Sevgili okurlar merhaba,
Aromaterapi deyince kokudan ve koku hafızasından bahsetmemek olmazdı. Koku nedir? Hafıza ile ilişkisi nasıldır? Hayatımızdaki yeri nedir? Sizlere sunmak adına bu yazıyı kaleme aldım. Keyifli okumalar dilerim.
KOKU NEDİR?
Koku olarak adlandırdığımız şey aslında havada çözünmüş olarak askıda kalan, yani uçan (çok hafif oldukları için) molekül karışımlarıdır.
Herhangi bir nesnenin kokusunu algılayabilmek için o nesneden yayılan koku moleküllerinin burnumuza ulaşması gerekmektedir.
Kokusunu algıladığımız her şeyde koku molekülleri bulunmaktadır.
Bu moleküller genel olarak havaya kolay karışan, uçucu moleküllerdir.
Bünyesinde uçucu molekül bulundurmayan nesnelerin kokusunu algılamayız, cam buna güzel bir örnektir. (Bakınız Sekil1)
Koku duyusunun sırrı henüz açıklanamamıştır. Nesneleri; renklerini, şekillerini, boyutlarını ve dokularını ifade ederek tanımlayabiliriz. Sesleri de ses seviyesi, perdesi ve tonuyla tanımlayabiliriz. Ancak bir kokuyu tanıdık başka bir aromayla karşılaştırmadan tarif etmek neredeyse imkansızdır. Kokuları anlatan kelimelerimiz yetersiz. Kokuyu sadece hissedebiliriz. Kadınların koku hassasiyeti erkeklerden daha fazla (özellikle premenstruel periyotta; ovülasyonda en keskin.)
Kokuların algılanması ve yorumlanması kişiden kişiye değişmektedir. Cinsiyet ve yaş bu değişkenliğin en önemli faktörleridir. Genel olarak kadınlar erkeklere göre daha iyi bir koku duyusuna sahiptirler. Ancak yaş ilerledikçe, özellikle 60 yaşından sonra hem erkek hem de kadınlarda koku duyusu zayıflamaya başlar.
Yüzlerce reseptörün her biri spesifik bir gen tarafından kodlanır. Eğer DNA'nızda bir gen eksikse ya da gen hasar görmüşse, o gen ile alakalı kokuyu tespit edememenize sebep olabilir. Örneğin, bazı insanlar kafur kokusunu hiçbir zaman alamazlar.
KOKU HAFIZASI
Gün içerisinde farkına varmadan zamanda yolculuk yaptığınızı söylesem, inanır mıydınız?
Hem de herhangi teknolojik araca ihtiyacınız olmadan.
Sadece doğuştan sahip olduğunuz bir duyunuzu, koku almayı kullanarak geçmişten bir “an” veya “anı” hatırlamanız mümkün.
Kokuların burunda başlayan yolculuğu beyinde sinir sisteminin karmaşık yapısı içerisinde ilerlerken beyindeki koku soğanı isimli bölgeye varıyor. (Bakınız Şekil 2)
Bu soğan beyinde amigdala ve hipokampüs, hipotalamus isimli kısımlarla doğrudan bağlantılı; onlar da duyusal deneyim ve hafıza, hayatta kalma işlemlerinin aktığı yerler oluyor. Amigdala, hipokampüs ve hipotalamus beynimizde bulunan kısımlar ve hepsi ‘limbik sistem’ dediğimiz vücut sistemimizin bir parçası. Nasıl bilgisayarın çalışması için birçok sisteme ihtiyaç varsa, vücudumuzu ve beynimizi çalıştırmak için de muhteşem sistemler var. Limbik sistem de bu sistemlerden biri. Koku mekanizması bu sistemi kullanıyor ve koku hafızasından da yine bu sistem sayesinde bahsedebiliyoruz. Limbik Sistem; Tüm omurgalı varlıklarda bulunur ve bir diğer ismi de orta beyindir. Amigdala, hipokampüs ve hipotalamusun eşsiz uyumu diğer mekanizmaların olduğu gibi koku mekanizmasının da sorunsuz çalışmasını sağlıyor.
Örneğin; Bir insanla karşılaştığımızda onun kokusunu alırız. Bunun sebebi feromonların tetiklediği hormonlardır .Bu kokuyu duyduğumuz anda beynimize sinyal gider. Korkmalı mıyım? Güvenmeli miyim? Aşık mı olmalıyım? Bana ne hissettiriyor? Bu sorulara hipotalamus cevap verir ve hormonlarımızı tetikler. Görme, işitme veya dokunma duyuları ile ilgili bilgiler amigdala ve hipokampüsten geçmezken koku duyusunun tam olarak tetiklediği bölge burasıdır. Hafızanın derinliklerini harekete geçirmesinin altında da bu anatomik yapının yattığı düşünülüyor. Ayrıca; hipokampüs koku hafızası ile ilgili kısımla da ilgilidir.
Geçmişte yaşadığımız bir deneyim sırasında eğer bir kokuyu hissetmişsek, aynı kokuyu duyduğumuzda yaşadığımız o ana gitmemiz hipokampüsün bu işlevi nedeni ile olmaktadır. Çok sevdiğimiz ya da nefret ettiğimiz bir kişinin kokusuna benzer bir koku duyduğumuzda, örneğin; kullandığı parfümü, farklı bir yerde yeniden kokladığımızda o kişiyi hatırlamamız da yine hipokampüsün bu işlevi sayesinde olmaktadır. Koku hafızası dünyadaki en iyi hafıza şeklidir.
Amigdalaya gelince, temel duygular ve hayatta kalma içgüdüsü buraya hakimdir.
Limbik sistemde, amigdala duygularımızın kaptanıdır.
Sadece bu değil, aynı zamanda hipokampusla bağlantılı olarak duygusal anılar da yaratır. Duygular; hisler, tepkiler ve anılardan sorumludur. Koku mekanizması duygularımızı, tepkilerimizi ve anılarımızı canlandırma da bu yüzden çok önemli bir rol oynar. Sıcak ekmek kokusu duyduğumuzda açlık hissetmemiz amigdalanın bu işlevi sayesinde gerçekleşir. Kokulara verilen duygusal yanıtları belirleme de temel işlevi vardır. Ve kokuların biz de yarattığı endişe, heyecan, mutluluk gibi cevapların ana oluşturulma merkezidir. Örneğin, evinize giren bir hırsız var. Hırsızın girmesi anında yaşanılan korku, endişe, vurma ya da kaçma hissini amigdala yaratır. İnsanlar da koku duyusu hayvanlara göre daha az etkili olsa da önemli bir rol oynar. Özellikle eş seçiminde etkili olurken, insanın anne karnında ilk gelişen duyusu olduğu için bebek doğduğu zaman da anne kokusunu diğer kokulardan ayırt edebilir. Bebekler doğduğunda hafızalarında gebelik döneminde anneden aktarılan duyusal bilgileri depolar. Bebeğin burnu, gebeliğin 11-15. haftaları arasında oluşur.
İnsanoğlunun doğuştan itibaren var olan koku ile serüveni hayatımızın önemli bir kısmını oluşturuyor. Bilinçli farkındalığımızın dışında gelişen birtakım olaylar sonrasında koku duygumuz harekete geçiyor. Günümüzde kokunun duygular ve hafıza üzerine etkisi farklı alanda kullanılıyor. Özellikle müşteri bağlılığı ve satın alma kararı oluşturma gibi pazarlamayı ilgilendiren konularda sıkça kokunun gücünden yararlanıldığını görüyoruz. Birçok büyük şirketin mağazalarına girdiğinizde hep aynı kokuyu duymanız rastlantısal değil.
Peki sizin hayatınız da kokunun yeri nedir?
Ayçin Öztürk
Yorumlar (0)