Fotoğrafa olan tutkunuz nasıl ve ne zaman başladı?
Fotoğrafa olan tutkum lisedeyken başladı. O dönemde çevremde bu sanat dalıyla ilgilenen çok başarılı arkadaşlarım vardı. Birlikte fotoğraf gezilerine gider, sergiler izlerdik. Sa - bahın beşinde kalkıp o anı yakalama heyecanı ve ardından karanlık odanın büyülü dünyası beni çok etkiledi. 1997’de KASK’a (Kocaeli Fotoğraf Sa - natı Derneği) üye olmamın ardından Güzel Sanatlar Fakültesi’nde eğitim alarak ileride yapacağım mesleği de belirlemiş oldum. Bu arada Foto At - maca’daki ustaların da bende büyük emeği vardır.
Neşem Cumhuriyet markası nasıl oluştu?
Okuldan mezun olduktan sonra moda, mobilya, dekorasyon ve yemek gibi çeşitli dallarda fotoğraf çekimlerinde çalışarak deneyimler kazandım.2011 yılında kızımın dünyaya gelmesi ile özel gün fotoğrafçılığına ilgi duymaya başladım ve kendi adım-soyadımla markamı oluşturarak fotoğrafın yeni bir dalına geçtim.
Özellikle markanız çocuk ve bebek fotoğrafçılığı ile parladı, neden çocuk fotoğrafçılığı?
Sektörün çeşitli dallarında uzun yıllar çalıştıktan sonra, kendimi çocuk çekiminde daha iyi hissettiğimi gördüm. Onların masum dünyasında olmak, yıllar sonra çocukluk fotoğraflarına baktıklarında onlara o heyecanı yaşatacak olmanın hissinin bana inanılmaz enerji ve huzur verdiğini düşünüyorum. Modadan mobilya çekimlerine, dekorasyon çekimlerinden yemek çekimlerine kadar hepsini denedim, aslında onları da severek çekmeye arada devam ediyorum ama en büyük hazzı 8 yıldır birfıil büyük tutkuyla çektiğim çocuk ve bebek fotoğraflarından alıyorum.
Bana göre fotoğrafçılıkta en meşakkatli olan bebek çekimidir. Bu minik mucizelere nasıl poz verdirip, çekim yapabiliyorsunuz?
Tabii ki; benim de bir takım sırlarım var. Bebek çekiminin deneyimli ve bu konuda uzmanlaşmış kişiler tarafından yapılması çok önemlidir. Deneyimsiz kişilerce yapılan çekimler, telafisi olmayan sonuçlar doğurabilir. Sırlarıma gelince; her bebeğin kendine ait karakteri var ve ben de onların karakterlerine uygun pozisyonlara sokarak, istedikleri zaman dilimi içerisinde çekimlerini yapıyorum… Aileler ellerimin sihirli olduğunu düşünüyorlar. Kendilerinde ağlayan bebekler bende sakinleşiyorlar. “ Aslında nedeni çok basit… Tecrübe… Tıpkı anneannelerde ve babaannelerde durdukları gibi… Sanırım bebeklerle aramızda özel bir bağ var. Onlar beni anlıyor, ben de onları anlıyorum. Böylelikle aileler, evlerine anılarını biriktirerek keyifle dönüyorlar. Bazen uyutamadıklarında beni arıyorlar… :) Bazı aileler, çocuklarının poz veremeyeceklerini düşündükleri için tedirgin geliyorlar. Benim yaptığım onların gözünden bakmak sonuçta, vesikalık fotoğraf çekmiyorum. Onlarla oyun oynuyorum, onlara zaman tanıyorum ve güvenlerini kazanıyorum. Güvenlerini kazandıktan sonra her pozu veriyorlar.
Yeni doğan çekiminin olmazsa olmazları neler?
Yeni doğan çekimi için en uygun zaman doğumdan itibaren ilk 15-20 günlük süredir. Bebeklerin anne karnındaki pozisyonu doğduktan sonra da devam eder. Bu dönemde esnekliği açısından da kolay bir şekilde pozlandırma yapılabilir. Fakat bu dönem sonrasında hem vücut yapılarındaki esneklik azaldığı, hem uyku süreleri uzadığı, hem de gaz sancılarının başlar. Çekimdeki olmazsa olmaz olan ilk şart ise; bebeğin aç olmamasıdır.
Aileler size çok güveniyorlar. Bunu nasıl sağladınız?
Bu güven duygusunu zaman içerisinde çok bebek çekerek sağladım. Tabii ki; ben de birçok eğitim aldım. Bu tecrübeleri ailelere aktarıyorum ve sürecin onlar için daha kolay geçmesini sağlamaya çalışıyorum.
Çekimlerinizde çok özel konsept ve aksesuarlarınız var, bunları nasıl oluşturuyorsunuz?
Yurt içi ve yurt dışında benim için gezilecek yerlerin başında antikacılar geliyor. Çünkü konseptlerimi oluştururken; eskiye dair dokunun olması, yaşanmışlıkların izini görmek beni çok heyecanlandırıyor. Eski dönem filmlerin dekorlarından çok etkileniyorum, oluşturduğum konseptlere mutlaka yansıyor. Benim için oluşturduğum set up’ın her ayrıntısı çok önemli. Yapay değil, tamamen gerçek dekor tercih ediyorum.
Pandemi döneminde ne gibi önlemler aldınız?
Stüdyomu tasarlarken, bebek ve çocuk çekimleri için belli hijyen şartlarına göre düşündük ve uyguladık. Ev stüdyo gibi diyebiliriz. Ayakkabıyla girilmiyor. İçerde çekim öncesi havayı temizleyen sürekli olarak aromaterapi difüzör cihazı çalışıyor ve çekim sonrasında da elektrolize tuz sterilizasyonla temizliyoruz. Çekimde kullanılan her kıyafet ve aksesuar yıkanıyor. Aslında bebek çekimi yaptığımız için, biz pandemi öncesinde de bu sterilizasyon işlemlerini uyguluyorduk.
Çocuk fotoğrafçılığında trendler neler?
Dünyadaki trend, çocuğun ön planda olduğu, daha çok pozlamaya yönelik çekimlerdir ama maalesef Türkiye’de oluşturulan konseptlerde çocuklar içinde kayboluyor. Aslında hiçbir zaman yapılan konsept ve dekor çocuğun önüne geçmemeli… Fotoğrafta odak noktası çocuk olmalıdır. Arka plan tamamlayıcı öğelerdir, renk, desen ya da dekorla konsept tamamlanır.
Sosyal medyada da çok fazla reklamlar görüyoruz, hatta çok komik fiyatlarda bu çekimlerin yapıldığı yansıtılıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bana da çok komikten öte can sıkıcı geliyor. Arka planda her işte olduğu gibi fazlasıyla emek var. Kahve ücreti gibi rakamlar görüyorum. Demek ki; kendilerine o değeri biçiyorlar ya da meslek olarak görmeyip, kişilerinin en özel günlerine özensiz davranarak günü kurtarıyor olmalılar…
Bu işteki tatmininiz nedir?
Her çekimden sonra şükürler olsun ki; eve mutlu dönüyorum. Çünkü istediğimiz kareleri almış oluyoruz ve ben aileye o mutluluğu yaşatmış oluyorum. Albümleri ya da fotoğrafları aldıklarındaki geri dönüşler ve sonrasında yaşadığı bu deneyimin ömür boyu kalacak olması bana enerji veriyor.
Bu meslekte sonrasında Neşem Cumhuriyet olarak nerede kendini görmek istiyorsun?
Yurt dışında bir ayağımın olmasını istiyorum. Bununla ilgili ilk adımlarımı attım ancak girmiş olduğumuz bu pandemi döneminden dolayı askıya almak durumunda kaldım. Ama ileride bunu muhakkak gerçekleştireceğim. Yapmak istediğim farklı ülkelerdeki, farklı kültürdeki çocukları ve insanların fotoğraflarını çekmek.
Neşem Cumhuriyet Photography
Telefon: 0532 358 38 78
Instagram: nesemcumhuriyetphoto
Yorumlar (0)