Merhaba Filiz Hanım... Bu ay kapağımızda sizi ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Okurlarımız için kendinizi tanıtır mısınız ?

10 Mayıs 1972 doğumlu, evli, iki çocuk annesi ve doğa aşığı bir insanım. Kızım, Mef Üniversitesi İngilizce Mimarlık bölümünü bitirdi. Oğlum, Bahçeşehir Kocaeli Kampüsü İngilizce 9. sınıf öğrencisi.  İstanbul’da uzun bir dönem yoğun ve tempolu iş yaşantısının içindeydik. Muhasebe, finans ve inşaat sektörlerinde uzun yıllar çalıştım. Ta ki, covid denilen bilinmeyen bir hastalık çıkana kadar.  Herkes bu dönemde dört duvar arasına hapsedildi. Hiç bir şeyin önemi kalmadı. En büyük lüks, markete gidip bir şeyler almak oldu.

Bu süreç bizim önceliklerimizi gözden geçirmemizi sağladı. Böylelikle  dört duvar arasında yaşamaktan kurtulmak için önceleri hafta sonları ve tatillerde geldiğimiz Maşukiye’deki evimizde yaz kış yaşama kararı aldık.

Yoğun iş temposu ve şehir hayatının koşturmacalarından uzaklaştığım bu süreçte kendimi keşfetme  ve  geliştirme imkanını bulmuş oldum.  Ben bu dönemi hayatımın ikinci dönüm noktası olarak nitelendiriyorum.

Daha çok ne üzerine çalışıyorsunuz ?

Aslında birçok şey üzerinde çalışıyorum çünkü yalnızca bir şeyle ilgilenmenin insanı tekdüzeleştirdiğini düşünüyorum.

Dekoratif ev aksesuarları, kendi tasarladığım ürünler, eskiyi yenileme ve dönüştürme, doğal malzemelerden dekoratif ürün tasarımı, seramik ürün tasarımı, sukulent yetiştiriciliği ve satışı, workshop’lar ve en çok sevdiğim yağlı boya resim yapmak.

Ayrıca bu günlerde de kozmik enerji eğitimi almaya devam ediyorum ve ilgimi çeken başka alanlar da var fakat onları hayata geçirdiğimde sizlerle de paylaşacağım.

Temalarınızı seçerken sizi en çok ne etkiler ?

Temalarımı seçerken birçok şey beni etkiler. Örneğin; o anki ruh halim, havanın durumu, mevsim yaz mı ? Kış mı ? İlk bahar mı ? Son bahar mı ? Dönem benim için önemlidir.  Sonra  günler gelir.  İnsanlık için önemli tarihler nedir ? Örneğin bu ayı ele alırsak benim için en önemli gün 14 Şubat Sevginin Günü. Sonrasında, 8 Mart Dünya İşçi ve Emekçi Kadınların Günü, Anneler Günü, Babalar Günü … Bu özel günleri fazlası ile sıralayabiliriz. Önemli olan kişinin kendince özel bir gün yaratıyor olabilmesi. Kısacası benim için en önemli olan yaşadığımız tarihin ve anın önemi. Çünkü yaşadığımız her an tek bir an ve bir daha tekrarı yok. Önemli olan o anı kusursuz kılabilmek. Yarının kaygısı olmadan…

Ne tür malzemeler kullanıyorsunuz ? Temini kolay mı ?

Genelde doğal malzemeler kullanıyorum. Özellikle eski diye tabir edilen fakat benim için içinde yaşanmışlık duygusu bulunduran ürünleri dönüştürmek bana ayrı bir mutluluk veriyor. Ürün geldiği zaman müşterilerim bana nasıl bir çalışma yapacağımı soruyor. “İnanın hiç bilemiyorum” diyorum. Fakat ürünün üzerinde çalışmaya başladığımda o ne istediğini bana söylüyor ki çok şükür bu sonuç şimdiye kadar tüm müşterilerimi de memnun etti :))

FİLİZ HOME ART’ı kurarken nelerden ilham aldınız ?

Maşukiye’ye taşındıktan sonra bir süre yalnızca kendimi dinledim. Ne yapmak istediğimi, beni nelerin mutlu ettiğini tabii ki eşim ve çocuklarım dışında :)) ve ne yaparsam en çok keyif aldığımı…

Sonra bu düşünceleri hayata geçirmek için bir mekan arayışına girdik ve çok şükür tam da istediğimiz lokasyonda ve özelliklerde bir dükkan bulabildik.

Dükkanın tasarımı ve dekorasyonu, dış cephe boyasından içerideki raflara tabelanın şekline en ince ayrıntısına  kadar bende oluşmuştu. Her şey o kadar yerli yerinde ve kolaylıkla oldu ki bunun sebebini de sizlerle özellikle paylaşmak istiyorum.

Bu dükkan fikri devam ederken sitemizin etrafında gezinen hasta bir köpek vardı. Onu sahiplendik ve tedavi süreci için elimizden geleni yapmayı çalıştık. Fakat kemik tümörü oluşmuştu ve çok ileri seviyedeydi. Bu sırada biz bu dükkanı bulduk ve bir taraftan tedaviler devam ederken bir taraftan da dükkanda yapılması gerekenlerle uğraşıyorduk. Tedavisi için bir süre İstanbul’daki veterinerimizden destek aldık ve ister istemez dükkan ikinci planda kaldı. Çünkü benim için Allah’ın yarattığı varlık her zaman ilk sırada olmuştur. Ne yazık ki çok ağrılı ve zor bir süreç oldu bizim için. Ameliyatını yaptırdık fakat ertesi günü Yasmin’nimizi kaybettik. Fakat, ben her zaman onun uğuruna inanmışımdır. Çünkü hayallerimin ötesinde bir yere şu an sahibim.

Farklı türlerde çalışmalarınız var. Nasıl bir duygu ile bu çalışmaları yapıyorsunuz ? Bunlarla ilgili vermek istediğiniz mesaj nedir ?

Bu günlerde ne yazık ki çok hızlı bir tüketim toplumu olduk ve birçok duygumuzu bastırmak için sadece bir şeyleri satın alarak kendimizi iyi hissediyoruz. Benim çok tanıdığım insan var yalnızca eşinden bulamadığı sevgi ve saygıyı alışveriş yaparak eşine ceza verdiğini zannediyor. Kendiyle barışık olmayan insanlar bu eksikliklerini kapatmak için kendilerini alışveriş merkezlerinde  buluyorlar. Düşünmeden hesapsızca aldıklarından üç gün sonra sıkılıp onları atıp yerine başka ürünleri koyuyorlar. Aslında sonuç olarak bakacak olursak dünyayı hızlıca kirletmiş ve tüketmiş oluyoruz.

Benim çalışmalarıma gelecek olursak öncelikle geri dönüştürebilecek ürünler. Eşimin söylediği çok güzel bir söz var. Bu dünya hepimiz için ve bir tane. Ne kadar da Mars’ta yaşam arayışı devam etse de, bu hızla kirletmeye devam edersek gideceğimiz yer neresi olursa olsun aynı şekilde orayı da kirleteceğimiz aşikar.

Dekoratif el sanatları ile uğraşırken neler hissediyorsunuz?

İnsanın dünya kaygısı ve telaşı olmadan geçirebildiği eşsiz zamanlardan biridir. Yalnızca kendi ile olabildiği, kendini dinlediği ve bunları oluşturduğu esere yansıttığı çok özel bir durumdur.

Aslında herkesin kendi içinde bu yanının olduğuna ben çok inanıyorum fakat yapamamak ve başaramamak kaygısı, her zaman ön planda kalıyor. Önemli olan kişinin her zaman kendini huzur içinde hissedebildiği bir şey oluşturması. Bu bazen resim olur, bazen bir örgü, bazen bir hikaye, bazen bir nakış… Bunun farklı farklı birçok çeşidi vardır.

Aslında Filiz Home&Art ‘ta yapmak istediğim de budur. Sanatla terapi merkezi. Herkesin kendini iyi hissettiği ve huzur bulduğu bir mekan yaratmaktı. Ve çok şükür bu oldu. Her gelen buranın ne kadar huzur dolu olduğu konusunda hemfikir. Çünkü biz sevgimizi kattık.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Öncelikle derginizin bu sayısında benimle olduğunuz için Time Kocaeli ailesine sonsuz teşekkür ediyorum. Her anımda beni destekleyen eşime ve gösterdiğim bütün emeklerimi boşa çıkarmayan ve her zaman benim gururlandıran çocuklarıma teşekkür etmek istiyorum.

Ve ayrıca hayatımda bana dokunan herkese sonsuz teşekkürler…