Peki Göbeklitepe’nin Gizemi Nedir?

Göbeklitepe bu zamana kadar bilinen en eski yapıt ve tapınaktan 7500 yıl daha eskiye ait. Göbeklitepe’nin keşfine kadar bilinen en eski tapınak Malta’da bulunuyordu ve 5000 yaşındaydı. Göbeklitepe ayrıca Stonehenge’den 7000 yıl, Mısır piramitlerinden ise 7500 yıl daha yaşlı. Göbeklitepe’nin inşa edildiği dönemde insanoğlu bitki toplayan ve hayvanları avlayan küçük gruplar halinde sürekliliğini sağlıyordu. Kayalık bölgelerden büyük sütunların ve ağır taşların el arabaları ve yük hayvanları olmadan 2 km taşınarak Göbeklitepe’ye getirilmesi için muhtemelen tarihte insanların ilk defa bu kadar kalabalık bir şekilde bir arada olması gerekmişti. Mağara duvarlarındaki avcılığı temsil eden resimlerden ziyade burada hayvan figürleri tek ve kabartma olarak işlenmiş, sanatsal açıdan farklı bir anlayışı etkileyici biçimde yansıtıyor. Taşlar üzerinde işlenmiş akrep, tilki, boğa, yılan, aslan, turna, yaban ördeği figürleri yer alıyor. Bazı arkeoloklara göre bu hayvan figürleri tapınağı ziyaret eden farklı kabilelerin sembolü olarak nitelendiriliyor. Ayrıca tapınak kalıntılarındaki zeminlerin özellikle sıvıyı geçirmeyecek şekilde yapıldığına dikkat çekiliyor. Buradan törenlerinin ne olduğu şu an kesinleşmese de bir sıvı eşliğinde gerçekleştirdikleri fikri oluşuyor. Üst üste dizilmiş taşlardan ve dev sütunlardan oluşan Göbeklitepe, 20 adet T biçimindeki sütundan oluşuyor. Sütunların üzerinde ise insan ve hayvan figürleri bulunuyor. Hayvan figürlerinin bulunması ise tapınağın yapımında hayvan gücünden yararlanıldığını düşündürüyor. T formundaki bu taşların nasıl yapıldığı ve nasıl taşındığı kafalarda soru işareti…Ayrıca kazılarda buğdayda elde edilen bulgular arasında. Buğday elde edilen verilere göre ilk kez burada yetiştirilmiş. Tapınak etrafında insanların toplu halde yaşadığı ve toplu yaşamın insanları tarıma yönlendirdiği tahmin ediliyor. Böylece tarihte var olan yerleşik yaşamdan sonra tarım başlamıştır düşüncesinin yerini toplu yaşama özelliği tarımı beraberinde getirmiştir düşüncesi yerini alıyor. Böylece tarih adına bilinen birçok doğru yerini başka doğrulara bırakıyor… Göbeklitepe değişimin dönüm noktası olarak tarihe damgasını vuruyor.

Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda Göbeklitepe’nin M. Ö. döneme ait muazzam bir yapı olduğu ve insanlık tarihinin “sıfır noktasını” oluşturduğunu düşünüyorum. Tarih ve arkeolojinin uzun süre işlemesi gereken bir elması belki de Göbeklitepe…Şanlıurfa’ya yolu düşen Göbeklitepe’ye yapılan turlar ile Şanlıurfa’nın tarihi ve kültürel zenginliklerini görebilir, bölgenin mistik atmosferi karşısında kahvelerinizi yudumlayabilirsiniz.

Göbeklitepe’nin göbek bağını kesip, bizlere bu tarihi zenginliği görme fırsatı veren bilim insanlarına sonsuz teşekkürler…

Bilimle kalın, sağlıkla kalın…

Leyla Yiğit