Bir çocuğu sevgiyle büyütmek, yalnızca ona iyi davranmak veya hediyeler almakla sınırlı değildir. Sevgi, bir çocuğun her anında hissettiği bir bağdır; bakışlarımıza, ses tonumuza ve davranışlarımıza yansıyan bir güçtür. Sevgi dolu bir ebeveyn, çocuğun duygu dünyasına dokunmayı bilir. Onun hatalarını cezalandırmak yerine anlamaya çalışır, başarılarını övmekle kalmaz, çabalarını da takdir eder. Bu yaklaşım, çocuğun kendine olan güvenini artırırken, değerli ve sevilen bir birey olduğunu hissetmesini sağlar.

Bir çocuğun sevgi dolu bir ortamda büyümesi, yalnızca bireysel gelişimine değil, aynı zamanda topluma da olumlu katkılar sağlar. Sevgiyle büyüyen çocuklar, paylaşmayı, empati kurmayı ve başkalarına değer vermeyi öğrenirler. Bu değerler, gelecekte daha adil ve anlayışlı bir toplumun temel taşlarını oluşturur. Çocuklara sunulan sevgi, onların başkalarına duydukları sevgiyi ve şefkati büyütür; tıpkı bir fidanın sevgiyle büyütülerek güçlü bir ağaca dönüşmesi gibi.

Bilimsel araştırmalar da sevgiyle büyüyen çocukların birçok açıdan daha avantajlı olduğunu göstermektedir. Sevgi dolu bir aile ortamı, çocuğun duygusal zekâsını geliştirir, özgüvenini artırır ve stresle başa çıkmasını kolaylaştırır. Ayrıca, bu tür bir ortamda büyüyen çocukların öğrenme yeteneklerinin daha iyi olduğu, sosyal ilişkilerde daha başarılı oldukları ve daha az davranışsal sorun yaşadıkları kanıtlanmıştır. Sevgi, yalnızca bir duygu değil; aynı zamanda büyüme ve gelişme için en güçlü destek mekanizmasıdır.

Dostoyevski “Bir çocuğu sevmek, dünyayı sevmektir. Çünkü bir çocuğun gülümsemesinde tüm insanlık saklıdır.” der Karamazov Kardeşler kitabında… Sevgi Günü’nde, çocuklarımıza sevgimizi göstermek için küçük ama anlamlı adımlar atabiliriz. Onlarla kaliteli zaman geçirmek, birlikte bir hikâye okumak, oyun oynamak, şarkı söylemek ya da sadece onların duygularını dinlemek bile büyük bir fark yaratabilir. Sevgi, sözlerden çok davranışlarla gösterilir. Bir çocuğun gözlerine bakarak onu ne kadar sevdiğinizi söyleyin. “Seni seviyorum, seninle gurur duyuyorum demek elbette önemlidir, ama bu sevginin altında yatan güveni, anlayışı ve sabrı hissettirmek daha kalıcı bir etki bırakır.

Sevgili anne babalar..Sevgi dolu bir ortamın iyileştirici gücünü hafife almayalım. Çocukların beyin gelişimini nasıl etkilediğini ele alan birçok yazı örnekleri var. Araştırmalar, sevgi ve güven ortamında büyüyen çocukların beynindeki stres hormonlarının daha düşük seviyede olduğunu ve bunun duygusal zekâyı, problem çözme becerisini ve öğrenme kapasitesini artırdığını göstermektedir. Keza eğitim ortamında da tek dil sevgidir. Sevgi dolu bir yaklaşımın, öğrencilerin motivasyonunu, öğrenme isteğini ve başarılarını nasıl artırdığına dair birçok bilimsel araştırma raporları var. Bu raporlarda öğretmenlerin, öğrencilere duyduğu sevginin öğrenme ortamına olan etkisi ele alınır.

Unutmayalım ki, sevgiyle büyüyen her çocuk, dünyaya daha fazla umut ve ışık getirir. Onlara verdiğimiz sevgi, yalnızca bugünlerini değil, yarınlarını da şekillendirir. Sevgi dolu bir ortamda büyüyen bir çocuk, ileride kendine güvenen, başkalarına saygı duyan ve çevresine sevgiyle yaklaşan bir birey olacaktır.

Bugün Sevgi Günü’nü kutlarken, çocuklarımıza sevgimizi göstermek için biraz daha çaba harcayalım. Bir çocuğun gülümsemesinde, sevgiyle parlayan gözlerinde, dünyanın tüm güzelliklerini görebiliriz. Onlara verdiğimiz sevgiyle geleceğin daha güzel bir yer olmasını sağlayabiliriz. Çünkü sevgiyle büyüyen çocuklar, sevgi dolu bir dünyanın en değerli anahtarlarıdır.

Sevgiyle büyüttüğümüz nesillere…

“Sevgi Günü” kutlu olsun.

Eğitim Yöneticisi

Burcu Beşer