KOCAELİ’YE GELMEK HAYATIMDAKİ BİRÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ 


Bize biraz kendinizden ve kliniğinizden bahseder misiniz?
İstanbul Üniversitesi Tıp (bilinen adıyla Çapa Tıp) fakültesinden mezun olduktan sonra ortopedi ve travmatoloji uzmanlık eğitimi için Kocaeli’ye geldim, zaten bugün hayatımda olan birçok değişiklik ve şu an bulunduğum konumun çizgileri de bu gelişle birlikte başladı. Genel ortopedi eğitimi devam ederken asistanlığımın ilk yılından itibaren ilk sevdam olan Omurga Cerrahisi ile burada tanıştım. İhtisasımı tamamladıktan sonra devlet mecburi hizmeti için yaklaşık 2 yıl Mardin Midyat’ta görev yaptım. Bu süreç sonrasında Akdeniz Üniversitesi’ne yardımcı doçent olarak atandım ve akademik hayata giriş yapmış oldum. Akdeniz Üniversitesi’nde iken ikinci sevdam olan Tümör Cerrahisi (Ortopedik Onkoloji) eğitimi üzerine de emek harcayarak çeşitli kurs ve eğitimlere katıldım. Bu konuda Avrupa’da önemli yeri olan İtalya Bologna Rizzoli kliniğinde ve o dönemde Prof. Dr. Reinhard Windhager’in yanında bulunarak Viyana Tıp Üniversitesi’nde ortopedik onkoloji bölümünde çalıştım. Tekrar Antalya’ya dönerek üniversitemde ortopedik tümör ve kanserlerle ilgili sorumlu öğretim üyesi olarak ders verdim. Bu sürede Omurga Cerrahisini hiç bırakmadan gerekli eğitimlerimi tamamlayıp sınavlardan geçerek TOD (Türk Omurga Derneği) Board ve Eurospine (Avrupa Omurga Cerrahisi) diplomalarını da aldım. Ayrıca Türk Ortopedi ve Travmatoloji Derneği (TOTBİD) ve Dünya Ortopedi Derneği (SICOT) üyesiyim. Akdeniz Üniversitesi’nde çalıştığım sırada doçentlik sınavına girerek başarılı oldum ve doçent unvanını aldım. Akademik olarak ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanmış ve birçoğu saygın yazarlar tarafından referans kabul edilmiş 70 bilimsel makalem, 100’ün üzerinde toplantı sunumum ve patent çalışmalarım olmakla beraber halen birçok bilimsel dergide hakemlik yapmaktayım.

Hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz?
​Bunca koşturmanın sonunda, yıllar önce uzmanlık eğitimimin ilk günü tanıştığım ve bir gün bile irtibatımızın kesilmediği Doç. Dr. Adem Aydın (ki kendisi beni Omurga Cerrahisine yönlendiren ilk kişidir) ile bir kez daha yollarımızı ve güçlerimizi birleştirmek için 2016 yılında tekrar Kocaeli’ye dönerek Artro Klinik ailesine katıldım. Bu güzel aile ile birlikte hastalarıma kliniğimizde Omurga Cerrahisi; Omurga Eğrilikleri (Skolyoz, Kifoz), Omurga Enfeksiyonları, Tümör ve Kanserleri, Erişkin Bel ve Boyun Sorunları (Bel Kayması, Bel Fıtığı, Boyun Fıtığı, Mikrodiskektomi, Disk protezi), Yaşlanan Omurga (Kanal Darlıkları, Kemik Erimesi (Osteoporoz), Omurga Çökme Kırıkları) Ortopedik Onkoloji; Kemik Tümörleri, Yumuşak Doku Tümörleri, Kemik ve Yumuşak Doku Kanserleri olmak üzere tüm sporcu sakatlıkları ve diğer kas - iskelet sistemini ilgilendiren ortopedik ve travmatik rahatsızlıklar konusunda hizmet vermekteyiz.

“VÜCUDUNUZDAKİ HER ŞİŞKİNLİK MASUM OLMAYABİLİR”

GÖRDÜĞÜMÜZ HER EĞRİLİK SKOLYOZ DEĞİLDİR

Tam olarak Skolyoz nedir?
Skolyoz omurganın bel ve sırt bölgesinde oluşan üç boyutlu eğriliğidir. Günümüzde en sık karşılaştığımız durum, duruş yani postürel bozukluklardır. Giderek artan teknoloji bağımlılığı, hareketsiz ve sporsuz yaşam alışkanlıkları kas iskelet sistemini olumsuz etkileyerek duruş dengemizi bozmaktadır. Maalesef bu kişilerin bazıları skolyoz tanısı almakta ve hatta korse vb. şekilde tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Sosyal medya ve bazı yazılı ve görsel medyada birçok kişi benzer paylaşımlar yaparak hastamızın 7 derece skolyozu vardı düzelttik demekteler... İşte sözüm o kişilere COBB açısı olarak 10° den düşük açılar Skolyoz tanısı almadığından 3°, 5° veya 7° skolyozum var demek de doğru olmayacaktır. İyi bir muayene ve değerlendirme sonrası duruş bozukluğu ve skolyoz ayrımı yapılabilir. Skolyoz tıbbi bir sorundur ve maalesef sadece yoga, pilates, yüzme yap düzelir diyecek kadar basit olmayan karmaşık bir omurga problemidir.

TEDAVİ EDİLMEYEN SKOLYOZ ARTIŞ GÖSTEREBİLİR

Skolyoz daha çok hangi yaş gruplarında ortaya çıkıyor?
Skolyoz özellikle küçük yaşlarda tanı alan kişilerde hızlı büyüme dönemine girdiklerinde (kızlarda ergenlik öncesi erkeklerde ergenlik ile beraber) eğrilikte artış olacaktır. Bu artış ilk tanı konulduğunda yaşı küçük olan ve eğriliği fazla olan kişilerde daha fazladır. Bilimsel paylaşımlar ilk tanı anında 22 derece eğriliği olan 11 yaşındaki skolyozlu bir bireyin tedavi edilmediğinde 12 yaşında 42 derece ve 13 yaşında ise 85 dereceye kadar ilerlediğini göstermiştir. Konservatif tedavilere (korse, schroth egzersizleri) rağmen eğrilikte ilerleme ve açısal değişimler olan hastalarımız cerrahi olarak düzeltilmektedir. 

Sanılanın aksine ameliyat olan hastalarımızda belirgin bir hareket kısıtlığı olmadığı gibi uzun süre korse tedavisi görmüş ve halen eğriliği devam eden hastalarla kıyaslandığında özgüvenleri ve sosyal çevreye uyumları daha iyi olmaktadır.

HER BEL AĞRISI BEL FITIĞI DEĞİLDİR


Bel fıtığı hakkında bilgi verir misiniz? 
İnsanların yaklaşık %90’ı hayatlarının bir döneminde bel ağrısından yakınırlar. Bel ağrısının sıklığı 40 yaşından sonra artar ve kadınlarda erkeklere göre daha sıktır. Sağlık harcamalarında kanser ve kalp hastalıklarından sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Bel ağrısının en sık sebebi mekanik nedenler olup kas ve bağ kaynaklı ağrılar oluşturmaktadır.
Fıtık kaynaklı ağrılarda ise etkilenen sinir köküne bağlı olarak kalça, uyluk bacak ve ayağa yayılan ağrı, uyuşma ve karıncalanma olur. Akut bel ağrısı olan hastalar 4 hafta içinde kendiliğinden büyük oranda iyileşerek normal hayatlarına dönerler. Ağrının 3 aydan fazla sürmesi durumunda kronik bel ağrısından bahsedilir. Nadiren kendiliğinden düzelir. Bel fıtığının da eşlik ettiği bel ağrılarında öncelikli tedavi fizik tedavi, manuel terapi, osteopati, proloterapi, ilaç ve egzersiz tedavisidir. Maalesef son zamanlarda giderek artan MR çekimleri nedeniyle tesadüfen görülen ve hiç şikayet vermeyen ya da hastanın mevcut şikayeti ile ilgisi olmayan bel veya boyun fıtıkları görülmektedir. Bunların ameliyat edilmesine gerek yoktur. Ameliyat olmazsa patlar, felç kalırsın gibi kulaktan duyma ve hiçbir bilimsel geçerliliği olmayan sözler de doğru değildir. Zira semptomatik olsa da yani hastanın şikâyeti ile uyumlu da olsa birçok fıtık kendiliğinden veya ameliyatsız tedaviler ile iyileşebilir. Sadece bazı özel durumlarda ameliyat gerekir ki bu oran sanılanın çok altındadır.

İLETİŞİM
Adres: Körfez Mahallesi Ahmet Ergüneş Sokak Hasan Keleş İş Merkezi Kat: 3 İzmit Kocaeli
Telefon: 0262 322 56 34  / 0533 094 09 41   
Instagram: artroklinik / docdrhalilatmaca
Mail: drhalilatmaca@gmail.com