TUNCAY ŞANLI

 

"Türk futbolunun efsane ismi Tuncay Şanlı ile geçmişten geleceğe bir yolculuk."

Türk futbolunun efsane isimlerinden biri olan Tuncay Şanlı ile gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda, kariyerinin başlangıcından bugüne kadar yaşadığı unutulmaz anıları, milli takım deneyimlerini, Fenerbahçe'deki zafer dolu yıllarını ve antrenörlük kariyerine dair detayları konuştuk. Tuncay Şanlı,  "altın çocuk" lakaplı süper yetenek Arda Güler hakkındaki düşüncelerini ve genç sporculara verdiği tavsiyeleri de bizimle paylaştı.

Tuncay Şanlı'nın samimi ve içten anlatımıyla dolu bu keyifli sohbet için hazırsanız başlıyoruz...

Merhaba...ı futbol’a nasıl başladı, başlangıç hikâyenizi anlatır mısınız?

Futbol oynamaya halı sahada başladım.  Eskiden mahalle kültürü daha fazlaydı ve mahalleler arası maçlar olurdu. Bir gün, bize yakın bir mahalleden arkadaşlar gelip beni üçüncülük maçı için çağırdılar. Maçı izleyen Sakarya'nın amatör takımlarından Tekspor'un hocası Tamer İlanç, önce okuluma gidip derslerime baktı, sonra da eve gelip ailemle konuşarak beni idmanlara çağırdı. Bu aslında bir deneme idmanıymış. İki sene oynadıktan sonra Sakaryaspor altyapısına geçtim ve tribünlerinde  taraftarı olduğum Sakaryaspor'a profesyonel imzayı attım. Sakarya tribününde yetişip o formayı giymek, hem motivasyon hem de gurur kaynağıydı. Bu dönemde başarılı bir sezon geçirdim ve ilk milli formamı genç milli takımda giydim.

 

Evet, seni ümit milli ve A milli takımda izleme fırsatı bulmuştuk. O tarihi milli takım deneyimini anlatır mısın?

Şenol Güneş dönemiydi. Ümit milli takımda İtalya ile oynadığımız maçı 3-2 kazandık. Kadromuz çok iyiydi, ertesi gün Şenol Hoca beni ve birkaç arkadaşımı A milli takım maçına çağırdı. Del Piero ve Buffon'lu İtalya takımına karşı oynamak çok heyecan vericiydi. Sadece 3 dakika bile oyunda yer almak unutulmaz bir andı.

 

Fenerbahçe transferinle Tuncay Şanlı artık herkes tarafından takdir edilen ve hayranlıkla izlenen bir futbolcu oldu. Unutamadığın maçlar hangileriydi?

Ümit milli ve A milli takıma Fenerbahçe transferimden sonra çağrıldım. Fenerbahçe'de oynadığım yıllarda unutamadığım çok gol ve maç var. Ama, Şampiyonlar Ligi'nde attığım goller gerçekten farklıydı. Manchester United maçında yaptığım hat-trick hâlâ unutamadığım bir andı. İlk hat-trick yapan Türk futbolcu bendim, benden sonra bir maçta 3 gol atan tek oyuncu Burak Yılmaz oldu. Sonrasında dört yıl Premier Lig'de Middlesbrough'da oynadım. Eskiden Türk futbolcular Avrupa'da bu kadar fazla değildi. Emre ve Tugay abi vardı, onların varlığı beni motive etti. Sonra Bundesliga'da Wolfsburg'da bir sezon oynadım. Katar Ligi ve kısa bir Bursaspor sezonundan sonra Hindistan'da futbolu bıraktım. Hindistan farklı bir tecrübeydi, Zico hocamızdı, Anelka ve Roberto Carlos takım arkadaşlarımdı. Üç ayda lig bitti, ama o kültürü görmek güzeldi.

Antrenörlük nasıl başladı?

Hindistan'dan döndükten sonra Fatih Terim aradı. 2016 Avrupa Şampiyonası vardı. Hem takımda abilik hem de teknik idmanlarda Fatih Hoca ile takım arasında köprü olmamı istedi. Nihat Kahveci ve Tümer Metin ile birlikte milli takımda ilk antrenörlüğe başladım. Sonrasında Sakaryaspor'dan hocalık teklifi geldi. Fatih Hoca, bir yerden başlaman lazım dedi ve Sakaryaspor'da ilk görevime başladım. Sakarya benim için aile gibidir, her zaman farklıdır. Ama oyunculuk daha kolay diyebilirim. Antrenörlük, takımın tümü, soyunma odası, malzemeci gibi her şeyden sorumlu olmayı gerektiriyor.

Kocaeli ile ilgili neler söylemek istersin?

Kocaelispor'un yeri Türk futbolunda çok farklı. Seyircisi ile bütünleşmiş bir kulüp. UEFA'da ülkemizi temsil etmiş, Türkiye Kupası'nı almış bir kulüp. Fenerbahçe'de ve Sakaryaspor'da oynarken deplasmanları zor maçlardı. Maçlarda üzüldüğüm tek şey bazen saha olaylarının olması. Sakaryaspor ve Kocaelispor maçları fanatik seyircilerle geçiyor. Aramızdaki rekabet hiçbir zaman bitmeyecek gibi, çünkü o atmosfer futbolcuları daha da motive ediyor. Fenerbahçe-Galatasaray derbileri gibi, Sakaryaspor - Kocaelispor maçları da her zaman üst seviyede olmaya devam edecektir. Umarım rekabet sadece saha içinde kalır ve olaysız maçlar olur. Buradan Kocaelispor seyircisine selam göndermek istiyorum. Kocaelispor, tıpkı Sakaryaspor ve Eskişehirspor gibi özel seyircileri olan büyük bir kulüp.

Arda Güler dünya gündeminde. Siz nasıl buluyorsunuz?

Arda Güler'in ilk 12 yaşında bir videosu gelmişti. Şaka mı bu, yapay zeka ile mi yapıldı, nasıl bir yetenek demiştim. Onun için söylenecek bir şey yok, Allah onu futbol oynamak için yaratmış. Özel bir yetenek. Real Madrid'e gitti, Ancelotti onunla özel ilgileniyor. Şu anki gelişimi büyük fark gösteriyor. Özel bir oyuncu ve milli takımımıza uzun yıllar hizmet verecek, dünya futboluna damga vuracaktır.

17 Sapanca'dan bahseder misin?

İlk oteli Sakarya Serdivan'da Otel 17 ile açtım. Forma numaramdan gelen ismiyle başladık. Ufak bir müzem de var, ziyaret edenler oluyor. Ailem Sakarya'da, burada insanlarla sohbet etmek ve resim çekilmek bana da keyif veriyor. Sonra Sapanca'da 17 Sapanca tesisini kurduk. Buranın konsepti çok farklı oldu. Özel alanları, bahçesi, havuzu, doğa içinde ve Sapanca Gölü manzaralı. En önemli şey hijyen ve güler yüz. Mimari yapı ne kadar güzel olursa olsun, temizlik ve personelin tebessümü her şeyi unutturur. Güler yüzlü personel ve hijyenik odalar olduğu sürece diğer her şey aşılır. Gelecek hedefim, Bodrum Bitez'de 17 Otel'in üçüncüsünü açmak.

Gençlere tavsiyeleriniz neler?

Gençlere en önemli tavsiyem, ne iş yaparlarsa yapsınlar kendilerini asla yeterli görmemeleri. Her zaman üzerine koymak ve geliştirmek için uğraşsınlar. Futbol ya da başka bir branş olsun, 'Evet, ben oldum' dememeliler. Bunu dedikleri an kaybederler. Her zaman yüksek hedefleri olmalı, pes etmemeliler. Şimdiki gençlerin imkanları bize göre daha iyi. Yetenekli bir futbolcu, sosyal medya sayesinde dünyanın bir ucunda bile fark edilebilir. Hayal etsinler, hedefleri olsun ve pes etmesinler. Ne yaparlarsa yapsınlar, bunları unutmasınlar.