Retina hastalıklarında erken teşhis, kalıcı görme kayıplarının önüne geçmede önemli rol oynuyor. Retina hastalıklarının görmede azalma, algılanan şekillerde bozulma ve cisimleri büyük, küçük ve çarpık görme gibi şikâyetlerle belirti verdiğini söyleyen Dünyagöz İzmit’ten Op. Dr. Erkan Ekşioğlu “Retina, göz küresinin arka duvarını bir duvar kâğıdı gibi kaplayan ve görme hücrelerinden oluşan ağ tabakasıdır. Retina beynin devamı olan nöron tabiatında bir doku olması nedeniyle kendini yenileyemediği gibi nakli de söz konusu değildir. Gelişen teknoloji ve yeni tedavi yöntemleriyle retina hastalıklarının önüne geçilse de zamanında ve doğru tedavi edilmeyen retina hastalıkları ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. Bu nedenle kalıcı görme kayıplarının önüne geçmede en önemli etmen erken teşhistir ” diyor. 

TEK BİR MUAYENE İLE TEŞHİS MÜMKÜN

Vücutta retina dışındaki hiçbir nöral dokunun gözlemlenemediğini belirten Op. Dr. Ekşioğlu, retinanın göz hekimi tarafından tüm yüzeylerinin lensler aracılığıyla gözlemlenebilen bir doku olduğuna dikkat çekiyor. Retinanın bu özelliğinin teşhis için büyük avantaj sağladığını ve muayene sonrasında teşhis koymanın mümkün olduğunu söyleyen Op. Dr. Ekşioğlu “Ancak, damarlarla ilgili bazı sorunlarda, özellikle diyabet ve hipertansiyon hastalarında retina damarlarında hasar söz konusu ise retinayı besleyen damarların görüntülenmesi amacıyla anjiyografi istenebilir” diyor. 

TEDAVİ “KİŞİYE ÖZEL” YAPILMALIDIR

Retina hastalıklarının altında yatan nedene göre farklı tedaviler uygulandığını ve tedavi stratejisinin hastalığın özelliğine göre değiştiğini vurgulayan Op. Dr. Erkan Ekşioğlu “Göz hastalıklarında medikal tedavi denildiğinde akla ilk ağız yoluyla alınan ilaçlar ve damlalar gelir, ancak retina hastalıklarının tedavisine yönelik damla kullanımı neredeyse yok gibidir. Çünkü kullanılan göz damlaları gözün ön kısmında kalarak retina kısmına ulaşamadığı gibi ağız yoluyla alınan ilaçların da çok az bir kısmı gözün içine ulaşabilmektedir. Bu nedenle retina hastalıklarında tedavi, hasta özenle değerlendirildikten sonra göz içine enjeksiyon, lazer ya da cerrahi yöntem şeklinde uygulanmaktadır” diyor.