da otobüste çabucak kaynaştık. Havalimanında her şey çok çabuk oldu. Üst araması, check-in işlemleri, pasaport kontrol ve uçağa biniş. Sayılı kere yurt dışına çıkmış biri olarak ve ilk defa ebeveynlerim yanımda olmadığından biraz telaşlandım fakat her şey su gibi akıp gitti. Kapımızın açılma anonsunu beklerken diğer Bilnet’lerden gelen öğrencilerle tanıştım. Uçağımıza doğru hareket ederken en yakın arkadaşım Yağmur’un korkmaya başladığını fark ettim, onu ne kadar rahatlatmaya çalışsam da pek işe yaramışa benzemiyordu. 1 saat 45 dakika süren uçuşumuzun ardından Bologna Havalimanı’na indik. Burada pasaport işlemlerimiz yoğunluktan dolayı biraz uzun sürse de sonunda İtalya’daydık.
ARTIK İTALYA’DAYIM
Havalimanından yaptığımız kısa bir yolculuğun ardından Bologna şehir merkezine ulaştık. Otobüsten indiğim anda mimariye hayran kaldım. En son sabah saat 7 - 8 civarı yemek yemiş ve kurt gibi aç olan ekibimiz için yaklaşık 1 saatlik bir serbest zaman verildi. Oda arkadaşlarım Yağmur ve Ekin ile el yapımı pesto soslu makarna yiyip küçük bir alışveriş yaptıktan sonra dinlenme süremiz bitti. Belirlenen noktada ekibimiz ile buluştuktan sonra San Petronio Bazilikası’na girip dileklerimiz için birer mum yaktık. Bu harika yerin ardından Ferrari Müzesi’ni gezmek için Modena’ya doğru kısa bir otobüs yolculuğu yaptık. Formula 1 yarışlarını seven ve izleyen birisi olarak bu araçları ve motorlarını, pit duvarının birebir örneğini görmek, ekranlardan yarış istatistiklerini izlemek ve yarış tarihini öğrenmek beni büyüledi. 30 euro ya F1 simülasyonu da bulunuyor. Ben vaktimiz olmadığı için kullanamadım fakat sizin mutlaka deneyimlemenizi öneririm.
BÜYÜLEYİCİ MİMARİ: RÖNESANS
2. gün Siena Üniversitesi Öğretim Üyesi Rönesans Tarihi Öğretmeni Songül ÇAĞLAR ile Floransa turumuza başladık. Bir Türk kadınını İtalya’da öğretmenlik yaparken görmek beni çok gururlandırdı. İlk durağımız Galileo Müzesi oldu. Songül ÇAĞLAR bize eserleri, nasıl imkanlarla yapıldığını ve tekniklerini anlattı. Gezdikçe daha da şaşırıp ağzımız açık kaldı. Çıkışta hediyelik eşya dükkânına girip birbirinden güzel kolyelerden aldım. Turumuz Floransa şehir turu ile devam etti. Songül Çağlar, rönesans döneminden ve orta çağ ve rönesans dönemi mimarisi arasındaki farklardan bahsetti. Daha net anlamamız için bizi bir meydana götürdü, etrafıma baktıkça aradaki farkı daha net anlayabildim. İtalya’nın genel olarak bu tip bir mimariye sahip olduğunu biliyordum, fakat hiç bu kadar etkileyici beklemiyordum. Dünyada insan anatomisini en iyi ele alan heykel olarak bilinen Adam Heykeli gibi birçok etkileyici eseri ziyaret etmemizin ardından Songül Çağlar ile Floransa’nın kültleşmiş sembolleri haline gelen Santa Maria Kilisesi ve Floransa Vaftizhanesi’ni gezdik. Yapının büyüklüğünü ve ihtişamını hepimiz ağzımız açık izledik. Bu büyüleyici yapıların ziyaretinin ardından Leonardo Da Vinci Müzesi’ne yürüdük. Müzenin içerisi çok güzeldi. Da Vinci’nin kendi taslaklarına dayalı olarak üretilen eserlerini kendimiz kullanarak mantığını anladık. Müzenin arkasındaki bir salonda “Son Akşam Yemeği”, “Mona Lisa” gibi eserlerinin replikaları yer alıyordu ve altın oran hesaplamasının formülünü anlatan resim bulunuyordu. Her ne kadar orijinal olmasalar bile yine de bu kadar yakından görmek benim çok hoşuma gitti.
Elektro gitar çalan birisi olarak kesinlikle gitmek istediğim yerlerden biri de Floransa’daki Hard Rock Cafe’ydi. 2 adet rozet alıp okul çantamın arkasındaki koleksiyonuma hemen ekledim. Tabii ki de oraya kadar gitmişken tasarım pena setine dayanamadım ve onu da aldım. Yanınızda 5 cent götürerek orada hatıra parası yaptırabilirsiniz. Tabi ki onu da yaptırdım. ????
HERKESİN AŞKI PİSA
Floransa turumuzun ardından Pisa kulesinin yer aldığı mucizeler meydanına doğru yola çıktık. Kulenin bulunduğu meydana vardığımızda aylardan mart ve havanın yağmurlu olmasına rağmen bu kadar kalabalık bir yer görmeyi asla beklemiyordum. Tabii ki de, herkes gibi ben de eğik kule ile bir fotoğraf çekildim. Biraz utanç ve biraz da bir daha mı geleceğim dünyaya düşüncesiyle o meşhur pozu aldım. Pisa kulesini yakınında bir kafede arkadaşlarımla güzel bir tiramisu yedikten sonra çevreyi turlamaya başladık. Evde yılladır biriktirdiğim kar küresi koleksiyonuma yenisini ekleme vakti gelmişti. Şaşırtıcı şekilde çokta pahalı olmayan bir fiyata mükemmel bir parçayı koleksiyonuma ekledim. Derken bir anda çantamın kopmasıyla meydanda dımdızlak kaldım en yakındaki hediye dükkanından bir çanta beğendim fakat fiyatının pahalı gelmesi üzerine vazgeçecekken Hintli abi benimle pazarlık yapmaya karar verdi. Şaşırtıcı bir şekilde istediğim fiyata çantayı aldım. Mucizeler meydanında da kendime bir hatıra parası yatırdıktan sonra otelimize doğru yol aldık.
GÜLE GÜLE İTALYA, MERHABA İSVİÇRE
İtalya Alpleri’nden başlayarak Fransa’ya ve ardından İsviçre’ye uzanan yaklaşık 5 saatlik bir yolcuğun sonucu İsviçre’deydik. Varış saatimiz geç olduğu için bir yemek molası verdik. Burada da İtalya’da olduğu gibi yemek için birçok alternatifimizin olduğunu gördük. Ben bir makarna aşığı olarak bolonez soslu makarna yedim ve çok lezzetli olmasının yanı sıra porsiyon büyüklüğü kesinlikle tatmin ediciydi. Fiyat - performans ilişkisini en güzel anlatabileceğim örnek; makarnamı bitirdikten sonra kalan kıymaları kaşıkla mideye indirmemdi diyebilirim. Ardından otelimize geçtik. Ertesi gün öncelikle İsviçre-Fransa sınırında bulunan ve bence dünyanın en şirin ve etkileyici kasabası olan Annecy Kasabası’na gittik. Burası için “Orta Avrupa’nın Viyana’sı” denildiğini öğrendik. Kasaba boyunca her yere giden kanallar bulunuyor. Burada bulunan ve geçmişte buranın köklü ailelerinden birinin yaptırdığı kale, daha sonraki dönemlerde hapishane olarak kullanılmış ve dünyanın en güzel manzaralı hapishanesi olarak halk arasında yerini bulmuş. Bu tatlı yerde bize verilen serbest zamanı krep yiyerek ve hediyelik eşya alarak harcadım ama asla pişman değilim. Bu durağımızın ardından gezimizin asıl varoluş sebebine doğru yola çıktık. Hedefimiz; CERN!!
CERN’DE NEYİN NESİ?
Kısa bir sürüşün ardından Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) ‘e ulaştık. Orada diğer Bilnet’lerden gelen öğrencilerle yaklaşık 140 kişilik bir ekip oluşturduk. Deneylerle ilgili bilgilerin anlatıldığı bölüme girmeye birkaç arkadaşımla birlikte şans bulduk. CERN’de çalışan ve Türk olduğunu öğrendiğimiz Prof. Dr. Kerem Cankoçak burada bize rehberlik etti. Türk bir bilim insanı gördüğümde çok gururlandım ve tüylerim diken diken oldu. Bize kendisinin de bir parçası olduğu “LHC Deneyi’ni ve ATLAS Deneyi’ni”, amacını ve prensibini anlattı. İçeride hangi teknolojilerin kullanıldığından, çalışma ortamından ve burada zamanla nasıl teknolojiler üretildiğinden bahsetti. Soru-cevap vakitlerinde sorduğum ve büyük bir ihtimalle ona saçma gelen onca soruyu büyük bir sabırla ve tane tane açıkladığı için Prof. Dr. Kerem Cankoçak’ a çok teşekkür ediyorum. Tabi ki oraya gitmişken kendime bir şeyler almayı unutmadım. Orada parçacık çarpıştırıcıda kullanılan bobinlerin oluşturduğu manyetik alanı ifade eden motifli bir bileklik ve çok hoş tasarımlar arasından kendime 1 sweatshirt ve 1 tişört aldım. Giydikçe o güzel anları hatırlayacağım.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER VE DÖNÜŞ
Gezimizdeki son sabahımızda erkenden kalkıp bavullarımızı toparladık. Otelimizde yaptığımız güzel bir kahvaltının ardından, Cenevre Birleşmiş Milletler binasına gittik. Burada Birleşmiş Milletler binasının tam karşısında bulunan “Kırık Sandalye Heykeli’ni” ziyaret ettik ve hikâyesini dinledik. Birleşmiş Milletler binasına iznimiz olmadığı için giremedik fakat 193 ülkenin bayrağını görmek bile çok güzeldi. Birleşmiş Milletler ziyaretimizin ardından artık bu harika geziye veda vakti geldi. Cenevre Havalimanı’ndan 14.10 İstanbul uçağına bindik. 3 saatlik uçuş, kitabımı bavulda unuttuğum için bana 10 saat gibi geldi fakat sonunda Türkiye’deydik. Evim evim, güzel evim şu birkaç günde edindiğim arkadaşlarım ile duygusal bir vedalaşma seansının ardından buradayım. Bilgisayar başında hayatımın en güzel anılarından birkaç parçayı sizin için birleştiriyor ve bunu kendim için unutulmaz bir hale getiriyorum. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir sonraki maceramda umarım sizlerle yeniden bir araya gelebilirim.
Görüşmek üzere! CİAO!!!
ÖZEL NOT : Gezi boyunca bizimle bir anne şefkati ile ilgilenen Kocaeli Bilnet Okulları Müdürü Yasemin Demirkol öğretmenime ve Kocaeli Bilnet Okulları Lise Müdür Yardımcısı Tülay Aydoğmuş öğretmenime çok ama çok teşekkür ediyorum. Ayrıca öğrencisi olmaktan gurur duyduğum “Kocaeli Bilnet Okulları’na sonsuuuuuuuzzzz teşekkürlerimle!!!!!
AKLINIZDA BULUNSUN
- Avrupa’da gezilecek yerler genellikle yürüme mesafesi uzaklıkta bulunuyor. Bu sebeple size en rahat gelen çantayı kullanabilirsiniz. Ben sırt çantası tercih ettim.
- Küçük şişe sular çok pahalı, ambalaja para ödemeyin. Litrelik su almayı tercih edebilirsiniz.
- Giyebileceğiniz en rahat kıyafetleri giyin. Hava sıcaklığı değişken olabileceği için içinize kısa kollu bir tişört, üstünüze hırka veya sweatshirt tarzı bir şey alıp her duruma hazırlıklı olabilirsiniz.
- Avrupa’da, Türkiye gibi bir tuvalet sistemi bulunmadığından dolayı zorluk yaşayabilirsiniz. Size tavsiyem yanınızda antibakteriyel ıslak mendil bulundurmanız.
- Aklınıza gelebilecek her türlü soru için bana instagram adresimden veya e mail adresimden ulaşabilirsiniz.
E mail: ecrindenizaslan@gmail.com Instagram: ecrindeniz_aslan
Yorumlar (0)