Yavuz Bey, hoş geldin. Bizler yani eski İzmitliler sevi tanıyor ve çok seviyoruz. Ama yeni kuşakların seni tanıması için önce biraz kendinden bahsedebilir misin? Yavuz Ulugün kimdir?

4 Ocak 1956 İzmit doğumluyum. Aile ve köken olarak Yunanistan - Drama göçmeniyiz. Terzi Bayırı, Tepecik, Hızır ve oradan da Karabaş mahallelerinde oturduk.  Ulugazi İlkokulu’nda okudum. Oradan da Galatasaray Lisesine gittim. Galatasaray’da ortaokul ve lise kısımlarını bitirdim. 1 sene uzatmalı toplamda 9 yıllık bir eğitim sürecim oldu. Onun ardından Yüksek Denizcilik okuluna gittim, hiç aklımda yoktu ama iyi ki gitmişim. Bu bölümden mezun olmam sonucunda şu anki mesleğimi yapıyorum. 15 yıl kadar yerli ve yabancı gemilerde kaptanlık yaptım. Sonra Derince’de kılavuz kaptanlığı yaptım. Yine İzmitli ailelerden Ciğerci Osman Lüleci’nin kızı Hacer Hanım ile evliyim. Bora ve Ezgi adında iki çocuğum var bir de Ezgi kızımdan Baran ve Derin adlı iki tane torunum var. Bir de hobi olarak yapmış olduğum Türkiye limanlarını açıklayan ve rehberlik yapan İngilizce bir kitap yazdım. 

Benim için İzmit Tarihi denilince akla ilk gelenlerden birisin. Bu merak nasıl başladı?

Öğrencilik yıllarımda yaz ayları rehberlik yapardım. O zamanlar otobüs gezileri olurdu ve İzmit’ten geçerken “benim doğduğum, yer benim şehrim” diyerek pişmaniye verirdim turistlere. Fakat İzmitli olmama rağmen benim kentimin Roma başkenti olduğunu bilmiyordum. Duyduğumda çok şaşırdım ve rehber olmama rağmen bilmemem beni bu konuları daha iyi araştırmaya itti.

“İSTABUL VE BAŞKA İLLERE GİTMİŞ BİZE AİT TARİHİ KALINTILAR BİZİM MÜZELERİMİZDE SERGİLENMELİ."

Araştırmaya başladım. Sonrasında bu konu üzerine Muhittin Bakanla karşılaştım ve araştırma yaptığımız kitabı tercüme ederek bitirdik. O zamanlar İzmit Rotary Kulübü’nde Seçkin diye bir arkadaşımız vardı ve başkanlık yapıyordu. Ona,“Clive Foss” izin alıp (Ortaçağ kalelerinin incelenmesi)  bu kitabı basalım dedim. İngiliz Kültür yazarı yazmıştı kitabı ve onlara ulaşıp onay aldık ve dağıtmaya başladık. Bütün kütüphane, üniversite ve İzmit tarihi ile ilgilenenlere dağıttık, durum çok ilgi çekti. Çünkü çok derli toplu bir kitaptı ve bütün üretilenler bu kitabın üzerinden oluştu. İlk kitap oydu. Seyahatnameler adlı bir kitap daha yazdık ve çok ilgi gördü. İzmit’ten 100 yıllar boyu geçen seyyahları içeriyor. Seyyahların ortak anlatımlarına göre tepelerden, yamaçlardan aşağı doğru inerken tüm evler teraslanmış şekilde ve bahçeli, bir öndeki bir arkadakinin manzarasını kapatmayacak şekilde körfeze doğru dağlara yaslanmış yapılardan oluşuyormuş. Şuan bu durum maalesef öyle değil. Böyle bir güzelliğin korunmasını isterdim.

“BİZ NEYE SAHİBİZ FARKINDA DEĞİLİZ. İZMİT’İN HER KÖŞESİNDE BİR TARİH VAR.”

 

Evet, şimdi gelelim benim tanıdığım Yavuz Ulugün’e… Benim tanıdığım Yavuz çok keyifli, sohbetine doyum olmayan, çok sosyal birisi. Başkanlıklar ve Denizcilikle ilgili yaptığın işler oldu. Bu dönemler nasıldı?

Çok keyifliydi ama yorucuydu. Çünkü ciddiye alırsanız uğraşmanız ve yapmanız gerekiyor. Hepsinde de güzel bir şekilde ve bir şeyler öğreterek tamamladığımı düşünüyorum bu dönemlerimi. Bir kez bir talihsizlik yaşadım ve bir ameliyat geçirdim zatüre nedeniyle. O zamanlar bu durum beni biraz yordu fakat onun dışında çok güzel günlerdi. Aslında başkan olmaya da gerek yok. Siz bir derneğe ya da kuruma üye iseniz onun düşünceleri çerçevesinde katkı vermek üzere orada oluyorsunuz demektir.

Hayatta her şeyi deneyerek öğrenenlerden misin, yoksa karşısında biraz çekindiğin durumlar oluyor mu?

Her şeyi deneyerek öğrenenlerdenim ama her şeyi önceden inceleyerek deneyenlerdenim. Biraz temkinliyim.

“12 yaşından 30 yaşına yani evlilik sürecime kadar yatılı okullarda kaldım. Benim çocukluktan ergenliğe geçişim sonrasında büyüyüp adam oluşum hep arkadaşlarımla birlikte oldu.”

Peki, şu anki yaşında kendini değerlendirecek olursan nasıl değerlendirirsin?

Daha verimkâr olmak gibi bir görev hissediyorum üzerimde. Kimi sanayici hayatını yazar, “şöyle yaptım, böyle yaptım” diye ama ben öyle yapmadım. Aile içinde okunmak üzere ailemle ilgili bir kitap yazdım. Bu pandemi benim için çok etkili oldu ve herkesi görme ve izleme şansım oldu.

Herkesin sevdiği senin beğenmediğin ya da tam tersi senin beğenip kimsenin beğenmediği bir kitap ya da film oldu mu? Olduysa bizimle paylaşır mısın?

Öyle çok farklı bir şey yok aslında. Benim çok klasik olacak belki ama Sefiller kitabı çok etkilendiğim bir kitaptır. Ben de iz bırakmasının diğer sebebi ise kitabı ilk Fransızca okumam oldu.

Son olarak evdeki Yavuz Ulugün nasıl biridir?

Evde bilgisayar elimde sürekli yazıyorum. Ben şuanda bir kitap yazmıyor olsam da o bulduğum tarihi bilgi ve yazıları hemen dosyalıyorum. Çünkü daha sonrasında zamanı ve yeri geldiğinde onu kullanabileyim. Belgesel izlemeyi çok severim genelde eşimle bu konuda ayrı düşüyoruz çünkü o film izlemeyi daha çok sever. Yemek yapmayı çok bilmiyorum ama farklı, güzel yapılmış bir yemeği yemeyi çok severim. Daha sakin keyif aldığım şeylerle uğraşmayı seviyorum.