Kocaeli'nin çok yakından tanıdığı ve iş hayatında birçok kadının idolü olan başarılı iş kadını sevgili Şeniz Fahralı, şubat ayı konuğum oldu. Böyle güçlü ve başarılı bir kadın girişimciyi konuk ettiğim için bu ay yine çok mutluyum..:)


*** ***
Şeniz Ablacım, hoş geldin. Bizler yaş grubu ve İzmitli olarak seni tanıyor ve çok seviyoruz. Ama yeni nesil kadın girişimciler adına seni tanımaya bir kez daha baştan başlayalım mı ?
Merhaba… Babam Şinasi Fahralı ve annem Nuran Fahralı. İzmir’de doğdum ve çocukluk - genç kızlık yıllarım İpraş Lojmanlarında geçti. Çocukluk ve gençliği her daim spor ile iç içe geçti. Öğrencilik dönemlerimde de spordan hiç ayrı kalmadım. Büyük bir ailenin içinde büyüyerek bu yıllara gelen bir kadınım. 
Benden 3 yaş büyük bir ablam, ve 3 yaş küçük bir erkek kardeşim var. Dayılarım, teyzelerim, halalarım ve sevgili kuzenlerim ile harmanlanmış kocaman bir ailede bazen şaşkın bazense içine kapalı büyüyen biri oldum.  Ama en önemlisi, ailemin hamuruma kattığı binlerce değer ve o yıllarda aslında herkese nasip olmadığını sonradan fark ettiğim İpras Lojmanları’nda dünya vatandaşları ile büyüme ayrıcalığını yaşadım. Atakan Mete Akman ve Gizem Akman’ın adında 2 çocuğum, Aylin Akman adında bir gelinim var. Batu Mete Akman ve Yalın Akman adında torunlarım var.

Kariyerini nasıl planladın?
İlk iş yerim İpraş oldu. Satın alma departmanında Yılmaz Ayata ile beraber çalışma şansına sahip olduğum için onu her zaman saygı ile anarım.  Babam sayesinde meraklı olduğum makinalar ile iç içe bir çalışma hayatının bana öğretisinin çok olduğu yıllardı. Bu arada Babam Şinasi Fahralı, danışmanlık yapmak üzere kendi şirketini kurmuştu. Artık aile şirketimizde görev  zamanım gelmişti. O yıllarda şirketimizin bünyesinde bulunan pompalar, kompresör ve jeneratör dahil birçok makinenin distribütörlüğü vardı. Satış ve bayi departmanlarının kurulması ve soğutma - ısıtma sektörlerine girerek büyük bir satış organizasyonunun içinde oldum. Şirketimizin bünyesinde aynı zamanda yurt dışı temsilciliklerimizin bulunduğu kimyasallar, babam ve kardeşimin konularıydı. Oğlum Atakan Mete’nin de Amerika’da aldığı eğitimlerini tamamlayıp Türkiye’ye dönmesi ile birlikte  üretime geçtiğimiz kanserojen olmayan özel ürünlerin imalatı Promast Turkey ve Promast Clean ile devam ediyoruz. İnanılmaz keyifli, bir o kadar da stresli bir iş yaşamım vardı. O zamanlar planlamadan çok işlere yetişme ve düzgün iş bitirilmesinin verdiği büyük bir koşturma içindeydim. Referanslarımız ve distribütörü  olduğumuz makinaların kaliteli ürünler oluşu tercih edilen ve güvenilen bir firma olmamıza sağladı. Beni ben yapan babam Şinasi Fahralı, her daim çocuklarımın büyümesinde de destek olan annem Nuran Fahralı, iş hayatımda her zaman yan yana yürüdüğümüz canım kardeşim Şentürk Fahralı sayesinde bugünlere geldim ve iş hayatında var oldum. Şehir içinde ve dışında montajları  ve sevkiyatları günlük hayatın aksamaması için hep gece saatlerinde yaptığımızdan dolayı gece ben de ekiplerle birlikte mutlaka o iş yerinde olurdum. Sonra birileri; “kim bu kadın” demeye başladı :) Erkek dünyası olarak tanımlanan sektörde de koşturan, işlerini düzgün yapan,  her yaptığı işin arkasında olan bir kadın… Ve iş de o an kariyerim başladı. ‘90 yılların başın da, Betül Mardin ile tanışma şansına sahip olmak benim için büyük bir artıdır. 2000 yılında onunla aynı sahnede ödül almak ise benim için büyük onurdur.

Aslında en büyük şansım daima adam gibi adamlar ile çalışma şansını yakalamam oldu…

Kadın girişicileri önemseyen onlara çok fazla destek veren biri olarak soruyorum.. Bir kadın olarak gözlemlerin ve deneyimlerin neler?
Kadın girişimcilere destek vermemem mümkün değil. Ben de bu yıllara ve başarılı bulunduğum döneme kolay gelmedim. Gerçekten aynı zamanda bir anne ve iş hayatında kadın  olmak o kadar da kolay değildi o yıllarda. Bir kere kadın olmayı, makine sektöründe olmayı büyük bir ayrıcalık olarak gördüm. O yüzden başarılı olmaktan ziyade işin düzgün yapılması ilk hedefim olunca, beraber çalıştığım bir çok firma zamanla işhayatında cinsel kimliğin olmadığı bilincine vardılar ve beni kabullendiler.

Girişimci olmak isteyen kadınlar hangi sorunlarla karşılaşıyor.Onlara ne gibi tavsiyelerin  olur?
Türkiye’de kadın olmanın daha zor olduğu dönemlerdeyiz aslında. Hangi sektörde olursak olalım elimizdeki ürünün bütün özelliklerini iyi bilmeliyiz ve hiçbir zaman duruşumuzu bozmamalıyız. Firmamızın ve şirketimizin değerlerini uygun bulan firmalar zaten bizi arayıp buluyor. Zaten düzgün ve doğru çalışırsanız başarılı olmamanız mümkün değil.

Kendini bir iş kadını olarak nasıl tarif edersin?
Şeniz Fahralı çok kuralcı ve ödün vermeyen, biraz da sert bir karakter. Bu benim yaptığım işe saygı duymam, çok sevmem ve hamuruma katılan işe bakış acısı ile ilintili. Aslında bulunduğum sektörde böyle bir duruşa sahip olmak zorunda kalmıştımda diyebilirim..

Ani bir kararla şirketlerini oğlun sevgili Atakan'a bırakıp Datça'ya yerleşme fikri nasıl oluştu?
Aslında ani bir karar değildi. Bir süreç içindeydim ama yapıp yapamayacağımı bilmiyordum. Emekliliğe hazır olunur mu - olunmaz mı? Bu bile bir bilinmezlikti. Ama 3 yada 4 günlüğüne Datça’ya kaçmalarım sıklaşmıştı. Torunlarım ile daha fazla olmak için iş saatlerimdende çalmaya başlamıştım. Strese dayanıklılığım azalmıştı. O sırada evimi almış ve eksikleri tamamlamaya çalışıyordum. Maalesef  arka bahçeden aşağıya düşüp pelvis kemiğimi kırdım. Uzun bir süre yattım. Bu da emekliliği hızlandırdı. Emekli olunca hep yaşamak istediğim yerdeyim şuan. 

Hayata inanılmaz enerjik ve keyifli bakanlardansın.Ben de hep derim ya İdolümsün diye. Ama ülkemizde mutlu olanlar kadar mutsuzlarda var.Sence kadınlar mutlu olmak adına neler yapmalılar?
Çok zor bir soru bu.. “Mutlu olmak yada olabilmek” desem..? Ne olursa olsun,benim hedef olarak koyduğum öncelikli kavram budur. Çocuklarıma hayatta ilk hedefiniz mutlu olmak olsun, iyi bir mesleğe sahip olacak  bir okulda okumalarını tavsiyeden, sevdikleri ve mutlu oldukları bir mesleği yapmalarının başarıyı getireceği konuşmaları yapmış bir anne oldum. Demek ki; bu benim hayata bakış açımda daimi bir kavram.

Kendinde en sevmediğin özelliğin nedir?
Her birey değerlidir ve saygı olmazsa olmazımızdır yaşadığımız toplumda. Yargılamak ve yadırgamak bizim değerlerimiz içinde olmamalı. Ben gerekene gerektiği ya da gerekmediği değeri  zamanında  düzgün veremediğimi geç fark ettim.

Seni en çok ne rahatsız eder?
Kaçak dövüşen ve gözüme bakarak yalan söyleyenler...

10-30 lu yaşlardaki Şeniz'e ne söylemek isterdin?
30 yaşındaki Şeniz’e ayaklarının üzerin duran bir kadın olduğu için teşekkür ediyorum. Değerlerinden ödün vermediği, pırıl pırıl 2 çocuk yetiştirebildiği, kendi çocuklarının dışında başka çocuklara da dokunabildiği, her zaman her şeye rağmen güler yüzlü olmayı başardığı ve beni ben yapan eğitimleri aldığı, görev ve sorumluluk sahibi olmayı bildiği, merdiven çıkmayı hiçbir zaman bırakmadığı için de defalarca teşekkür ediyorum.

İç sesinle aran nasıl?
İç sesim ruhumu iyi tanıyor artık. Bazen mantığım sustursa da onu…

Güçlü ve tanınan bir kadın olmak zaman zaman seni yormuyor mu?
Aksine, ben buyum. Beni güçlü yapan yaşanmışlıklarıma teşekkür borçluyum. Aslında dünyada herkesin bir misyonu var ve bunun farkındayım. Burda kızımın bana yazdığı mesajlardan  birini size okumam gerekiyor galiba..

“Annelerin en güzeli… Seninle gurur duyuyorum, seni seviyorum, seni özlüyorum.Canım, kanım, hayatım, gerçeğim, idolüm. Beni ben yaptığın için ve doğduğun için bu dünya mutlu olsun… İyi ki canım annem…”

Ve son olarak;İki kelime ile Şeniz Fahralı ?
Çözüm Ortağı...

 

******

instagram: zeynep.yalaz