Kocaeli Başiskele ilçesine yerleşen ve sanat yolunda hızla ilerleyen Erol Efir kimdir? Sizi henüz tanımayanlar için biraz kendinizden bahseder misiniz?
Türk Silahlı Kuvvetlerinden 2012 yılında Kıdemli Albay rütbesinden emekli oldum. Eşim ve iki çocuğumla Başiskele ilçesine yerleştim. Emekli olur olmaz Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı’nın müzik ve resim bölümlerine aynı yıl yetenek sınavıyla girdim. Müzik bölümü Türk Sanat Müziği-Ud branşı idi. Eşzamanlı olarak dört yıl okuyarak mezun oldum. Böylece kendimi, çocukluğumdan beri arzuladığım hem müzik hem de resim dünyasında buldum.
Resim ve müzik derneklerinde çalışmalarıma devam ediyorum.
Kocaeli Büyükşehir Musiki Cemiyeti’nde rahmetli bestekâr Erdinç Çelikkol Şefimizin, sonra Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı’nda Neşe Sarısözen hocamızın korolarında, daha sonra da Agah Eroğlu hocamızın İÇSES-İzmit Çok Sesli Müzik Korosu’nda tenör ses olarak görev aldım. Pandemi döneminde başladığım beste çalışmalarına ara ara devam ediyorum.
2010 yılından beri İZDOGE, KODOSK ve Nicomedia-Trekking yürüyüş kulüpleri ile doğa yürüyüşlerine katıldım. Şimdi ise hava şartlarına bağlı olarak emekli arkadaşlarımla beraber doğa yürüyüşlerine devam ediyorum.
Ayrıca İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü ikinci sınıf öğrencisiyim. Hayatı ve sanatı sorgulamaya devam ediyorum.
Resim ve müzik sanatlarına başlarken esin kaynağınız neydi?
Işıklar Askeri Lisesi’nde askerlik hayatıma başladım. Ancak içimdeki resim ve müzik macerasına emekli olduktan sonra başlayabildim. Kendi gerçekliğimi, iç dünyamı yaşayabilmek ve yansıtabilmek benim esin kaynağım oldu. Hegel’in dediği gibi “Sanat, insanın kendisini kendisine sunmasıdır.” Ben de önce kendimi kendime anlatmak amacıyla yola koyuldum.
Çalışmalarınızı nerede gerçekleştiriyorsunuz?
Çalışmalarıma önce konservatuvarlarda başladım. Daha sonra müzik alanında enstrümanımla FERAHNAK Sanat Derneği’nde, Nağme-Saz Müzik Grubu’nda, ses alanında ise Türk Sanat Müziği korolarında ve İÇSES-İzmit Çok Sesli Müzik Derneği’nde tenör olarak çalışmalarımı sürdürdüm.
Resim alanında ise Firdevs Çalışkan Atölyesi’nde, Dernek Başkan Yardımcılığını yaptığım KOSEV (Kocaeli Sanatevi) atölyesinde çalışmalarıma devam ettim. Şu anda kendi evimde, atölyemde çalışmalarıma devam etmekteyim.
Birkaç arkadaş bir araya gelerek Türk Sanat Müziği icra ediyoruz. Ud enstrümanımı mümkün oldukça geliştirmeye gayret ediyorum. Beste çalışmalarımı ise evimde yapıyorum. Ortaya çıkarmadığım besteler şimdilik bilgisayarımda duruyor.
Eserlerinizi üretirken nelerden ilham alıyorsunuz? Nelere vurgu yapıyorsunuz? Daha çok hangi tema ve tarzda eserler üretiyorsunuz?
Resim çalışmalarım genellikle müzik temalıdır. Kendimi portre alanında daha başarılı bulduğum için bestekâr portrelerini yapmayı çok seviyorum.
Son dönemde ise Cumhuriyet ve Atatürk temalı resimler üzerine yoğunlaştım. Ayrıca 100. yıl marşı besteledim.
Tarz olarak empresyonist ve natüralist arası bir çizgim olduğunu düşünüyorum. Beni en çok etkileyen peyzajda empresyonist ressam Claude Monet, portre alanında ise Feyhaman Duran’dır.
Çalışmalarınızda ne gibi zorluk ya da engellerle karşılaşıyorsunuz?
Sanatın Türkiye’deki durumu ve değeri malum. Bir Avrupa ülkesindeki gibi değil. Ülkemizdeki siyasi ve ekonomik çalkantılar, insanlarımızın sanata karşı ilgi seviyesi elbette benim de motivasyonumda negatif yönde etkiler yaratmakta.
Bugüne kadar kişisel kaç sergi açtınız ya da karma sergilerde yer aldınız mı?
Art Nicomedia Derneği koordinatörlüğünde Kocaeli Arkeoloji Müzesi’nde bir adet “Müziğin Ritmi” adlı ve bir de Avrupa Belçika merkezli sanal olmak üzere iki adet kişisel sergi açtım. İstanbul ve İzmit’te toplamda 42 karma sergiye katıldım.
Sergilerine katıldığım sanat dernek ve atölyelerini sıralayacak olursam; Firdevs Çalışkan Atölyesi, KOSEV, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Art Nicomedia Kültür Sanat Derneği, 41 Sanat, 29 Ekim Cumhuriyet Kadınları Derneği, Asker Ressamlar Grubu.
Bir de FERAHNAK Sanat Derneği’nde yedi adet eserim daimî olarak sergilenmekte. FERAHNAK Sanat Derneği’nde bir konsere giden herkes görebilir.
Ayrıca Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı binası koridorlarında yağlı boya ve karakalem çalışmalarım mevcuttur.
Çok sayıda eser ürettiniz, en çok keyif aldığınız ya da en beğendiğiniz eser hangisiydi?
Ayırt etmek benim için gerçekten zor. Her çalışmada ayrı bir dünyaya giriyorum adeta.
Resim alanında ilk özgün Atatürk portresi bana heyecan verdi.
Ayrıca birinci olan teğmenleri konu alan “Birinciler” adlı tablomun da yeri ayrı tabii.
Art Nicomedia Sanat Derneği ve KOSEV (Kocaeli Sanatevi) tarafından ortak bir proje olan “İzmit’in Kurtuluşu” adlı sergiye altı eserle katılmıştım. O serginin de bende İzmit’in tarihini yansıtması açısından ayrı bir yeri var.
Ayrıca konservatuvar hocamız Prof. Dr. Enver Mete Aslan’ın çıkarmış olduğu “Lavta Metodu” adlı kitap için karakalem çizimler hazırladım.
Müzik alanındaki çalışmalarınızdan da bahsedebilir misiniz?
Konservatuvar mezuniyetinden sonra arkadaşlarımızla beraber Nağme-Saz adlı bir grup kurduk. Konservatuvar hocalarımız Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Müziği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Enver Mete Aslan ve özellikle Dr. Uğur Özcan hocamızın eğitiminde Süleyman Demirel Kültür Merkezi, Sabancı Kültür Merkezi ve farklı mekanlarda konserlere çıktık. Ben de grubumuzda udî olarak yer aldım. Pandemi maalesef grubumuzun dağılmasına sebep oldu.
Beste çalışmalarına 2019 yılında başladım. Art Nicomedia Kültür Sanat Derneği Başkanı Akın Ülkü Sevinç’in teşvikiyle “Günaydın İzmit” adlı Kürdilihicazkâr makamındaki eseri üretmek çok heyecan verici geldi bana. Art Nicomedia Kültür Sanat Derneği tarafından klibi de çekildi. Şu anda YouTube mecrasında mevcut.
Koro çalışmalarını, faaliyetlerimin yoğunluğu ve felsefe eğitimi nedeniyle bırakmak durumunda kaldım.
Gerçekleşmediği için içinizde ukde kalan bir proje ya da çalışma var mı? Sıradaki hayalleriniz neler?
Ukde kalan değil de çok sayıda taslak proje var. Esasen çok sayıda doğmamış tablo var.
Bestelenmeyi bekleyen çok sayıda müzik cümlesi var. Bilgisayarımda ve cep telefonumda kendi sesim ve ud sesi olarak hepsi taslak hâlinde kayıtlı. Bütün düşündüklerimi uygulamaya, icra etmeye ömrüm yetmez.
Üyesi olduğum Asker Ressamlar Grubu ile Anadolu’nun değişik kentlerinde resim sergileri açma projelerimiz var.
Müzikal anlamda, sözleri İlhan Akbulut’a ait olan Cumhuriyetimizin 100. yılı için bestelediğim marşımıza en kısa zamanda kayıt yapmak ve klip çekmek istiyorum.
Sıra dışı olarak nitelendirebileceğim, Art Nicomedia ile ortak çalışmasını yürüttüğüm bir proje var. Proje hem müziği hem de resmi kapsıyor. Tam olgunlaşmadığı için bilgi veremeyeceğim ama düşündüklerimizi yansıtabilirsek belki türünde dünyada bir ilk olabilir. Bu projenin lansmanını Avrupa’da yapmayı planlıyoruz.
Yorumlar (0)